Eğitim İş Sendikası, 20. Milli Eğitim Şûrası’nı değerlendirdi
Şûra’da alınan tavsiye kararlarından biri de “okullarda bulunan kütüphanelerin içeriklerinin zenginleştirilmesi”. Oysa Türkiye’de binlerce okulda kütüphane bile bulunmuyor.
Figen Atalay20. Milli Eğitim Şûrası’nı değerlendiren Eğitim İş Sendikası’nca “Alınan tavsiye kararlarına baktığımızda, Şûra ’nın eğitimin ve eğitim emekçilerinin sorunlarına çözüm getirmediğini, öğrenci ve velilerin beklentilerini karşılamadığı gibi okulöncesi eğitimin tarikat ve cemaatlerin arka bahçesine dönüştürülme amacı taşıdığını görmekteyiz” denildi.
“Temel Eğitimde Fırsat Eşitliği” başlığı altında alınan kararların çoğunun muğlak, belirgin olmayan, hedefi tarif etmeyen maddelerden oluştuğuna dikkat çekilen açıklama şöyle:
- “Özellikle okulöncesi eğitimin yaygınlaştırılmasıyla ilgili önerilerde tam bir karmaşa göze çarpmaktadır. Örneğin 3. maddede ‘gezici öğretmen sınıfı, gezici sınıf, taşıma merkezi anasınıfı’, 15. maddede ‘gezici RAM’, 40. maddede ‘okula özgü esnek bütçe’, 105. maddede ‘mentorluk programları’ ve 111. maddede ‘eğitimlerin akreditasyonu’ gibi ne anlama geldiği belli olmayan birçok ibare şûra kararlarına yansımış görünmektedir.
- Hiçbir maddede teneffüs sürelerinin uzatılması, ödevlerin temel eğitimde ortadan kaldırılması ve ortaöğretimde de azaltılması, yarışmacı eğitim sisteminin sonlandırılması ve öğrencilerin başarılarına göre değil yeterlilik alanlarına yönelik bir eğitim almaları, sınıf mevcutlarının azaltılması, ikili eğitimin sonlandırılması gerekliliği vurgulanmamıştır.
- ‘5 yaş okullaşma oranının kısa vadede yüzde 100’e ulaştırılması için gerekli fiziki, beşeri ve mali imkanlar sağlanmalıdır. Ayrıca 3-4 yaş için de eğitime erişim imkânları artırılmalıdır’ şeklindeki 1. maddede 5 yaşla ilgili bir zaman planı yoktur. Hedef yalnızca 5 yaş olmamalı 3-6 yaş arasında ücretsiz yüzde 100 eğitim hedeflenmelidir.
Bilimden habersiz
- 25. maddede ‘Rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri milli kültürümüz, medeniyetimiz ve evrensel değerler dikkate alınarak yürütülmelidir’ denilerek bir tavsiye kararı alınmıştır. Şûra nın tamamına egemen eğitim bilimler ilkelerinden habersiz olan anlayış burada da başını kaldırmıştır. 4+4+4 eğitim sistemine geçildiğinde ortaokullardaki rehberlik dersleri din derslerine yer açmak amacıyla kaldırılmıştır.
- 37. maddede ‘Tüm eğitim kademelerinde, coğrafyaya uygun, eğitimi destekleyici oyun alanı ile okul bahçeleri oluşturulmalıdır. Fiziksel aktiviteyi artırmak amacıyla tüm çocukları kapsayıcı spor alanları oluşturulmalı ve bu alanda kullanılacak malzemeler sağlanmalıdır’ denilmektedir. Bu son derece doğru kararın ardında bazı imkânsızlıklar gizlidir. Özellikle büyük kentlerin merkezlerinde okul yapılacak arsa bulunamamaktadır.
ÇOCUK İŞÇİLİĞİ MEŞRULAŞTIRILIYOR
- 42. maddede ‘Çocuk işçiliği, mevsimlik tarım işçiliği, göçmenlik gibi nedenlerle yaşanan devamsızlık ve okul terki sorunlarının çözümüne yönelik tedbirler geliştirilmelidir’ denilmekte ancak bu tedbirlerin ne olduğu dile getirilmemektedir. Madde, bu haliyle çocuk işçiliği meşrulaştırmaktadır.
- 47. maddede ‘Kırsal alandaki çocuklar başta olmak üzere öğrencilerin kültürel gelişimleri için tiyatro, sergi, müze gezisi ve benzeri kültürel faaliyetler kapsamında etkinlikler yapılmalı, gezici tiyatro, sergi vb. ücretsiz olarak düzenlenmelidir’ denilmekte ancak çocuklara başta sanat özelde de tiyatro eğitimi verilmesiyle ilgili herhangi bir karara rastlanmamaktadır.
- 54.maddede ‘okullarda bulunan kütüphanelerin içeriklerinin zenginleştirilmesinden’ söz edilmektedir. Oysa 2020 TÜİK verilerine göre 32 bin 158 eğitim kurumunun kütüphanesi var ama 24 bin 950 okulda hiç kütüphane yok. Doğal olarak zenginleştirilmesi için öncelikle okullarımızda kütüphane olması gerekir.
- 118. maddede öğretmenlerin ödüllendirilmesinin veri tabanlı olmasından bahsedilmektedir. Hem ödüllendirmenin hem de veri tabanlı olmanın ne anlama geldiği izaha muhtaçtır.”