Yoksul otizmli bireyler ihtiyacı olan eğitime ulaşamıyor

Otizmin bilinen tek çaresi eğitim. Bu sendromu olan çocuk ve gençlerin haftalık en az 30 saat eğitim alması gerekiyor. Devlet bunun sadece iki saatini karşılıyor. 0-19 yaş grubu arasındaki 574 bin 963 otizmli gencin sadece 4 bin 461’i eğitime ulaşabiliyor.

Figen Atalay

Otizmli bir gencin,  İstanbul’da kaldığı bakımevinde şiddet gördüğünün ortaya çıkması, bu sendromla yaşayan çocuk ve gençlerin eğitim ve yaşam koşullarını bir kez daha gündeme getirdi. 

Türkiye’de yaklaşık 2 milyon otizmli birey olduğu tahmin ediliyor. Otizmli çocukların yaşıtlarından farkı kalmaması için haftada en az 30 saatlik yoğun eğitim almaları gerekiyor. Okul çağında yer alan 574 bin 963 otizmli çocuk ve gencin sadece 4 bin 461’i eğitime erişebiliyor. 

Tohum Otizm Vakfı Genel Müdür Vekili Özgül Gürel, otizmli bireylerin yaşam koşulları, özel eğitim merkezleri ve bakımevlerinin sorunları, eğitime erişimleri gibi konularda sorularımızı yanıtladı. 

Özgül Gürel

- Türkiye’de otizmli birey sayısı tahmini olarak ne kadar ve ne kadarı eğitim alabiliyor? 

Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme merkezlerinin  verilerine göre her 44 çocuktan 1’inin otizm tanısı aldığı tahmin ediliyor. Otizmin görülme sıklığı günümüzde çok büyük bir hızla artıyor. Bunun en güçlü sebepleri ise tanı araçlarının gelişmesi ve otizm konusunda farkındalığın artması olarak açıklanabilir. Günümüzde otizmli bireyler için bilimsel olarak etkili olduğu bilinen tek yol erken tanı ve yoğun, sürekli, nitelikli özel eğitim. Ülkemizde, 0-19 yaş arasında yani eğitim çağında yer alan 574 bin 963 otizmli çocuk ve gencin 42 bin 461’i okullaşabilmiş ve eğitime ulaşabilmiştir. Nüfusa projeksiyon yaptığımızda ülkemizde yaklaşık 1 milyon 900 bin 326 otizmli birey olduğu ve bu durumdan etkilenen 7 milyon 601 bin 304 aile ferdi bulunduğu tahmin ediliyor.

206 OTİZMLİ BAKIMEVLERİNDE 

- Bakımevlerinde kalan kaç otizmli var?

2020 yılı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı verilerine göre bakımevlerinde kalan 206 otizmli birey var. Bunların 98’i resmi bakımevlerinde, 108’i ise devlete bağlı özel bakımevlerinde kalıyor. 

- Hem bakımevlerinde hem özel eğitim merkezlerinde yaşanan sorunlar neler? 

Türkiye’de otizmli bireylerin yatılı ya da gündüz faydalanabileceği devlete bağlı bakımevi sekiz tane var. Bulundukları iller ise Afyonkarahisar, Sakarya, Samsun, Antalya, Aydın, Muş ve İstanbul. Otizmli bireylerin bakımının özel bir uzmanlık gerektirdiği, bakım personellerinin eğitiminin çok kritik olduğu ve ülkemizde bu personelleri yetiştirebilmek noktasında önemli yetersizlikler olduğu bir gerçektir.

Merkezlerde üniversitelerin “Engelli Bakımı ve Rehabilitasyon Ön Lisans Programı” mezunu personellerin çalıştırılmasına öncelik verilmeli, otizm ile ilgili kapasiteleri geliştirilmelidir. Bu merkezlerde çalışan tüm personel otizm konusunda eğitilmeli; kriz yönetimi, fiziksel müdahale, güvenlik ve mesleki etik gibi konularda yoğun bir eğitim sürecinden geçmelidir. Merkezlerde programları çıkaran, uygulatan, personeli yöneten ve denetleyen en az bir “uygulamalı davranıs¸ analisti”nin zorunlu personel olarak görev alması sağlanmalıdır. Merkezler; otizmli bireylere bağımsız yaşam becerilerini kazandırarak eğitim, sosyal hayat ve istihdama katılımlarını sağlamak amacı ile hizmet etmelidir. Merkezlerin amacı otizmli bireyleri mevcut durumuyla ömür boyu bir mekânda tutmak olmamalıdır.

- Otizmli bir çocuğun haftada kaç saat eğitim alması gerekir? Devlet kaç saatlik ödeme yapıyor? 

Otizmli bireylerin toplumsal hayata katılımını sağlamanın tek yolu olan erken tanı ve özel eğitim, özellikle de erken müdahale hizmetlerinin önemi çok büyük. Otizmli çocuklar ve yetişkinlerin hayatlarına azami bağımsızlıkta devam edebilmeleri için okul öncesi eğitimden başlayarak nitelikli eğitim hizmetlerine erişimlerinin etkin şekilde sağlanması çok önemli. Erken tanı ve doğru bir eğitim yöntemi ile yoğun olarak eğitim alan çocukların yaklaşık yüzde 50’sinde otizmin belirtileri kontrol altına alınabilmekte, gelişim sağlanabilmekte, büyük ilerleme kaydedilmekte ve hatta bazı otizmli çocukların ergenlik yaşına geldiklerinde diğer arkadaşlarından farkı kalmayabilmektedir. Dolayısı ile bizim için burada en önemli nokta olabildiğince erken dönemde (12 ay civarı) tanı koyabilmek ve haftada en az 30 saati bulan yoğun bir eğitim almalarını sağlamak. Özellikle 0-5 yaş arasında bu yoğun eğitim çok kıymetli. 

MEB’e bağlı özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde tüm engel gruplarına sunulan eğitim hakkı; 8 saat bireysel, 4 saat grup toplamda ayda 12 saat eğitimi kapsıyor. Aslında her engel grubundaki ihtiyaçları farklı çocukların bireysel gelişimleri doğrultusunda; özellikle erken yaşlarda bazısının ayda 10, bazının 40, bazısının sadece 2 saat ihtiyacı olabiliyor. Ortalama 30 saatlik haftalık eğitim programının sadece 2 saati devlet tarafından karşılanıyor diyebiliriz.

İŞ YAŞAMINA KATILIYORLAR

- Otizmli bireyler özellikle ileri yaşlarda ailede kendileriyle ilgilenecek kimse yoksa çaresiz duruma düşebiliyor. Bu durum nasıl önlenebilir? Mutlu ve bağımsız yaşayabilecekleri merkezler, köyler vb. kurulamaz mı?

Mesleki iş koçları ile otizmli bireylere iş ortamında gereken destek mekanizması kurulduğunda otizmli bireyler, iş hayatına katılabiliyor; ekonomimize katkıda bulunabiliyor. Otizmli çocukların nitelikli eğitime erişimlerinin sağlanması, yeterlilikleri ve kapasitelerinin artırılması, istihdam edilebilecekleri iş alanlarında artış sağlayacaktır. Tabii istihdamın bir parçası olamayacak düzeyde otizmli bireyler de var. Bu durumda devlet ve yerel yönetim tarafından kurulacak ve desteklenecek nitelikli gündüzlü bakımevleri olmalıdır. Bu merkezlerde günlük yaşam ve istihdam becerileri kazandırılmalı, tıbbi ve sosyal gereksinimleri planlanarak karşılanmalıdır.