Dokuz Eylül Üniversitesi’nden emekli olan barış akademisyenlerinin geri dönüşüne ret
AKP’li Fatma Seniha Nükhet Hotar rektörlüğündeki Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), emekli olan iki barış akademisyeninin mahkeme kararına rağmen geri dönüşüne olumsuz yanıt verdi. Eğitim Sen İzmir 3 No’lu Üniversiteler Şubesi ve İzmir Dayanışma Akademisi yaptığı yazılı açıklamada rektörlüğün suç işlediğini belirterek “DEÜ’deki uygulama 6 yıldır mağdur edilmiş barış akademisyenleri için bir başka hak ihlâlidir, yargı kararlarını tanımamaktır, zorbalıktan başka bir şey değildir” denildi.
İZMİR / Cumhuriyet“Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriye imza attığı gerekçesiyle 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen ‘Barış Akademisyenleri’nin üniversitelerine dönmeleri engellenmeye devam ediliyor. AKP’li Fatma Seniha Nükhet Hotar rektörlüğündeki Dokuz Eylül Üniversitesi’nde (DEÜ), mahkeme kararıyla görevine geri dönen iki akademisyenin emeklilikten dönüş başvurularına rektörlük olumsuz yanıt verdi.
Konu hakkında ortak bir açıklama yayımlayan Eğitim Sen İzmir 3 No’lu Üniversiteler Şubesi ve İzmir Dayanışma Akademisi, haksızlığa son verilmesi çağrısında bulundu.
“SUÇ İŞLİYORLAR”
Mahkemelerin haklarını iade ettiği iki akademisyenin bir kez daha haksızca üniversite dışında bırakıldığı aktarılan açıklamada, 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu 60/B maddesi hatırlatılarak, “Üniversite yönetimleri silsilesi, dekan, bölüm ve anabilim dalı başkanlarına kadar baskı ve tehdit yoluyla emeklilikten dönüş dilekçesi veren öğretim üyeleri için “hizmetine ihtiyaç yoktur” yazıları yazdırıyor ya da hadlerini aşarak mahkeme kararının emeklilikten dönüş hakkını kapsamadığı yorumunu yapıyor. Suç işliyorlar” ifadeleri kullanıldı.
“BASKI VE TEHDİT”
Akademisyenlerin emeklilikten dönüş başvurularına rektörlük tarafından olumsuz yanıt verildiğini aktarılan açıklamada, “Üyelerimizden birisi için İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Dekanlığı, Anabilim Dalı başkanına ‘hizmetine ihtiyaç yoktur’ yazısı yazması doğrultusunda açıkça baskı uyguladı. Kamu Yönetimi Bölümü Yönetim Bilimleri Anabilim Dalı başkanlığı tarafından yazılan 1,5 sayfalık öğretim üyesine’ ihtiyaç olduğuna’ dair gerekçeli yazı resmi kanallarla kabul edilmemiş, anabilim dalı başkanı olumsuz yazı yazması için tehdit edilmiştir. Anabilim Dalı başkanlığı da bu tehditlere boyun eğerek yazıyı rektörlüğün beklentisi doğrultusunda yazmış ve imzalamıştır. Tıp Fakültesi’nde ise öğretim üyesi için doğrudan rektörlük, “mahkeme kararının gereği olarak haklarınızı teslim ettik, emeklilik dönüş dilekçenizi kabul etmiyoruz” dedi. Bu, mahkeme kararının uygulanmaması demektir. Her iki üyemiz de bu işlemlerin iptali için yargı yoluna başvurdular. İdare mahkemelerinin üniversitelerden gelen görüş yazılarının bir baskı ortamında yazıldığını göz önünde bulundurmalarını ve gereğini yaparak bu haksızlığa son vermelerini bekliyoruz” denildi.
“HER TÜRLÜ BASKI VE ENGELLEMENİN KARŞISINDA MÜCADELE EDECEĞİZ”
Mahkeme kararına rağmen rektörlüğün tutumunun ‘hak ihlâli’ olduğu ifade edilen açıklamada, “DEÜ’deki uygulama 6 yıldır mağdur edilmiş barış akademisyenleri için bir başka hak ihlâlidir, yargı kararlarını tanımamaktır, zorbalıktan başka bir şey değildir. DEÜ yönetimini bir an önce bu yanlıştan dönmeye, mağduriyete son vermeye davet ediyoruz. Bölüm ve anabilim dalı başkanlarına da hatırlatmak istiyoruz ki, bağımsız karar alma mekanizmalarının önündeki her türlü baskı ve engellemenin karşısında sizinle birlikte mücadele etmeye, haklarınızı korumak için gerekenleri yapmaya hazırız. İdarelerin hukuksuz uygulamalarına alet olmayın! Hukuk ve adalete sizlerin de ihtiyaç duyabileceğini unutmayın! Demokratik üniversite için birlikte mücadele edelim!” ifadeleri kullanıldı.
REKTÖRLÜKTEN İDDALARA YANIT
Dokuz Eylül Üniversitesi Rektölüğü konu hakkında bir açıklama yayımlarak şu ifadeleri kullandı:
"701 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca kamu görevinden ihraç edilen akademisyenlerden bir kısmı ihraç işlemi öncesinde isteğe bağlı olarak emeklilik dilekçesi vermiş ve gerekli işlemler yapılarak emeklilik aylıkları bağlanmış, ikramiyeleri ödenmiştir. Bu kapsamda, ihraç işlemi yapılmadan önce emekli olmayarak dava sürecini takip eden diğer akademisyenler de görevlerine iade yönünde aldıkları mahkeme kararları doğrultusunda mevzuata uygun şekilde görevlerine iade edilmişlerdir. Dolayısıyla süreç usul ve yasaya uygun şekilde işletildiğinden, ortada açıklanamayacak ya da hayatın olağan akışına uygun olmayan bir durum söz konusu değildir."