Son 10 günde YÖK’ün 20 üyesinden 10’u ya istifa etti ya da görevden alındı

Yükseköğretim Kurulu’nda (YÖK), “bazı üyelerin, toplantıda görüşülmeyen kararları imzalamaya itiraz ettikleri için istifalarının istendiği” iddiasıyla başlayan tartışmaların etkisi sürüyor. YÖK’te, 3 Haziran’da, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla altı üye görevden alındı. Değişikliğe yönelik tartışma sürerken, dört isim istifa etti. Yerlerine ise toplam yedi isim atandı. Böylece, YÖK Başkanı Erol Özvar ile çalışan 20 üyenin yarısı görevinden ayrıldı. Kurulun üye yapısında yarı yarıya yapılan bu köklü değişimin ardında ise farklı iddialar bulunuyor.

ÜÇ İDDİA VAR

 İlk olarak, Özvar’ın “eski ekiple uyumlu çalışamadığı” kaydediliyor. İddiaya göre, bir toplantıda bazı üyelerin, tartışmalı bir konu üzerine Özvar’a yönelik “Sizi de Beyefendi atadı, bizi de Beyefendi atadı. Oylamayı yapar, geçersiniz” dediği iddia edildi. Diğer bir iddia ise bazı üyelerin “üniversite diplomaları için verilen denklik işlemlerinde rüşvet olayına karıştıkları” yönünde. Üçüncü iddiada ise eski YÖK Başkanı Yekta Saraç’ın adı geçiyor. Saraç’ın, görevden alınmasına karşın “YÖK üye ve personeli üzerinde etkisinin olduğu” öne sürülüyor. 

Değişiklikleri Cumhuriyet’e değerlendiren Öğretim Elemanları Sendikası (ÖGESEN) Genel Başkanı Dr. Vahdet Özkoçak, değişikliklerin “daha erken yapılması gerektiğini çünkü YÖK hakkındaki şikâyetlerin arttığını, Özvar’ın kendi ekibiyle çalışması gerektiğini” belirtti. 15 Temmuz sonrası akademide “FETÖ temizliği”nin yapılmadığını da söyleyen Özkoçak, değişiklere ilişkin “Usul yanlış olabilir ancak esasen doğru bir adım atıldığını düşünüyorum. Kronikleşmiş onlarca sorun var ve bu sorunlar çözülemiyor” dedi. 

Öğrenciler ve aileleri düşünüldüğünde 20 milyon kişinin söz konusu olduğunu kaydeden Özkoçak, “Hiçbir siyasi iktidar, 20 milyon oy potansiyelinin sorunlarını çözmeden seçime gitmek istemez. Anlaşılan kronik sorunların üzerinin artık örtülmesi istenmiyor” ifadelerini kullandı. 

"AKADEMİ KOMADA"

YÖK personelinin de rotasyona tabi tutulması gerektiğini vurgulayan Özkoçak, “Birçoğu farklı kurumlardan gelme. Artık YÖK’ün çözmesi gereken acil konular var. Akademi komada. Hiç zaman kaybetmeden, siyasi tartışma haline getirmeden yükseköğretimde zihinsel dönüşümü tamamlamamız gerekir. Restorasyonu çok hızlı yapmalıyız. Ayyuka çıkmış sorunlar, akademiyi öldürme aşamasına gelebilir” diye konuştu.

TIP GİTTİ, İLAHİYAT GELDİ

Giden 10 isimden yalnızca Nihat Hatipoğlu ilahiyat kökenliydi. Ancak yeni atanan yedi isimden ikisi ilahiyat, biri imam hatip kökenli. Böylece kurulda alan ağırlığı da değişti. Giden isimlerin alan ağırlığı tıpken, gelen isimlerdeki ağırlık ise ilahiyatta. Diğer üyeler de göz önüne alındığında alan ağırlığı hukuk, mühendislik ve ilahiyat olarak göze çarpıyor.