TED Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu:

“Okulda verilen eğitim kıymetlendirilmelidir. Eğitim sisteminin sınav odaklı, ezbere dayalı yapısı ortadan kaldırılmalıdır. ‘Nitelikli okul kandırmacası’ndan ibaret olan ortaöğretime geçiş sınavı tüm öğrencilerin odağı olmaktan çıkarılmalıdır.”

Figen Atalay

Türk Eğitim Derneği (TED) Yönetim Kurulu ve TED Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, eğitimde fırsat eşitliğini, “öğrencilerin eğitim sistemi içindeki başarı farklılıklarının, içine doğduğu ailenin koşullarından, anne-babasının mesleğinden, eğitim seviyesinden, zengin ya da fakir oluşundan bağımsız olması” diye nitelendirerek “Ama ulusal ve uluslararası veriler ülkemizde bu eşitliğin sağlanamadığını göstermektedir. Örneğin, anne-babası ilkokul mezunu olan öğrenciler ile lisansüstü mezunu ebeveynlere sahip öğrenciler arasında LGS’de 120 puan fark bulunmaktadır” dedi. 

Pehlivanoğlu ile TED, TED Üniversitesi ve eğitimde eşitlik üzerine konuştuk. 

ÜÇ MİSYON

TED’in kuruluş öyküsünü  anlatır mısınız?

Büyük önder Atatürk, çağdaş bir toplum inşa etmek ve gelişim için gerekli temelleri atmak amacıyla Cumhuriyetin ilk yıllarında sivil toplum kuruluşlarının kurulmasına öncülük etmiştir. Atatürk’ün talimatıyla kurulan Türk Eğitim Derneği (o dönemki adıyla Türk Maarif Cemiyeti), bu vizyonun önemli bir parçasıdır. TED’in üç temel misyonu vardır:

  • Uluslararası rekabet gücüne sahip, yetkin bireyler yetiştiren ve yabancı dilde eğitim veren okullar açmak.
  • Maddi olanakları kısıtlı, ancak başarılı öğrencilere burs sağlayarak eğitim fırsatları sunmak.
  • Ürettiği eğitim politikalarıyla Türk eğitim sistemine yön vermek.

Neden üniversite kurdunuz?

Yükseköğretim, bir ülkenin ekonomik büyüme ve kalkınmasının lokomotifi, bireysel ve toplumsal refahın itici gücü, küresel bilgi ekonomisine uyum sağlamanın kilit taşıdır. Aynı zamanda sosyal mobiliteyi güçlendiren ve toplumun hem kültürel hem de entelektüel gelişimini besleyen en güçlü kaynaktır. Bu doğrultuda Türk Eğitim Derneği’nin eğitim alanındaki 100 yıla yaklaşan deneyimini ve kalite gerçekliğini yükseköğretime taşımasıyla TED Üniversitesi kurulmuştur. TEDÜ genç, dinamik ve çağdaş bir şehir üniversitesi olarak “önce insan” anlayışıyla küreselleşmenin gerektirdiği bilgi, beceri ve yetkinlikleri kazandıran “liberal eğitim” felsefesini benimsemiştir. Tüm bölümlerde eğitim dili İngilizce olan TEDÜ, öğrencilerini hem ulusal hem de uluslararası arenada donanımlı bireyler olarak yetiştirmeyi amaçlamaktadır. TED Üniversitesi’ni farklı kılan en önemli unsurlardan biri, teoriyi uygulamayla buluşturan eğitim modeli ve disiplinlerarası işbirliğini teşvik eden yaklaşımıdır. Bu yönüyle üniversitemiz, sadece bireysel başarıyı değil, toplumsal kalkınmayı da destekleyen bir yükseköğretim anlayışını temsil etmektedir. TED Üniversitesi olarak öğrencilere sağladığımız burs imkanlarıyla eğitimde fırsat eşitliğini desteklemeyi hedefliyoruz. 

AİLE KOŞULLARI BELİRLEYİCİ

Eğitimde fırsat eşitliği var mı sizce?

Eğitimde fırsat eşitliği, öğrencilerin eğitim sistemi içindeki başarı farklılıklarının, içine doğduğu ailenin koşullarından, anne-babasının mesleğinden, eğitim seviyesinden, zengin ya da fakir oluşundan bağımsız olması demektir. Ama ulusal ve uluslararası veriler ülkemizde bu eşitliğin sağlanamadığını göstermektedir. Örneğin, anne-babası ilkokul mezunu olan öğrenciler ile lisansüstü mezunu ebeveynlere sahip öğrenciler arasında LGS’de 120 puan fark bulunmaktadır. Ayrıca en düşük ve en yüksek başarıya sahip bölgelerdeki öğrenciler arasındaki fark, yaklaşık üç yıllık öğrenme süresine denk gelmektedir. Düşünce kuruluşumuzun Bir Bakışta Eğitim 2024 raporuna göre, ebeveyni üniversite mezunu olan yetişkinlerin yüzde 81’i üniversite mezunuyken ebeveynleri lise mezunu bile olmayanların yalnızca yüzde 18’i üniversite mezunu olabilmiştir. Bu veriler, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanamamasının nesiller arası eğitim ve gelir uçurumunu derinleştirdiğini açıkça ortaya koymaktadır. Her kademede eğitimin niteliğini artırmak, temel becerileri güçlendirmek, sınav odaklı anlayıştan uzaklaşmak ve öğretmen niteliğine yatırım yapmak gibi bütüncül bir yaklaşıma ihtiyaç duyulmaktadır. Okulda verilen eğitim kıymetlendirilmelidir.Sınav odaklı, ezbere dayalı yapı ortadan kaldırılmalıdır. “Nitelikli okul kandırmacası”ndan ibaret olan ortaöğretime geçiş sınavı tüm öğrencilerin odağı olmaktan çıkarılmalıdır.

VERİYE DAYALI ÇÖZÜM ÜRETİR

TED’in düşünce kuruluşu TEDMEM’i neden kurdunuz? Kurumun hazırladığı raporlar dikkate alınıyor mu? 

TEDMEM misyonu tamamlamak ve güçlendirmek amacıyla kurulmuştur. TEDMEM, eğitim politikalarının bilimsel temelde tartışılmasını sağlamak, bilgi ve politika arasındaki boşluğu kamu yararına doldurmak ve eğitim sisteminin sorunlarına çözüm üretmek amacıyla çalışmalar gerçekleştirmektedir. TEDMEM, eğitim politikalarını siyaset üstü ve ideolojilerden bağımsız bir anlayışla ele alarak toplumun her kesimine hitap eder ve eğitimde fırsat eşitliği için çözümler üretir. Veriye ve kanıta dayalı çözüm önerileri sunan bir düşünce kuruluşu olarak TEDMEM’in hazırladığı raporlar, eğitim sisteminin mevcut durumunu derinlemesine analiz ederek, kamuoyunu ve karar alıcıları bilinçlendirmeyi hedefler.

İLERİ LİSE DİPLOMASI VERİLMELİ

Yükseköğretime giriş sistemi nasıl olmalı? 

Yükseköğretime geçiş sistemi hazırbulunuşluk ve yeterlik önkoşullarına dayalı yerleştirmeye doğru evrilmelidir. Üniversite kapılarında gerçekçi olmayan yığılmaların önlenmesi için yükseköğretime devam etmek istemeyen ve liseden sonra istihdama katılmak isteyen öğrencilere 11. sınıfın sonunda “standart lise diploması” verilmelidir. Bu öğrencilerin not ortalamalarına göre sınavsız biçimde meslek yüksekokullarına, önlisans programlarına ve açıköğretim programlarına geçiş yapabilmelerine imkân tanınmalıdır. Sistemdeki sınav baskısını ve okul dışı kaynaklara bağımlılığı azaltmak için 12. sınıf üniversite sınavına hazırlık yılı olarak yapılandırılmalıdır. 12. sınıfın sonunda öğrencilere “ileri lise diploması” verilmelidir. Mesleki eğitim, nitelik odaklı ve bütünsel bir yaklaşımla ele alınmalıdır.