12 milyon ton açık bekleniyor, TMO nereden ithalat yapacağını düşünüyor

Rusya'nın Ukrayna'ya karşı başlattığı operasyonlar, Türkiye ekonomisini etkilemeye devam ediyor. Operasyonların, hububat ve bu kapsamda buğday için yaratacağı sorunlar hakkında çalışma yapan CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, "Doğru bir planlama ile mevcut arazi miktarı ve çiftçi sayımızla bu ihtiyacı rahatlıkla karşılayabilirdik. Ancak 2022 için bu tren kaçtı diyebiliriz" dedi.

Mustafa Çakır

Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesi, AKP iktidarı tarafından tarım ve gıda ürünü ithalatçısı haline getiren Türkiye’yi bu yıl özellikle hububat ve bu kapsamda buğday açısından sıkıntıya sokacak. CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen’in bu konuda yaptığı çalışma ise önemli ipuçları veriyor: 

  • 2021 buğday üretimi 2020’ye göre yüzde 14 azalarak 17.5 milyon ton oldu. Yıllık iç tüketim ise 20 milyon ton civarında. Geçen yıl 10 milyon tona yakın buğday ithal edildi. Bunun 6 milyon tonu Rusya, 1 milyon tonu Ukrayna’dan yapıldı.

GÜBRE FİYATI UÇTU

  • İktidar ise aslında buğday ithalatına ihtiyaç olmadığını, bunun daha çok makarma ve kaliteli un üretimi için yapıldığını, bu tür katma değerli ürünlerle de ihracat gelirinin artırıldığını savunuyor.  Ancak her durumda Türkiye’nin iç tüketim ve ihracat için yıllık 27 milyon ton buğdaya ihtiyacı var.
  • Gübre fiyatları ise son bir yılda beş kat arttı. Çiftçi tarlasına gübre atamaması verimi düşürecek. Ayrıca tarlaya elektrik faturaları nedeniyle su da verilemedi. Bu nedenle 2022 rekolte tahminleri 15 milyon ton civarında. Buna göre 11-12 milyon ton açık tahmin ediliyor. 

Yaşanan süreci yakın geçmişe bakarak yorumlayan Başevirgen ise şu konulara dikkati çekti: “Doğru bir planlama ile mevcut arazi miktarı ve çiftçi sayımızla bu ihtiyacı rahatlıkla karşılayabilirdik. Ancak 2022 için bu tren kaçtı diyebiliriz. TMO şimdiden nereden ve hangi fiyatlarla buğday ithal edileceğini kara kara düşünmeye başladı. 2022 bütçesinden tahsis edilen 16 milyar liralık görev zararı ödeneğinin yeterli olmayacağı çok açık. Halihazırda üretimimizi etkileyen bu kadar olumsuzluk varken şimdi de en büyük iki tedarikçimiz savaş halinde. ‘Paramız var ki ithal ediyoruz’ diyen iktidar şimdi ne diyecek?”

Ayrıca daha önce ekmeğin 5 lira, sütün 20 lira ve etin 150 lirayı geçeceğini söylediğini hatırlatan ve “Tabii o zaman hesaba bu savaş katılmamıştı” diyen Başevirgen, şu önerileri yaptı: “Hayati öneme sahip tarımsal ürün ve mamullerin ihracatı ya engellenmeli ya da kota uygulanmalı. Bu iki ülke dışında acilen başka ülkelerle de ürün ve hammadde tedarik anlaşmaları yapılmalı.”