‘Ruhban okulu Lozan'a ve Tevhid-i Tedrisat'a aykırı’
Uyar, Rum Ortodoks anlayışı çerçevesinde okulun açılmasının, Cumhuriyetin ve Lozan Barış Antlaşması’nın ilkelerinden ziyade Osmanlı’nın millet sistemiyle uygunluk gösterdiğini söyledi.
Doğa ÖztürkMilli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, önceki gün katıldığı canlı yayında 50 yılı aşkın süredir kapalı olan Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasını yeniden gündeme getirdi. Tekin, “Kişisel olarak Heybeliada Ruhban Okulu’nun hem Türkiye’nin sahip olduğu demokratik birikimi yansıtması açısından, hem laiklik uygulamasıyla ilgili olarak bakış açımız açısından okulun açık olmasını kişisel olarak arzu ederim” dedi. Heybeliada Ruhban Okulu, 1844 yılında din adamı yetiştirmek amacıyla kurulmuş ancak Fener Rum Patrikhanesi’nin devlet denetimine girmeye karşı çıkması üzerine 1971’de kapatılmıştı. Tekin’in açıklamasını ve iktidarın Heybeliada Ruhban Okulu’na ilişkin tutumunu Cumhuriyet’e değerlendiren Tarihçi Prof. Dr. Hakkı Uyar, Rum Ortodoks anlayışı çerçevesinde Ruhban Okulu’nun açılmasının; Cumhuriyetin ve Lozan Barış Antlaşması’nın ilkelerinden ziyade Osmanlı’nın millet sistemiyle uygunluk gösterdiğini söyledi.
‘EMPERYALİST GÜÇLER DİNİ HALA APARAT OLARAK KULLANIYOR’
Fener Rum Patrikhanesi’nin etkisini artırmasının ABD’nin Sovyetler Birliği’ne karşı Soğuk Savaş döneminde izlediği politikanın bir ürünü olduğunu ve hâlâ ABD’nin Fener Rum Patrikhanesi’nin etkisini artırmayı amaçladığını aktaran Uyar, “Bu, ABD-Rus çatışmasının bir parçasıdır. Türkiye’nin bu işten elde edeceği bir şey yoktur. Görüleceği üzere emperyalist güçler halen dini bir aparat olarak kullanmaya devam etmektedir. Bizde bazı çevrelerin yapmaya çalıştığı gibi milli kimliği dini kimlik içerisinde eritme amacı yoktur. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet, ümmetten laik bir Türk milli kimliği yaratmayı amaçlamıştı. Bugün ise tersine bir gelişim seyri söz konusu, milli kimlikten ümmet kimliğine bir evrim çabası görülüyor. Oysa bu, son 500 yıllık süreçte dünyanın ve bizim gidişimizin tersine bir durum. Bunun kalıcı ve yıkıcı hasarları olacaktır” dedi.
‘NEO-OSMANLICILIK İLE ÖRTÜŞÜYOR’
Uyar, “Batı Trakya’daki Türk azınlığın kendini Türk olarak tanımlaması bile engellenirken neyin karşılığı bu hak tanınacaktır? Tevhid-i Tedrisat (Öğretim Birliği) Kanuna aykırı, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ve YÖK’ün denetiminden bağımsız, uluslararası öğrencilerle açılacak bu okul Türkiye açısından bir çıbanbaşı olmaya adaydır” ifadelerini kullanarak; bunun zamanın ruhuna ve milli çıkarlara aykırı olduğunu, Neo-Osmanlıcılık ile örtüştüğünü vurguladı. Uyar, “İlişkileri milli menfaatler açısından değil dinler açısından kurmak, sakıncalı bir bakış açısı” dedi.
‘BATI TRAKYA İFADESİNİ ‘TÜRK AZINLIK İMASI’ OLUŞTURUR DİYE ENGELLEDİLER’
Türkiye'de Heybeliada Ruhban Okulu'nun yeniden açılması tartışmasının yaşandığı günlerde Yunanistan'daki Türk azınlığa yönelik hak ihlalleri uygulanmaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Gümülcine’deki Batı Trakya Fenerbahçe Taraftarları Spor-Kültür Derneğinin, adında bulunan “Batı Trakya” ifadesinin Türk azınlık iması oluşturabileceği gerekçesiye kapatılmasına karar verildi. Gümülcine Savcısı Maria Kapetanyanni tarafından Mart 2023’te hazırlanan iddianamede azınlığın Türk kimliği reddedilerek sadece Müslüman azınlık olduğu ileri sürüldü.