Eğitim İş’ten MEB’e karne gibi tutanak: Gerici ve piyasacı eğitime öğrencileri feda ettiler

Eğitim-İş Sendikası, eğitim öğretim yılı sonunda Milli Eğitim Bakanlığı hakkında tutanak tuttu. Gerekçede bakanlığın “laik, bilimsel ve parasız bir kamu hizmeti olarak verilmesi gereken eğitimi, gerici ve piyasacı biçimde sürdürdüğü” belirtildi.

Figen Atalay

2021-2022 eğitim öğretim yılı bugün sona eriyor. İlk ve orta dereceli okullarda öğrenim gören yaklaşık 18 milyon öğrenci karne alarak tatile başlıyor. Eğitim-İş Sendikası tarafından, Milli Eğitim Bakanlığı hakkında bu öğretim yılı boyunca eğitimin, “gerici ve piyasacı, öğrenci ve eğitim emekçisini, çağdaş eğitim ilkelerini ve sosyal devlet olmanın gerekliliğini görmezden gelen bir biçimde sürdürüldüğü” gerekçesiyle tutanak tutuldu. Milyonlarca öğrenci, onların velileri ile eğitimin laik, bilimsel, adil ve kamusal olmasını isteyen tüm yurttaşlar adına imzalandı. 

Sendika başkanı Kadem Özbay, “Bir önceki öğretim döneminde milyonlarca çocuğumuzun eğitimden uzak kaldığı, teknik ve altyapısal imkânsızlıklar yüzünden  mağdur olduğu, derin bir öğrenme kaybı yaşadığı MEB tarafından defaten itiraf edilmesine karşın, pandemi sürdüğü halde okullarda önlem almadan eğitimin yüz yüze başlatıldığı bu dönemde; söz konusu kayıpları gidermek ve imkânları iyileştirmek, yani eğitimde nispi de olsa adaleti sağlamak için hiçbir adım atılmamıştır. Başöğretmen’in ‘Eğitimde feda edilecek fert yoktur’ dediği Türkiye Cumhuriyeti’nde; gerici, piyasacı ve kamusalcılıktan uzak eğitim yönetimi nedeniyle yoksul öğrencilerin nasıl feda ve heba edildiği, bu eğitim öğretim döneminde daha da netleşmiştir” dedi. 

TARİKATLAR CİRİT ATIYOR 

Sendikanın hazırladığı tutanakta yer alan maddeler şöyle: 

- Öğrencilerin pandemi döneminden biriken öğrenme kayıplarının giderilmesine yönelik çalışma yapılmamıştır.

- İkili eğitim ve taşımalı eğitim garabetleri devam ettirilmiştir.

- Zorunlu eğitimin 12 yıl olmasına karşın okullaşma oranındaki açık kapatılmamış, açıköğretim denilen hayali eğitim ihracatı ve mesleki eğitim denilen ucuz ve çocuk işçiliği yöntemleriyle daha da büyütülmüştür.

- İhtiyaç duyulduğu kadar okul ve derslik inşa edilmemiştir.

- Deprem gerekçesiyle yıkılan okullar yapılmamış, bunun yerine bir sihirbazlık örneği gösterilerek okul içerisinden okullar çıkarılmış, konteyner ve prefabrik sınıflarla yaraya pansuman yapılmıştır.

- Okullara kadrolu yardımcı personel ısrarla atanmamış, çocukların en temel hakkı olan temizlik, eğitim binalarına uğramamıştır.

- Dernek, vakıf maskesi takmış tarikatlar protokol köprüleriyle eğitimde cirit atmış, laik eğitime darbe vurulmuştur.

- Okullar bir siyasi partinin propaganda merkezi haline getirilmiştir.

KIZLAR SİSTEMDEN ÇIKIYOR

Eğitim İş Sendikası’nca hazırlanan “MEB’in Çöküşü” başlıklı değerlendirme raporunda şu sorunlar vurgulandı: 

 “Açık ortaokulda 128 bin 433, açıköğretim lisesinde 1 milyon 452 bin 331 olmak üzere, toplam 1 milyon 580 bin 764 öğrenci açıköğretim okullarına devam ediyor. Açıköğretim lisesinde öğrencilerin yüzde 46.26’sı kız, yüzde 53.74’ü erkek. Ortaokuldan liseye geçişte ortaya çıkan kız öğrenci oranındaki bu azalış, kız öğrencilerin sistemden çıktığını gösteriyor.

Dört yılda eğitim bütçesinden 1.5 milyar liranın üzerinde paranın, paralel eğitim kurumu gibi çalışan Maarif Vakfı’na aktarılması bile kısıtlı olan bu bütçelerin zaten doğru kullanılmadığının kanıtıdır. Türkiye Maarif Vakfı’nın bütçesi geçtiğimiz yıla göre yüzde 285.4 oranında artmıştır. Ayrıca vakfın toplam bütçesi MEB yatırım bütçesinin yüzde 9.12’si kadardır.”

"TÜM DERSLER SIFIR"

Eğitim Sen Genel Başkanı Prof. Dr. Nejla Kurul, “2021-2022 Eğitim Öğretim Yılı Sonunda Eğitimin Durumu” raporunu, sendika genel merkezinde düzenlenen basın toplantısıyla açıkladı. Toplantıda, sendikanın Milli Eğitim Bakanlığı’na verdiği karne de gösterildi. MEB’e tüm derslerden “sıfır” verilen karnenin değerlendirme bölümünde, “Eğitim sisteminin parasız, kamusal, bilimsel, laik, demokratik, anadilinde, cinsiyet eşitlikçi bakışı temel alan bir niteliğe kavuşabilmesi için ivedi olarak yeniden yapılandırılması gerekmektedir” denildi. 

"NOT VERMEYE DEĞER BULMUYORUZ"

Eğitim-İş Bursa Şubesi, her yıl Bursa’da eğitimin bir yılını değerlendirmek üzere Bursa İl Milli Eğitim Müdürü’ne verdiği karneyi bu yıl vermeyeceğini açıkladı. Karne verilmeme gerekçesi, dün düzenlenen basın toplantısıyla anlatıldı. Toplantıda konuşan Şube Başkanı Yeliz Toy, “Bursa İl Milli Eğitim Müdürü Sayın Serkan Gür eğitim öğretim yılının tamamlanması nedeniyle basın metinleri ve açıklamalarla pembe bir tablo çizerek toplumu gerçeklikten uzaklaştırıyor. Sorumluluğu altındaki 650 bin öğrenciyi, okulları medreseye dönüştürmeyi amaçlayan, tarikat ve cemaatlerin laik ve bilimsel eğitim karşıtı uygulamalarına mahkûm etmiş, bu yolla eğitim sisteminin en hayati organlarını işlevsiz bırakarak eğitimi bilimsellikten uzaklaştırmıştır. Dokuz aylık görev süresince Bursa’yı eğitimde skandallar kentine dönüştüren Sayın Serkan Gür’ün diğer çalışmalarını da notla ölçmeye ve bir karne vermeye bu yıl değer bulmuyoruz” ifadelerini kullandı.