Çocuklar için acı tablo: 'Yaralama, hırsızlık ve uyuşturucu...'
Çocuklara ilişkin rapor, yoksulluk ile okul terkinin suçla yakın ilişkisini ortaya koydu. Vahim tabloya göre son 12 yılda suça sürüklenen çocuk sayısı yüzde 148 oranında arttı. Türkiye’de beş çocuktan biri yoksulluk içinde büyüyor.
Figen AtalayDerin yoksulluk ve okul terki çocukları suça sürüklüyor. 2010 yılından bu yana suça sürüklenen çocuk sayısı yüzde 148 arttı. İsnat edilen öncelikli üç suç yaralama, hırsızlık ve uyuşturucu oldu.
CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi’nden Hacer Foggo, Elif Göçmen, Melek Bahat, Sinem Demirel ve Aleyna Yıldırım tarafından hazırlanan “Suça Sürüklenen Çocuklar Dosyası”ndaki verilere göre, Türkiye’de beş çocuktan biri yoksulluk içinde büyüyor ve yoksulluk derinleştikçe suça sürüklenen çocuk sayısı artıyor.
Çocuk yoksulluğunun “suç” ile olan ilişkisini araştıran rapor yazarları, vardıkları sonuçları şöyle anlatıyor:
“Doğru politikalarla çocuk yoksulluğunu önlediğinizde suça sürüklenen çocuk sayısının da azalacağına ve bunun için de tüm boyutlarıyla bütünsel bir yaklaşımla mücadele edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Suça sürüklenen çocuk da mağdur çocuktur. Bir çocuğun kanunla ihtilafa düşme nedeni muhtemelen çocuğun bir yoksulluk/yoksunluk döngüsü içerisinde olduğuna, ebeveynleri tarafından ihmal edildiğine işaret etmektedir.
Yoksulluğun derinleşmesi ile beraber ailelerin yaşadığı ekonomik şiddetin etkisi, çocuklara da yansımakta ve bu durum aile içi şiddet vakalarının artması veya çocukların okul devamsızlığı terkine ve “çocuk işçi” olmalarına neden olmaktadır. Aile bütçesine destek olmak amacıyla sokağa yönelen çocuklar bu ortamlarda savunmasız kalırlar, ‘suça sürüklenme’ ve ‘suça karışma’ya açık hale gelirler.”
‘OKUL RİSKTEN KORUR’
17 yaşından önce okulu bırakmanın, okul başarısının düşük olmasının, hem kız hem de erkek çocuklar için suça karışma açısından önemli bir risk faktörü olduğuna dikkat çekilen raporda, “Okul çağında olan bir çocuk, eğer okulda değil sokakta ise risk altındadır. Okul, çocuğu risklerden korur. Peki, bu sonuçlara rağmen ilgili kamu kurumları, okul devamsızlığı ve okul terkini takip ediyor mu? Maalesef hayır” denildi.
Uyuşturucu kullanan çocuk sayısının bir yılda yüzde 10’a yaklaşan oranda arttığı vurgulanan rapordaki öneriler şöyle sıralandı:
- Okul terkini, okul devamsızlığı önlemek için önleyici çalışmalar yapılmalı. Acil olarak okul sosyal hizmeti programı okullarda uygulanmalı.
- Hanelerdeki yoksulluğu ortadan kaldıracak sosyal yardım ve sosyal hizmet modelleri, insan hakları temelli ve çok boyutlu yoksulluk yaklaşımı ile ele alınmalı.
- Çocuk Koruma Kanunun 18. maddesine göre suça sürüklenen çocuğa zincir, kelepçe takılması yasaktır. Fakat pratikte buna uygun davranılmadığını görmekteyiz.
- Çocuk mahkemelerindeki hâkimlerin çocuk psikolojisini bilmesi gerekiyor.