Eğitim Reformu Girişimi’nin ‘Salgın Günlerinde Ergenlik’ çalışmasında gençler yaşadıklarını anlattı

Salgının ergenler üzerindeki etkilerinin derinlemesine araştırılması ve gençlerin ruh sağlığına yönelik programlar başlatılması öneriliyor.

Figen Atalay

“Sanki bir anda komadan uyandım. Edebiyat dersindeydim. Üstelik artık 9. sınıf değil 11. sınıftım”, “Ergenlik, özgürlük, kuralsızlık, gezmek, tozmak demek biraz da. Ama tam tersi oldu salgında”, “Okula döndüğümüzde dersler başladı. ‘Nasılsınız, neler yaşadınız?’ diyen o kadar azdı ki. Hâlâ odaklanamıyorum okula, yaşayamadıklarımı yaşamak istiyorum.”

Bu cümleler, Eğitim Reformu girişimi’nin  (ERG)  hazırladığı uzun hikâye’nin “Salgın Günlerinde Ergenlik” başlıklı bölümünde gençlerin anlattıklarından alındı. 

ERG araştırmacısı Umay Aktaş Salman tarafından hazırlanan ve gençlerin deneyimleri ile ihtiyaçlarını görünür kılmayı amaçlayan çalışmanın sonunda, “Salgının ergenler üzerindeki etkilerinin detaylı bir şekilde araştırılmasına ve izlenmesine ihtiyaç var. Bu yazıda deneyimleri aktarılan sınırlı sayıdaki gencin hikâyesi büyük resme dair önemli ipuçları içeriyor. Her bir gencin, öğretmenin anlattıkları; çocuk ve ergenlerin ruh sağlığına yönelik politikalara, ebeveynlere ve öğretmenlere yönelik gençlerin gelişimini destekleyecek programlara, eğitim sistemine, eğitim sistemindeki önceliklere ve okul temelli müdahalelere dair önemli tespitlere ve ihtiyaçlara işaret ediyor” deniliyor.

Farklı sosyoekonomik koşullara sahip, farklı illerden ve okul türlerinden 7-12. sınıf arasındaki öğrenciler ve üniversiteli gençler, yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

BOĞULUYORDUM 

- Kırklareli’nde Anadolu lisesine giden 11. sınıf öğrencisi E.B: 

“Depresifliğim arttı. Evde, odamdaydım. Boğuluyordum. Uyanıyordum ‘Biri beni kurtarsın, kendi başıma yapamam’ diye düşünüyordum. 9. sınıfı uzaktan eğitimle bitirdik. 10. sınıfın çoğu da öyle geçti. Sadece öğrencilerle temasta bulunan, ‘Nasılsınız?’ diye soran öğretmenlerin derslerine online bağlanıyordum. Resmen hiçbir şeye hevesim yoktu. 11. sınıf olarak okula döndüğümde ilk ders edebiyattı. Pat diye derse girdi öğretmen. Hâlâ üzerimde pandemiden kalma izler var.  Okulda insanların birbirinin suratına bakacağı, duygularını anlayacağı şeyler yapılsa keşke. Okulda daha fazla sosyal aktiviteler yapılabilse... İhtiyacımız var.”

"ORTALAMAM YÜKSELDİ"

- Adana’da yaşayan 12. sınıf öğrencisi G.A. uzaktan eğitimi verimli geçirdiğini, dersleri hiç kaçırmadığını ve daha aktif olduğunu  söylüyor ve devam ediyor: 

“Ergenlik; özgürlük, kuralsızlık, gezmek, tozmak demek. Salgın nedeniyle bunun tam tersi oldu. Zordu. Ama uzaktan eğitim hoşuma gitti, ortalamam bile yükseldi. İnsanın yaşıtları kadar zorbalık yapan yoktur. Akran zorbalığını önceden de yaşıyordum. Uzaktan eğitimde kimse kimseyi görmediği için rahattım. Yalnızlığa da alışmıştım. Okula döndüğümde anksiyete yaşadım. Derslere katılmakta zorlandım. Benimle dalga geçerlerse, rezil olurum diye derslerde konuşamadım. Kendime güvenim yoktu, sorunun cevabını biliyordum ama cevaplayamıyordum. Arkadaşlarımla samimiyet kurmam bir dönemimi aldı.”

"O SINAVI KAZANACAKSIN!"

- Adana’da yaşayan 12. sınıf öğrencisi İ.A.: 

“Okullar kapanınca önce bir ‘Oh!’ dedim. Okulda zorla dayattıkları derslerin yanı sıra felsefeye, mitolojiye, tarihe olan merakıma daha çok vakit ayırabildim. Araştırma yapacak vaktim oldu. Uzaktan eğitimden ve seyreltilmiş yüz yüze eğitimden sonra beş gün okul, 40 dakika ders çok fazla geldi. Bu yıl herkeste devamsızlık bir alışkanlık haline geldi ve arttı zaten; özellikle ilk başlarda. Sonra alışmak zorunda kaldık. Eski düzen kaldığı yerden devam ediyor çünkü. Okulda sanat, spor etkinliği az. 12 yıldır öğrenciyim, ‘Ders dışında aktiviteler yapalım’ gibi şeyler neredeyse hiç görmedim. Keşke olsa, isterdim. Salgından önce de hep bu mantıktaydı. Sınav var. Öğrenciler de makine. O sınavı kazanacaksın. O kadar!”

"YAZMAYI BİLE UNUTMUŞUM"

- Kocaeli’nde yaşayan 14 yaşındaki Y.Ö. okulda hâlâ zorlandığını anlatıyor: 

“Uzaktan eğitimden hiçbir şey anlamadım. ‘6. ve 7. sınıfta neler öğrendin, ne anladın derslerden?’ derseniz ‘Hiçbir şey’ derim. Çok bunaldım. Bunaldıkça aileme yansıttım. Ergenliğimin karantinada geçmesi kadar berbat bir şey olamaz. Bu eğitim yılının başında arkadaşlarımı özlememe rağmen okula alışamadım. Sohbet edebilir hale gelmemiz zaman aldı. Derslere yoğunlaşamadım. Uzaktan eğitim boyunca hiç deftere not almadım. Telefonun not kısmına not almıştım. Yazı yazmayı unutmuşum.”