Öğretmenler Günü, gerici uygulamalar ve geçim derdi gölgesinde kutlanıyor
Öğretmenlerin içinde bulunduğu durum araştırmalara yansıdı: Yüzde 75.8’i kira ödemekte zorlanıyor, 10 öğretmenden biri borç nedeniyle hukuki yaptırıma maruz kalıyor, beş öğretmenden dördü okulda güvende hissetmiyor.
Figen AtalayBugün ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’e “Başöğretmen” unvanının verilişinin yıldönümü. AKP iktidarının başından bu yana uygulanan eğitim politikaları sonucunda mesleki itibar kaybına uğrayan, ekonomik güçlükler çeken öğretmenler, meslek onuruna yeniden kavuşmak istiyor. Eğitim-İş Sendikası’nın 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle 12 bin 739 öğretmenle yaptığı anket sonuçları acı tabloyu gözler önüne serdi. Anketten çıkan bazı bulgular şöyle:
- Eğitimde çocuğu bulunan öğretmenlerin yüzde 81.9’u eğitim giderlerini karşılamada zorlanıyor.
- Kiracı olan öğretmenlerin yüzde 75.8’i kirasını ödemekte zorlanıyor.
- Her beş öğretmenden biri kirasını, her üç öğretmenden biri ise faturasını düzenli ödeyemiyor.
- Her beş öğretmenden dördünün kredi kartı borcu bulunuyor.
- Kredi kartı kullanan öğretmenlerin yüzde 51’i kredi kartının asgari tutarını ödeyemiyor, 10 öğretmenden biri borç nedeniyle hukuki yaptırıma maruz kalıyor.
- n Öğretmenlerin beşte ikisi tatil yapamıyor, beşte üçü tatilini evinde ya da akrabalarının yanında geçiriyor.
- Öğretmenlerin tamamına yakını, öğretmenevlerinin sosyal imkânlarından yararlanamıyor.
- Her beş öğretmenden dördü, yeterli ve dengeli beslenemiyor.
- Her beş öğretmenden dördü okulda kendini güvende hissetmiyor.
- Öğretmenlerin neredeyse tamamının ekonomik kaygılar ile mesleğini yaptığı görülüyor.
- Öğretmenlerin yüzde 61.5’i imkân olması halinde mesleği bırakacağını söylüyor.
- Öğretmenlerin gelirleri giderlerini karşılamadığı ya da kısmen karşıladığı için tamamına yakını tasarruf yapamıyor.
- Öğretmenlerin yüzde 85.3’ü gelirlerinin giderlerini karşılamadığını belirtiyor.
- Her beş öğretmenden dördü geçinebilmek için ek iş yapmaya ihtiyaç duyuyor.
Sendika Başkanı Kadem Özbay, anket sonuçlarına ilişkin “Artık öğretmenler, geçim derdiyle boğuşan, sınıflarına buruk ve kaygılı giren eğitim neferleri haline getirildi. Yoksulluk sınırının altında yaşamaya zorlanan öğretmenler, emeklilik hayalini bile bir lüks olarak görür oldu. Liyakatsizce atanmış yandaş yöneticiler tarafından mobbinge uğrarken, haklarını savunduklarında sürgün ve soruşturmalarla baskı altına alındı” dedi.
‘ÇOCUĞUM ÖĞRETMEN OLMASIN’
Özbay şöyle konuştu: “Ekonomik zorluklar yalnızca öğretmenlerin bireysel yaşamlarını değil, mesleki itibarlarını da derinden sarsmaktadır. Öğretmenlerin tamamına yakını ekonomik kaygılarla derse giriyor, hal böyle olunca araştırmaya katılan öğretmenlerin yüzde 85.3’ü çocuğunun öğretmen olmasını istemiyor. Öğretmenlerin tamamına yakını Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun (ÖMK) mesleğe hiçbir katkısının olmadığına ve mesleki itibarı artırmadığını düşünüyor.
Yine öğretmenlerin tamamına yakını yönetici atama sisteminin liyakatsiz olduğunu belirtiyor ve tüm bu sorunlar nedeniyle milli eğitim bakanını başarısız buluyor.”
ÖĞRETMENLER NE İSTİYOR?
- İnsanlık onuruna yaraşır ücret.
- Eğitim çalışanları arasında ayrımcılık yaratacak uygulamalara son verilmesi.
- Ücretli, sözleşmeli öğretmenliğe son verilmesi, kadrolu güvenceli atama yapılması.
- Öğretmen ve yönetici atamaları başta olmak üzere tüm atamalarda mülakatın kaldırılması, somut kriterler ile liyakatın esas alınması.
- Laik, bilimsel, adil ve kamusal eğitim istiyoruz.
- Yeterli öğretmen ve yardımcı personel istihdam edilmesi.
- Öğretmenlere ve eğitim çalışanlarına yönelik şiddete karşı önlemler alınması.