Türkiye’nin son Şam Büyükelçisi Önhon, Cumhuriyet’e konuştu: 'Ortaklık karmaşık'
Terör örgütü YPG, Deyrizor’a bağlı köylerde Suriye ordusu ve İran destekli gruplara karşı saldırıya geçti. Ankara’nın son Şam Büyükelçisi Ömer Önhon, Suriye’deki çatışmalarda bir cephede işbirliği yapan aktörlerin başka bir cephede birbiriyle çatışabildiğini belirterek bölgede ortaklığın karmaşık olduğuna işaret etti. Önhon’a göre yakın zamanda toplanacağı duyurulan Astana Süreci’nde taraflar anlaşırsa oluşabilecek en iyi senaryo Esad yönetimi ile muhaliflerin masaya oturması. Ancak muhalif tarafta kimlerin yer alacağı konusunda HTŞ ve YPG öne çıkıyor.
Doğa ÖztürkSuriye’de Devlet Başkanı Beşşar Esad yönetimine muhalif cihatçı Heyet Tahrir eş Şam (HTŞ) önderliğindeki gruplar ile Şam hükümetine bağlı ordu arasında çatışmalar sürüyor. Deyrizor ilinde çatışmaların şiddetlendi. AA’nın haberine göre terör örgütü PKK/YPG, Deyrizor ilinin Fırat’ın doğusunda kalan topraklarında 7 köyden Esad güçlerini ve İran destekli grupları çıkarmak için saldırı başlattı.
Deyrizor kent merkezinden başlayarak Suriye-Irak sınırına yakın bölgede İran destekli grupların varlık gösterdiği biliniyor. HTŞ ve diğer muhaliflerin kontrolündeki illere ise Rus saldırıları yoğunlaştı. Ayrıca Suriye Haber Ajansı’nın (SANA) aktarımına göre İsrail Şam Uluslararası Havalimanı yakınlarında bir hava saldırısı düzenledi. Saldırıda bir araç hedef alındı ve bir kişi yaşamını kaybetti.
‘HİÇBİR OLASILIK SIFIR DEĞİL’
Türkiye’nin son Şam Büyükelçisi Ömer Önhon, Suriye’de sekiz yıl aradan sonra yeniden alevlenen çatışmalara ilişkin Cumhuriyet’e değerlendirmelerde bulundu. Muhalefetin birkaç gün önce başlattığı baskın harekatla ‘kayda değer’ bir ilerleme sağlayışının ve Halep başta olmak üzere birçok yeri hükümetten almasının önemli bir gelişme olduğunu dile getiren Önhon, “Esad ilerleyen muhaliflerle savaşacağını, İran ve Rusya da Esad’a destek verdiklerini açıkladı. Sahadaki durum değişir mi, Esad güçleri İran ve Rusya'nın desteği ve terör örgütü YPG’nin işbirliğiyle muhalifleri geri itebilir mi? Bu karmaşık ortamda hiçbir olasılığa sıfır ihtimal diyemeyiz ancak bu aşamada buna çok az ihtimal veriyorum. Bu az ihtimal gerçekleşirse Türkiye'ye etkileri olacak. Türkiye yeni bir göç akınına maruz kalabilecektir” dedi.
‘HAMA’YI ALMALARI MÜMKÜN’
Hükümetin çatışmaların ilk günlerine kıyasla direndiğini ve Rus uçaklarının da rejime daha fazla destek vermeye başladığını anımsatan Önhon, muhaliflerin harekatı etkin bir şekilde sürdürdüğünü ancak ilk günlere göre yavaşladığını söyledi. Önhon, “Bu aşamada iki taraf Hama şehrinin yanı başında, dış mahallelerinde ve kırsalında çatışıyorlar. Esas olarak HTŞ’den oluşan muhalifler daha güçlü gözüküyorlar. Hama'yı ele geçirmeleri mümkün. Fırat’ın güney doğusunda Deyrizor’da da bir şeyler oluyor ancak ne olduğu tam belli değil. Amerikan uçaklarının Iraklı Şii milis yardım konvoyunu vurdukları, YPG ve Esad güçleri ile destekçisi İranlılar/Şiiler arasında çatışmalar yaşandığı söyleniyor. Bu durum ortalığın ne kadar karışık olduğunu, bir cephede işbirliği yapan aktörlerin başka bir cephede birbirleriyle çatışabildiklerini, gösteriyor” ifadelerini kullandı.
ANKARA’YA ‘İSRAİL-ABD’ İTHAMI
Dün Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi’nin Ankara’da Suriye’deki gelişmeleri görüşmek üzere bir araya geldiğini anımsatan Önhon, basın toplantısında her iki bakanın da farklı tutumlarını ortaya koyduğunu aktardı. Önhon, “Hakan Fidan ezcümle, Esad’a ‘kendin ettin kendin buldun, çağrılarımızı dinlemedin, artık masaya gel, meseleyi çözmeye çalışalım’ anlamına gelen bir çağrıda bulundu. Arakçi ise, son gelişmeleri ABD ve İsrail’in yönlendirdiği tekfirilerin saldırısı olarak tanımladı” dedi. Önhon, Bakan Arakçi’nin da aslında dolaylı olarak Türkiye’yi ‘İsrail ve ABD ile hareket etme veya onların amaçlarına katkıda bulunma’ ile itham ettiğini söyledi. Önhon, “Arakçi, Şam’dan Esad’dan mesaj getirmiştir diye tahmin ediyorum ancak bu tahminimi teyit edecek somut bir bilgi paylaşılmadı. Her koşulda, Astana süreci ortağı üç ülkenin kısa bir süre içinde Dışişleri Bakanları düzeyinde toplanacaklarının açıklanmış olması olumludur” diye konuştu. Ayrıca toplantının yeri ve tarihi belli olmamasına karşın dış basında söz konusu toplantının 7-8 Aralık tarihlerinde Katar’ın başkenti Doha’da yapılabileceği ve toplantıya Katar’ın da katılabileceği öne sürüldü. Önhon, Astana sürecinin devamına ilişkin, “Bu ülkeler mutabık kalırlarsa, en iyi senaryo, ateşkes ilan edilmesi ve tarafların bulundukları noktada durmaları; önce Astana süreci ortaklarının toplanması, bir süre sonra da Esad yönetimi ve muhaliflerin de katılacağı formatta bir toplantı düzenlenmesi olur. Bu son aşamaya gelinebilirse, masanın muhalif tarafında kimlerin yer alacağı meselesi ortaya çıkacaktır. HTŞ ve YPG bu kapsamda öne çıkan meseleler olur” değerlendirmesinde bulundu.