Uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik sınavına tepkiler çığ gibi büyüyor
Eğitim-İş Sendikası Başkanı Kadem Özbay, mevzuata ve sınav sistemine tepki gösterdi. Özbay, “İlgili yasalar öğretmenlik için bir uzman mesleğidir derken söz konusu meslek kanunu uzmanlığı yeni koşullara tabi tutarak çelişki yaratmaktadır" dedi.
Sena TufanÖğretmenlik Meslek Kanunu’na göre, uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik unvanları için öğretmenlere 19 Kasım’da 81 ilde yazılı sınav yapılacak. Bu kapsamda öğretmenlere, Öğretmen Bilişim Ağı (ÖBA) üzerinden 180 ve 240 saatlik eğitim verilmesi planlanıyor. Açıklanan mevzuata ve sınav sistemine tepki gösteren Eğitim-İş Sendikası Başkanı Kadem Özbay, sistemdeki çarpıklıklara işaret ederken öğretmenler de “uzmanlığımız diplomamızdır” dedi.
"İTİBARIMIZA ZARAR"
Cumhuriyet’e konuşan ve isminin açıklanmasını istemeyen 32 yıllık bir öğretmen, uzmanlık sınavının öğretmenlerin itibarına zarar verdiğini söyledi. Öğretmen, “Uzmanlık Milli Eğitim Bakanlığı’nın yaptığı gibi 500 sayfaya yakın 12 ayrı uzmanlık gerektiren konuları ezberleyerek olmaz. 12 uzmanın anlattığı ve bir yıla yayılması gereken konuların hepsini su gibi ezberleyip üç ayda sınava girmemizi bekliyorlar. Ben bu kitabı ezberleyince sınıfta oturmayan öğrenciyi oturtabilecek miyim?” dedi. “Uzmanlık sınıfta uygulamayla olur” diyen öğretmen, “Başöğretmenlik, ünvan olarak Atatürk’e ait olmalıdır” diye konuştu. Başka bir öğretmen de “Meslekte geçirdiğim bunca yıl, hep tecrübeli öğretmenlerimi örnek alıp onlara danıştım. Fikirlerini dikkate alıp onların yolundan gittim. Hâlâ böyle yapıyorum. Branşımda her zaman yeniliklere açığım. Kendimi geliştirmek için eğitimlere katıldım. Artık emekliliğim de yaklaştı. Şimdi ben bu bilgi birkimim ve tecrübemle uzmanlığı hak etmiyor muyum?” dedi.
"KANUN DEFOLU"
Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay da şu sözlerle tepkisini dile getirdi: “İlgili yasalar öğretmenlik için bir uzman mesleğidir derken söz konusu meslek kanunu uzmanlığı yeni koşullara tabi tutarak çelişki yaratmaktadır. Çalışma yaşamında adaletin olmazsa olmazı olan eşit işe eşit ücret ilkesi de bu kanunla katledilmek istenmektedir. Öğretmenler zaten fakültelerinde alanlarına göre eğitim almaktadır. Bir matematik öğretmeni, ilgili fakülteden mezun olduğunda zaten uzmandır ve uzmanlık belgesi de elindeki diplomadır. Şimdi bu öğretmenlere “Gel bakalım ne kadar uzmansın. Haklarını ve sıfatını ona göre tekrar değerlendireceğiz” demenin akılla da vicdanla da yan yana gelir tarafı yoktur. Bu ülkenin tek bir Başöğretmeni varken bu kanunda tariflenen kariyer basamaklarından birine ‘başöğretmen’ adı verilmesi de kanunun diğer bir büyük defosudur.”