Tunus’ta göçmen karşıtlığı yüzünden yüzlerce kişi şiddete maruz kaldı

Tunus’un ikinci büyük kenti olan Sfax’ta geçen hafta göçmenlere karşı bir şiddet dalgası yaşandı. 41 yaşındaki yerel bir kişinin göçmenlerle yaşanan kavganın ardından bıçaklanarak öldürülmesi, göçmenlere karşıtlığının patlama yaşamasına neden oldu. BBC ekibi şehirde yaşananları kayda aldı.

BBC Türkçe
BBC

Tunus’un ikinci büyük kenti olan Sfax’ta geçen hafta göçmenlere karşı bir şiddet dalgası yaşandı.

41 yaşındaki yerel bir kişinin göçmenlerle yaşanan kavganın ardından bıçaklanarak öldürülmesi, göçmenlere karşıtlığının patlama yaşamasına neden oldu.

BBC’ye konuşan ve ülkeye bir yıl önce Fildişi Sahili’nden göç eden Louise Fallone, evine giren maskeli kişilerin kendisini zorla sokağa attığını ve boğazına bir bıçak dayadığını anlattı.

Çocuğunu kucaklayıp giysilerini almadan sokağa fırlayan Fallone, komşularının kaçarken üzerine bir battaniye fırlattığını söyledi.

Louise Fallone, saldırganların paralarını ve her şeyini aldığını belirtti.

Şehre giden BBC ekibi, onlarca göçmenlerin 40 derece sıcaklığa varan havaya rağmen tozlu yollarda “barış” işareti yaparak beklediğini gördü.

Yerel halktan kimileri destek amacıyla göçmenlere su ve ekmek verse de genel olarak göçmenlere karşı bir öfkenin olduğunu hissetmek mümkün.

Sosyal medyada dolaşan videolarda saldırıları gerçekleştiren maskeli bir adamın, “Siyah Afrikalılar bize ve kadınlarımıza bir tehdit. Saldırmalıyız ve onlara karşı birleşmeliyiz” dediği duyuluyor.

Bir başka videoda ise başka bir kişinin, “Hepsini uzaklaştırmalıyız, burada yaşamalarını istemiyoruz” sözleri yer alıyor.

Neden böyle bir şiddetin ortaya çıktığını anlamak için göçmenlerle asfaltın üzerinde bir gece geçiren BBC ekibine 4 Temmuz’da gerçekleşen saldırılar yüzünden yaralanan çok sayıda kişi vücutlarındaki izleri gösterdi.

Kafasına darbe alan bir kadın ise bilinçsiz bir şekilde yatıyordu.

Aralarında çocuklar da olmak üzere 25 kişi hastaneye kaldırıldı, bir göçmen yedi yaşındaki kardeşinin iki bacağının da kırıldığını belirtti.

Görüntülerde polisin var olmasına rağmen fazla müdahalede bulunmadığı gözleniyor.

Polis taleplere rağmen BBC’nin sorularına yanıt vermedi.

BBC

SINIRDA ŞİDDET UYGULANDIĞI İDDİALARI

Ertesi sabah yetkililer 100 göçmeni Libya sınırına iteledi.

O günden bu yana bin kadar göçmenin Cezayir ve Libya sınırına gönderildiği tahmin ediliyor.

İnsan Hakları Gözlemevi’ne Libya sınırından gönderilen videolarda göçmenlerin açık yaralarının olduğu görülüyor, göçmenler yetkililer tarafından dayak yediklerini öne sürüyorlar.

Sınır polisi iddialara bir yanıt vermedi. Tunus Cumhurbaşkanı Kais Saied ise Cumartesi günü yaptığı açıklamada göçmenlere kötü muamele iddialarını reddetti. Sfax’ta günlük hayat normale dönmüş gibi gözükse de kahvelerde herkes halen saldırılardan bahsediyor.

Aktivist bir esnaf olan Miriam Bribri, öfkeli olduğunu ancak meydana gelen şiddet olaylarından ötürü şaşırmadığını anlattı.

Bribri, “Sosyal medyada ırkçı videolar vardı, çok iğrenç gönderiler görüyordum. Böylesine bir şiddet patlamasının olabileceğini öngörerek endişeleniyordum” dedi.

Cumhurbaşkanı Kais Saied’i suçlayan Bribri, Saied’in “göçmenlerin şiddet ve suç getirdiğini” söyleyerek göçmen karşıtlığını körüklediğini öne sürdü.

Facebook’ta “Kaldırımları temizleyin” adındaki bir sayfanın saldırılardan günler önce Sfax’ın göçmenlerden “temizlenmesi gerektiğini” söylediği görülüyor.

BBC’ye konuşan sayfanın editörü Zied Mallouli, bu iddiaları reddediyor.

O gece yaşanan saldırıları, “Bu kişiler için bu bir özgürlük meselesiydi. Göçmenlerin evlerini aldıklarını ve evlerine yerleştiklerini düşünüyorlar” diyerek tanımlayan Mallouli’ye göre yetkililer göçmenleri “Sfax’tan atmalı ve kamplara” yerleştirmeli.

Şehrin merkezinde ise 300 kadar göçmen etraftaki çöplere rağmen plastikten bir çadır kent kurmuş vaziyette.

Batı Afrika ülkesi Sierra Leone’den gelen ve iki çocuk annesi Miriam, ailesiyle gidecek başka bir yeri olmadığı için dört gündür burada kaldığını söyleyerek, “Çok yoruldum, pes edecek gibiyim” açıklamasında bulunuyor.

Yerel halktan bir kişi ise göçmenlerin aç olduğunu görerek arkadaşlarıyla sandviç yaptıklarını, yoğurt ve su getirdiklerini belirtiyor.

Bir taksi sürücüsü ise eşiyle bir anne ve kızına evlerini açtıklarını anlatıyor:

“Göçmenler için üzülüyorum, bu yüzden bir aileye evimi açmaya karar verdim. Barınak sağladım, eşim de yemek pişiriyor. Tunuslu yetkililer bu kişilere yasal bir statü vermeli.”