Ukrayna ve basının hali

ABD Başkanı Joe Biden’ın Ukrayna’da yaşayan ABD vatandaşlarını “her şey altüst olmadan” Ukrayna’yı terk etmeye çağırmasıyla aynı soru gündeme geldi: Ukrayna’da savaş, an meselesi mi? Hemen başta söyleyelim, Ukrayna’da savaş an meselesi, değil. Ukraynalı yetkililer de böyle söylüyor, çeşitli ülkelerin sağduğu sahibi devlet yetkilileri de Ukrayna’yla ilgili şu noktayı vurguluyorlar: Bölgede bir kriz var, fakat bu, savaşın eli kulağında olduğu anlamına gelmiyor.

Deniz Berktay

Rusya’nın Ukrayna’ya her an saldıracağına ilişkin haberler, birkaç aydan beridir çıkıyor. ABD yönetimi, neredeyse yirmi gündür, Rusya’nın Ukrayna’ya her an saldırabileceğini söylüyor. Ukraynalı yetkililerse, sınırdaki Rus asker sayısının yüz binin biraz üzerinde olduğunu, fakat Rusya’nın Ukrayna’yı istilaya yönelik taarruz yapabilmesi için, bir milyon askere ihtiyacının olduğunu ve bu kadar askeri bugünden yarına cepheye yığmasının mümkün olmadığını belirtiyor. Ukraynalı yetkililere ve çoğu uzmana göre Rusya, Ukrayna’ya ve Batı’ya kendi istediklerini kabul ettirmek için, yani, masa başı müzakerelerinde sonuç alabilmek için, “kas gösterisi” yapıyor.

Peki o halde, ABD neden böyle açıklamalar yapıyor? Tabii ki, buralarda kendi nüfuzunu daha rahat kurabilmek için. Bu konuda ABD, İngiltere’yle ve Avustralya ve Kanada’yla beraber hareket ediyor. Dikkat edelim, Ukrayna’dan diplomatların ailelerinin ayrılması talimatını verenler bu dört ülke. Ukrayna’daysa, 129 ülkenin diplomatik temsilciliği bulunuyor ve diğer ülkeler, bu yolu takip etmedi. Avrupa Birliği de bu konuda ABD’yi yalnız bıraktı. AB’nin Dış Politika Yetkilisi Josep Borrell, Avrupa Birliği’nin kendi diplomatlarını veya ailelerini çekmesinin söz konusu olmadığını söylemişti. Halen de ABD’nin diplomat ailelerini veya vatandaşlarını çekme açıklamalarına, diğer ülkelerden destek gelmiş değil.

“Bunca yayın organının bölgeden geçtiği haberler doğru değil mi”, diye sorabilirsiniz. Ben de hemen size, yönetmenliğini Kartal Tibet’in yaptığı, başrolünü Kemal Sunal’ın oynadığı “Uyanık Gazeteci” filmini hatırlatırım. O filmde Kemal Sunal, Türkiye’nin savaşa girmeye hazır olduğu bir “komşu ülke”nin sınırına giden bir savaş muhabirini oynuyordu (ismi verilmese de, arkasında Sovyet desteği olan o komşu ülke, herhalde, Bulgaristan’dan başkası değildi). Sınıra geldiğinde, sınırın iki tarafındaki köylülerin güreş müsabakası için yaptıkları hazırlıkları savaş hazırlığı zannedip gazeteye “Köyde herkes taarruza hazırlanıyor” diye haberler geçiyordu... 

TATBİKATLARLA ARTAN GERİLİM

Buradaki durum da biraz buna benziyor. Çünkü, muhabirlerin “Ukrayna savaşın eşiğinde” diye haber yapmak üzere gittikleri doğudaki Donbass bölgesi, zaten sekiz yıldan beri Rus yanlısı ayrılıkçıların elinde ve bölgede ayrılıkçı gruplarla Ukrayna güvenlik güçleri arasında çatışmalar yaşanıyor. Fakat bunlar, yerel nitelikli çatışma. Başkent Kiev’e 800 km mesafede. 

Yayın kuruluşlarının reyting kaygısı ve Ukrayna konusundaki bilgisizlik de buna eklenince, ABD’nin istediği şekilde “savaşın eli kulağında” türü haberler pek çok basın yayın organında çıkıveriyor.

Şu anda gerginliği artıran unsur, Rusya’nın Ukrayna’nın hem kuzeyinde hem de güneyinde tatbikatlara başlamış olması. Tatbikatlar sonrasında Belarus’taki askerlerini önceden söylediği gibi çekerse bu, krizin yumuşamaya başladığına işaret edecek. Kısacası, bölgede Rusya’yla ABD ve İngiltere arasında çok gergin bir durum var. Fakat büyük bir savaş çıkacağını şu anda söylemek acelecilik olur.