THY'nin 'sığınmacılara hava koridoru açmakla' suçlanması Varşova ile gerginliğe neden oldu

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun, THY’ye yönelik iddiaları mesnetsiz olarak nitelendirdiği, Varşova’ya “teknik ekiplerin Türkiye’ye gelmesi” teklifinde bulunduğu belirtildi.

Hüseyin Hayatsever

Belarus ile “sığınmacı” gerilimi yaşayan Polonya, Türkiye’yi “sığınmacılara hava koridoru açmakla” suçladı. “Belarus’tan Polonya sınırına giden sığınmacıların, Türk Hava Yolları’nın da (THY) aralarında bulunduğu havayolları aracılığıyla Türkiye üzerinden taşındığı” ve bu nedenle “THY’ye AB yaptırımı uygulanabileceği” iddialarının ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Polonyalı mevkidaşı Zbigniew Rau ile telefonda görüştü. İddiaları reddeden Çavuşoğlu’nun, ayrıca Polonya’ya “teknik ekiplerin Türkiye’ye gelmesi” teklifinde bulunduğu bildirildi.

Belarus ile Polonya hattında yaşanan sığınmacı krizinde AB ve Polonya cephesi, Rusya’yı sorumlu tutarken bu süreçte “THY’nin de rolü olduğu” iddiasıyla Türkiye de suçlamaların hedefinde kaldı. 

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, 8 Kasım’da Polonya-Belarus sınırında yaşanan gelişmelerle ilgili “AB, insan kaçakçılığı konusunda faaliyet gösteren üçüncü ülke havayollarını kara listeye almak da dahil olmak üzere nasıl yaptırım uygulanacağı konusunu değerlendirecek” demiş, EUObserver ise bu kapsamda AB ülkelerine yönelik uçuşlarına kısıtlama getirilmesi gündemde olan havayolları arasında THY’nin bulunduğunu öne sürmüştü. 

Alman Die Welt gazetesinin, AB Komisyonu’nun “gizli” ibareli bir belgesine dayandırarak yazdığı haberde ise “Belarus havayolları şirketi Belavia’nın THY ile işbirliği içinde haftada 4 ila 7 uçuş düzenleyerek her uçuşta 180’er göçmeni İstanbul’dan Minsk’e taşıdığı” iddiası yer aldı. Belarus’a gelen sığınmacıların taşınmasında rol oynadığı ve bu nedenle AB tarafından yaptırıma tabi tutulabileceği haberleri üzerine THY, 9 Kasım’da bu iddiaları yalanlayarak “Ortaklığımız, dünyanın dört bir yanına gerçekleştirdiği uçuşlarda uluslararası otoriteler ile işbirliği içerisinde, tüm güvenlik hassasiyetlerini dikkate almakta ve operasyonlarını bu ölçüde gerçekleştirmektedir. Medyada yer alan haberler gerçeği yansıtmamaktadır” açıklamasını yapmıştı.

‘KRİZ’ GÖLGESİ

THY’nin bu açıklamasına karşın Türkiye’ye yönelik suçlamalar hız kesmedi ve Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, önceki gün Türkiye’ye ağır eleştiriler yöneltti. Morawiecki, Türkiye’nin İstanbul ve Minsk arasında “hava koridoru” oluşturduğunu ve bu yolla Belarus’un Polonya sınırına binlerce mülteciyi göndermesine yardımcı olduğunu öne sürdü. Türkiye’nin hamlelerinin “Belarus ve Rusya ile senkronize” olduğunu da iddia eden Morawiecki, “Bir ya da iki ay önce Türkiye bizimle yakından çalışmak istiyor gibi görünüyordu. Biz yangını söndürmelerine yardım ettik, Türkiye turizminin tanıtımına yardım ettik. Fakat maalesef bunun tek taraflı bir iyilik olduğunu görüyoruz. Bundan memnun değiliz, bunu da Türk dostlarımıza aktarıyoruz” ifadesini kullandı. Böylece mayıs ayında Türkiye’den 24 adet Bayraktar TB2 silahlı insansız hava aracı satın alarak bu alımı yapan ilk NATO üyesi olan Polonya ile Türkiye arasındaki yakın ilişkilere “sığınmacı krizi” gölgesi düşmüş oldu.

Polonya’nın Türkiye’ye yönelik ağır suçlamalarının ardından Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Polonya Dışişleri Bakanı Rau ile telefonda görüştü. Türk diplomatik kaynakların verdiği bilgiye göre Çavuşoğlu, THY’ye yönelik suçlamaları “sorunun bir tarafı olmamasına rağmen Türkiye’nin sorunun bir parçası olarak gösterilme çabalarının bir parçası” olarak nitelendirdi ve Polonyalı mevkidaşına Türkiye ve THY’ye yönelik  “mesnetsiz” iddialardan duyulan üzüntüyü bildirdi ve ayrıca bu iddiaların Türkiye tarafından reddedildiğini vurguladı. 

Çavuşoğlu, özellikle bu iddiaların Polonya Başbakanı tarafından dile getirilmesinden duyulan rahatsızlığı da dile getirildi. Polonyalı mevkidaşına “kamuyonunun doğru bilgilendirilmesi için Polonya’dan teknik ekiplerin Türkiye’ye gönderilmesi” teklifini de iletti. Teklif, THY’nin Belarus’un başkenti Minsk’e uçuşlarını gerçekleştirdiği İstanbul Havalimanı’ndaki prosedürlerin Polonyalı yetkililerce de takip edilmesini kapsıyor.