MEB'den ‘Portfolyo’ dayatması

Mamak İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, okulöncesi eğitim kurumlarına, Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün “Okul Öncesi Eğitimde Portfolyo” konulu yazısını gönderdi. Yazıda, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Okul Öncesi Eğitim Programı’nda çocukların yaptıkları etkinliklerin hedeflerinin yer aldığı portfolyolardan yararlanılmalıdır” ifadeleri yer aldı.

Taylan Gülkanat

Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) okul öncesi uygulamaları eğitimcilerin tepkisine neden oluyor. Eğitimciler söz konusu uygulamaların; okul öncesi öğretmenlerin iş yükünü artırdığını ve eğitimin niteliğini düşürdüğünü söylüyor.

Mamak İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü, okul öncesi eğitim kurumlarına, Ankara İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün “Okul Öncesi Eğitimde Portfolyo” konulu yazısını gönderdi. Yazıda, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Okul Öncesi Eğitim Programı’nda çocuklar yönünden değerlendirmede çocukların hazırladıkları ürünlerin ve gerçekleştirdikleri etkinliklerin hedeflerinin yer aldığı portfolyolardan yararlanılmalıdır” ifadeleri yer aldı.

Cumhuriyet’e konuşan Eğitim Sen Ankara 1 No’lu Şube Başkanı Mehmet Aydoğdu “Her öğrenci için haftada en az bir etkinliğin sisteme yüklenmesinin işlevsel karşılığı yok. Alanda karşılığı olmayan, uygulamada binbir türlü zorluğu olan bu uygulama angaryadan başka bir şey değil” dedi.

‘YAPMA İMKANIMIZ YOK’

Okul öncesi öğretmenlerinin konuya ilişkin, “Günlük 300 dakika kesintisiz derslere giriyoruz. Yardımcı öğretmenimiz olmadığı için bir an bile çocuklarımızdan uzaklaşamıyoruz. Dolayısıyla tarif edilen çalışmayı iş yerinde yapma imkanımız yok” dediğini belirten Aydoğdu, “Önceden ‘çocukların fotoğraflarını herhangi bir dijital ortamda paylaşmayın’ diyen bakanlık, şimdi her öğrencinin fotoğraflarının düzenli bir şekilde sisteme yüklenmesini istiyor. Bu, bir amaca hizmet etmiyor. Önemli olan çocuğun gelişimsel raporu. Bu da iki sayfalık bir formatta işlenebilir ve 1. sınıf öğretmenlerine rehber teşkil eder” ifadelerini kullandı

‘KAYGI OLUŞTURAN BİR MODEL’

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile pekiştirmeler yapılmadan ilerleme sağlandığını kaydeden Aydoğdu, “Öğretmenlere ‘Bunu yap, geç’ deniliyor. Program bazlı sistemde çokça pekiştirme imkanı vardı. Yeni müfredatın çocuk ve ailelerde kaygı oluşturan bir model olduğunu gözlemliyoruz. Kervan yolda düzülür hesabı ile karanlık bir yolda ilerliyoruz. Çünkü MEB pilot uygulama yapmadan, öğretmenlere bir eğitim süreci tamamlamadan, yeni uygulanacak müfredatın sonuçlarını görmeden sırf ‘tarikat-cemaat abileri’ istiyor diye bu yola girmiş bulunuyoruz” dedi.

‘ETİKETLEYİCİ OLABİLİR’

Aydoğdu son olarak şunları söyledi: “Sistem o kadar belirsiz ki; gelişim evrelerinde nelerin yazılıp, yazılmayacağı belli değil. Anekdot davranışlarının sisteme işlenmesi gerektiği belirtilmiş. Bir formattan çıkarılıp rastgele davranışların sisteme işlenme hali etiketleyici bir modele dönüşebilir. Bu da çocuğun haklarını ihlal edebilir.”

‘BÜROKRATİK YÜKLERİNDEN KURTARILMALI’

Konuya ilişkin bir açıklama da Eğitim Sen’den geldi. Açıklamada, “MEB’in aile eğitim programları ve maarif modeli uygulamaları, öğretmenlerin iş yükünü artırırken, eğitimin niteliğini geliştirme noktasında somut katkı sağlamamaktadır. Özellikle okul öncesi öğretmenleri, pedagojik olarak hassas bir dönemde çalışırken; evrak işleri, sistem yüklemeleri ve zoraki veli iletişimleri gibi angarya uygulamalarla karşı karşıya kalmaktadır.

Velilerden alınan katkı payı eşitsizliği ve gelişimsel farklar gibi sorunlar çözülmeden, bu tür uygulamaların sadece kamuoyunu etkilemeye yönelik göstermelik projeler olarak kalması kaçınılmazdır. Eğitim sürecinin temel bileşeni olan öğretmenler, sistemin bürokratik yüklerinden kurtarılarak yalnızca çocukların eğitimine odaklanmalıdır” denildi.