İki haftalık yüz yüze eğitim analizi: Öğrenciler çok geride
Yüz yüze eğitimin başlamasıyla öğrencilerin uzaktan eğitim sürecini çok verimli geçirmedikleri ortaya çıktı. Birinci sınıfa başlayan öğrencilerin çoğu okulöncesi eğitim alamadıkları için el becerileri gelişmemiş.
Figen AtalayÖğretmenlerin yüz yüze eğitimin ilk iki haftasında yaptıkları gözlemler ve değerlendirmeler, öğrencilerde hem öğrenme hem de sosyal ve duygusal beceri kayıplarının tahmin edilenden daha fazla olduğunu ortaya çıkardı.
Eğitim uzmanı Hatice Yılmaz, okulların açıldığı günden itibaren anaokulu, ilkokul, ortaokul ve lise düzeylerinde salgın nedeniyle eğitime verilmiş olan aranın öğrenciler üzerindeki etkilerini incelediklerini belirterek “Öğrencilerimizin hem öğrenme kayıplarının hem de sosyal duygusal beceri kayıplarının düşündüğümüzden daha fazla olduğunu fark ettik. Gerekli çalışmalar yapılmadığı takdirde gerçekten de kayıp kuşakla karşı karşıya kalacağız” dedi. Yılmaz, öğretmenlerin yaptıkları gözlem ve değerlendirmelerin sonuçlarını şöyle aktardı:
“1.5 yıldır dersleri ekrandan izleyen öğrencilerin kalemle yazma becerileri oldukça gerilemiş. Birçok öğrenci kendi yazdığı yazıyı okuyamıyor. Sadece ilkokul değil ortaokul, hatta lise öğrencilerinin bile kalem kullanarak yazma ve işlem yapma becerilerinde gerilemiş olduklarını gördük. Yazmanın yanı sıra öğrencilerin matematiksel işlem yapma becerilerinde de gerilediklerini gördük. Tüm branşlar olarak baktığımızda öğrencilerinin gelişimini çok sıkı takip eden özel okul öğrencilerinde bile düşünülenin üzerinde öğrenme kayıpları var.”
KADEMELERE GÖRE KAYIPLAR İLKOKUL ÖĞRENCİLERİ:
Bu sene birinci sınıfa başlayan öğrencilerin çoğu okulöncesi eğitim alamadıkları için el becerileri gelişmemiş. Bardak sularını açamıyorlar, çatal kaşık tutamıyorlar. Kalem tutmayı zaten bilmiyorlar. Tuvalet ihtiyacını yalnız karşılayamayan öğrenciler var. Daha tuvalete girmeden koridorda soyunmaya başlayanlar, tuvaleti bitince bitti diye bağıran öğrenciler var. Çocukların bir bölümü salgın sürecini evde geçirdiklerinden arkadaşlarına nasıl yaklaşacaklarını bilmiyorlar ve birbirlerine zarar verebiliyorlar. Sınıfta durmak, sırada oturmak gibi sınıf kurallarını bilmeyen öğrenci sayısı çok fazla. Ders ortamında ve teneffüslerde çocuklar çok hareketli ve kontrolsüzler. Kısaca birinci sınıf öğretmenlerini bu yıl zor bir süreç bekliyor.
3. ve 4. sınıflar okulu ve arkadaşlarını çok özlemişler. Bu nedenle okulda olmaktan mutlular. Ancak uzun süre evde kaldıklarından sınıf kurallarına uymakta zorluk yaşıyorlar. Sınıfta ve teneffüste daha hareketliler, evdeymiş gibi davranmaya çalışıyorlar. Sık sık sınıf kurallarını hatırlatmak gerekiyor. 2. sınıflarda okuma yazmayı unutmuş öğrencilerle karşılaşılabiliyor. Tüm ilkokul öğrencilerine defter kullanımı, yazma ve düzenli ödev yapma alışkanlıklarını yeniden kazandırmak gerekiyor.
ORTAOKUL VE LİSE:
Ortaokul öğrencilerinin de kalemle yazma becerilerinde ciddi anlamda sorun var. Okuma ve okuduğunu anlama becerilerinde yazma becerilerine göre daha iyiler ama geçmiş yıllara göre sahip olmaları gereken bilgi birikiminde oldukça gerideler. Önceki yıllarda matematik becerisi iyi olan öğrencilerin öğrenme kayıpları daha az olmakla birlikte zaten yeterli matematik becerisine sahip olmayan öğrencilerin matematik konusunda sorunları büyümüş durumda. Bu öğrencilere işlem yapma ve temel matematik becerilerini yeniden kazandırmak gerekiyor.
Lise öğrencilerinin öğrenme kayıpları ortaokul öğrencilerine göre daha az. Ancak yine de öğrencilerin öğrenme eksiklerini gidermek için ek çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
SOSYAL VE DUYGUSAL BECERİLER:
5. ve 6. sınıf öğrencilerinin sınıf ortamında hareket etme eğilimleri yüksek. Ev ortamındaymış gibi davranabiliyorlar. Maskelerini düzgün takma konusunda sürekli uyarmak gerekiyor. Öz denetim, duygu düzenleme, empati, güven ve sosyallik alanlarında sorun yaşıyorlar.
Bazı öğrencilerin psikolojik olarak salgın sürecinden daha fazla etkilendikleri görülüyor, sürekli masalarını ve ellerini dezenfekte etme eğilimi gösteriyorlar. Fiziksel olarak evde oturmaya alıştıklarından merdiven çıkarken yoruluyorlar. Genel olarak okula uyum sağlamada, arkadaşları ile ilişkilerde sıkıntılar yaşayabiliyorlar.
BU ÖNLEMLER ALINMALI:
- Okulöncesi eğitim zorunlu hale getirilmeli.
- Yaşanan öğrenme kayıplarının giderilmesi için bu yıla özgü temel akademik derslerin müfredatında düzenleme yapılarak bazı konu veya kazanımların müfredattan çıkarılarak öğretmenlere öğrencileri eksik bilgilerini tamamlamaları için zaman kazandırılmalı.
- Öğrencilerin okuma ve yazma becerilerini geliştirmek için özel bir program uygulanmalı. Bilindiği gibi öğrencilerin bu becerileri yeterli düzeye ulaştırılmadan onların öğrenme becerilerini geliştirmemiz mümkün olmayacaktır.
- Matematik akademik öğretimin her alanını etkileyen bir ders olduğundan öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeylerini ölçerek eksiklerini tamamlamak için ek çalışmalar yapılmalı.
- Zaman yaratmak gerekirse en azından birinci dönem sonuna kadar cumartesi günleri de zorunlu eğitim gününe alınmalıdır.
- Ve en önemlisi bugünden sonra salgın nedeniyle okulların kapatılması en son düşünülmesi gereken önlem olmalıdır.