Word Crunch: Türkiye, artık cezaevlerinin dolu, devlet kasasının boş olduğu bir ülke
Fransız basını Word Crunch, yaklaşan seçimleri "Erdoğan İçin Son Oyun mu?" başlığı ile ele aldı. Word Crunch, Türkiye'yi "cezaevlerinin dolu, devlet kasasının boş olduğu" bir ülke olarak tanımladı.
cumhuriyet.com.trYaklaşan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimi ülke gündeminde olmaya devam ederken, dış basında da yankı bulmayı sürdürüyor. Fransız basını Word Crunch, 14 Mayıs'ta yapılacak seçimleri "Erdoğan İçin Son Oyun mu?" başlığı ile ele aldı.
Makalede, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2003'te iktidara gelmesinden bu yana "ilk kez yenilgiye uğraması senaryosunun olası değilse bile akla yatkın" olduğu yazıldı.
Makalede, CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan "deneyimli bir siyasetçi" olarak bahsedilerek, "Muhalefet, nihayet Kemal Kılıçdaroğlu'nun arkasında birleşti" ifadeleri yer aldı.
VİKTOR ORBAN 'ÖRNEĞİ' VERİLDİ
Macaristan Başbakanı Viktor Orban'dan "örnek" verilen makalede, "Macaristan'daki Victor Orban örneği, liberal olmayan bir demokrasiyi yerinden etmenin ne kadar zor olduğunu gösteriyor. Bu durum, zaman içinde giderek merkezileşen ve despotlaşan otoriter bir rejim söz konusu olduğunda daha da geçerlidir" yazıldı.
"CEZAEVLERİNİN DOLU DEVLET KASASININ BOŞ OLDUĞU BİR ÜLKE"
Makalede, "Türkiye'de siyasi, ekonomik, stratejik ve ahlaki koşulların evrimi, değişime yol açabilir. Türkiye artık cezaevlerinin dolu, devlet kasasının boş olduğu bir ülke. Gazeteciler, siyasi muhalifler ya da sadece prensin hoşuna gitmeme talihsizliğine uğrayan şahsiyetler keyfi bir şekilde hapsediliyor" ifadeleri yer aldı.
Şubat ayında Kahramanmaraş'ta meydana gelen yıkıcı depremlerin, "devletin dağınıklığını gözler önüne serdiği" belirtilen makalede, "Doğanın dikte ettiği güvenlik gerekliliklerine uymayan binlerce binanın inşa edilmesine izin veren bir iktidarın yolsuzluğunu açıkça ortaya koydu" denildi.
Makalede, Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerine değinilerek, "zorlukların yalnızca Türkiye'nin eseri olmadığı" ve "özellikle Fransa ve Avusturya'nın Türkiye'yi doğu blokuna teşvik ettiği" belirtilerek, "Neden Türklere tutamayacağımızı bildiğimiz uzun vadeli entegrasyon vaatlerinde bulunduk?" denildi.
"ERDOĞAN, KENDİSİNİ ATATÜRK'ÜN DİNDAR BİR VERSİYONU OLARAK HAYAL EDİYOR"
Türkiye'nin, 2013'ten bugüne giderek AB için "daha zor bir ortak haline geldiği" vurgulanan makalede, "Erdoğan, açıkça kendisini Atatürk'ün dindar bir versiyonu olarak hayal ediyor. Riyası ve kararlılığı var, ama ne büyüklüğü ne de sonuçları var" ifadeleri yer aldı.
"Moskova, Pekin ve Riyad arasında bir tür Erdoğan yanlısı üçgenin" olduğu savunulan makalede, "Atlantik'in her iki yakasındaki demokratik ülkelerin büyük çoğunluğu, yüksek sesle dile getirmeseler de, Erdoğan'ın yenilgisini diliyor. Sandıktan çıkacak sonuç çok belirsiz" denildi.
Makalede, "Türkiye'de 14 Mayıs'ta söz konusu olan, dünyadaki demokrasi ve otoriterlik arasındaki güç dengesinin evriminden başka bir şey değildir" ifadeleri kullanıldı.