Antakya TSO Başkanı Çinçin: Seçimle unutulduk

Antakya TSO Başkanı Hikmet Çinçin, “Deprem bölgesi olarak şu anda maalesef seçimin gölgesinde kaldık. Gün geçtikçe siyaset daha fazla hâkim olacak. Bizim için süreç daha zor hale gelecek” dedi.

Şehriban Kıraç

Antakya Ticaret ve Sanayi Odası (Antakya TSO) Başkanı Hikmet Çinçin, güncel Kredi Garanti Fonu (KGF) paketleriyle, geçici çözümlerle Hatay’ı ayağa kaldırmanın mümkün olmadığına dikkat çekerek “Depremden en fazla etkilenen Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman’a pozitif ayrımcılık yapılmalı. Hatay için süper teşvik paketine ihtiyaç var” dedi. Bu moralle artık işe dönmeyeceğim diyen işçi de işveren sayısının da çok fazla olduğunu vurgulayan Hikmet Çinçin ile deprem bölgesinin sorunlarını konuştuk.

Depremin üzerinden iki ay geçti, gelinen noktada Hatay’da ekonomik açıdan durum nedir?

Güncel KGF paketleriyle, geçici çözümlerle Hatay’ı ayağa kaldırmak mümkün değil. Depremden etkilenen tüm illeri aynı kefeye koymamak gerekiyor. Hatay için süper teşvik paketine ihtiyaç var. Burada şu anda hastane yok, çok göç verdik. Tersine göçün olması için en geç eylül ayında yüz yüze eğitimin başlaması gerekiyor. 

Hatay için süper teşvik derken neler bekliyorsunuz?

Depremden sonra illerin/ ilçelerin/firmaların etkilenme oranlarına göre kategorize edilmesi ve bu sınıflara göre süper teşviklerin/desteklerin planlanması gerekiyor. Ticari kredilerde minimum 1 yıl faizsiz erteleme sağlanmalı. Tüm kurumlar, KDV ve gelir vergi beyannamelerin verilme süresi 1 yıl ertelenmeli. Üretim araçlarını da içeren yatırım teşvikleri planlanmalı. Minimum iki yıl ödemesiz uzun vadeli ve düşük faizli kredi sunulmalı. SGK işçi ve işveren primlerinde en az beş yıl için indirim yapılmalı. Mikro ve küçük ölçekli işletmeler ve zanaatkârlar için OSB kurulmalı. 

Şehrin ekonomisi ile ilgili net hasar tespiti yapıldı mı?

Burada ekonomi yok, durdu. Sadece Antakya’nın merkezinde bulunan Küçük Sanayi Sitesi’ndeki 2 bin işletmeden 1800’ü yıkıldı. Şehirde şu an büyük bir moloz yığını var. Ekolojik dengeyi koruyarak bu molozlar kaldırılmalı. 2 bine yakın konteynerin ihalesi yapıldı. Bunlar geçici işyeri olarak esnafa tahsis edilmeye başlandı. 50 tanesi teslim edildi. Ekonomik aktiviteye yönelik tek ciddi adım bu. KOBİ dışı firmaların ihtiyaçlarına özel ilgi gösterilmeli. Ticaret Bakanlığı’na küçük firmalar için özel bir masanın oluşturulmasını önerdik.

KREDİ İTİBARI ZEDELENDİ 

Bankaların şu anda deprem bölgesine yaklaşımı nasıl?

Firmaların kredi itibarı zedelendi. Teminat kapasitesi kalmadı. Bankalar sevecen görünse de bir şey yok. Gerçekten işimiz çok zor. Buraya çok ciddi kaynak aktarımı lazım. Akılcı çözümler gerekiyor. Ama şu anda maalesef seçimin gölgesinde kaldık. Gün geçtikçe siyaset daha fazla hâkim olacak. Depremzedeler için zor bir süreç daha da zor hale gelecek. 

Gerçekten deprem siyasetin gölgesinde mi kalıyor? 

Unutuluyoruz. Geri planda kaldık. Hayat yavaş yavaş normalleşiyor deniyor. İnsanlar ailelerini, yakınlarını kaybetmiş, işyerini, evini, iş aracını kaybetmiş. Bu insanların hayatı nasıl normalleşecek. 

Hatay ne kadar zamanda toparlanır? 

Hükümetin bir yol haritası açıklaması lazım. 3, 6, 9 aya kadar şu ya da bu adımları atacağız demeliler. İnsanlar bu yol haritasını görerek ona güvenerek yeni hayatlarını kurmaya gayret ederler. Şu anda kimse burada ileriye dönük planlama yapamıyor. Daha imar kararları verilmedi. Çöken işyerlerinin yerine yenileri yapılacak mı nereye yapılacak... Bu kadar belirsizlik içinde ne yapacağız bilmiyoruz. Baş edilmesi zor bir afet ama bedeli de biz halk ödüyoruz. Net taahhütler duymak istiyoruz. Mesela konteyner kentler kuruluyor, konteynerin yalıtımı yok. Bu yazı nasıl geçireceklerini bile bilmiyorlar.

İŞÇİ DE PATRON DA GÖÇÜYOR

Yetişmiş insan kaynağı kenti terk etti, geri dönerler mi? 

Dönmez. Niye dönsün ki. Önce barınma ihtiyacını çözmek gerekiyor. Süre uzadıkça insanların buraya dönmeme ihtimali de artıyor. Mavi ve beyaz yaka çalışanların tekrar dönmesi ancak maaş teşvikleri, sosyal alanların ayağa kaldırılmasıyla olur. Şu anda OSB’lerde ki yaklaşık 220 firmanın ancak yüzde 30’u yüzde 30-40 kapasiteyle çalışıyor. Küçük yan sanayi yok oldu. Yan sanayinin ayağa kalkması çok zor. 

Yönetenler de geliyor, taleplerinizi iletiyorsunuz ne diyorlar? 

Not alıp gidiyorlar. Uluslararası, bilimle, ciddi komiteler kurullar oluşturarak çözülebilecek bir sorun. İnsanlar sadece işyerini değil stokunu da kaybetmiş. Bu moralle artık işime dönmeyeceğim diyen işçi de işveren de çok fazla. Buranın 3 tane yerel gıda marketi vardı. 2 tanesi artık işe başlamayacağız dedi. 250 nakliye firmalarının yüzde 50’si, yaş sebze meyve temini ve paketlemesi yapan 750 civarında firmanın yüzde 60’ı burayı terk etti.