Sudan'ın tarihi darbeler ve ordu içindeki mücadelelerle dolu
Halkın iki ateş arasında kaldığı Sudan’da yaşanan gerilimin altında askeri cunta içindeki güç mücadelesi yatıyor. Afrika uzmanı Dr. Volkan İpek, “ordu ülkesi” Sudan’da çatışmanın taraflarından paramiliter HDK lideri Dagalu’nun sivil siyasete geçişe karşı olduğunu ve bunun askeriyenin itibarını zedeleyeceğini düşündüğünü söyledi.
Mert CengizSahraaltı Afrika ülkesi Sudan’da yüzlerce sivilin öldürüldüğü silahlı çatışmalar bitmek bilmiyor. Postkolonyal tarihi darbelerle ve askerler arasındaki mücadelelerle dolu olan ülkedeki 15 Nisan’da patlak veren çatışmaların arkasında yatanları Yeditepe Üniversitesi İngilizce Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünden Dr. Öğretim Üyesi Volkan İpek Cumhuriyet’e değerlendirdi.
EN ÇOK DARBE GİRİŞİMİ YAŞANAN ÜLKE
Sahraaltı Afrika ülkelerinin postkolonyal dönemlerindeki siyasi yapılar ile ilgili çalışmalar yürüten Dr. İpek bunlar içinde en çok darbe girişimi yaşayanın Sudan olduğunu belirtti. Ülkenin bağımsız olduğu 1956 yılından bugüne toplam 27 darbe girişimi olduğunu ve bunlardan 15’inin ise başarıyla sonuçlandığının altını çizen İpek, aynı zamanda Sudan’daki başarılı darbelerin arkasında da askerler arasında güç mücadeleleri olduğunu belirtti. İpek’e göre bu mücadeleler yüzünden ordu yönetimde de başarılı olmakta zorlandı.
CUNTANIN ZİRVESİ ÇATIŞIYOR
Dr. İpek, ülkedeki askerler arasındaki mücadeleye son örnek olan güncel krizin aktörlerinin iki köşede yer aldığını belirtti. İpek’e göre bunlardan ilki, ülkenin şu andaki de facto devlet başkanı ve 11 Kasım 2021 tarihinde kurulan Egemenlik Geçiş Konseyi’nin de başındaki isim olan General Abdülfettah Burhan. Diğer köşede ise Burhan’ın konseydeki yardımcısı olan Muhammed Hamdan Dagalu yer alıyor.
(Dagalu)
Afrika uzmanı İpek, ülkedeki iki numaralı ismi şöyle anlattı: “Dagalu aynı zamanda Darfur’daki, Güney Sudan’daki ve hatta Kuzey Yemen’deki kimlik kökenli isyanları bastırmak için 1987’de kurulan ‘at üzerindeki cinler’ anlamına gelen Cancavid’lerin lideri konumunda. 2003 yılında Darfur’da başlayan soykırımın sorumlusu olarak görülen Cancavidler, 2013 yılında ise eski Devlet Başkanı Ömer el Beşir tarafından tarafından kurumsallaştırılıp paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri’ne dönüştürülünce Dagalu da hükümetin en önemli adamları arasına girdi.”
Dr. İpek 15 Nisan’da patlak veren çatışmaların altında üç neden yattığını söyledi. “Bunlardan ilki Sudan’ın tıpkı Myanmar ve Mısır gibi çok güçlü bir ordu ülkesi olmasıydı. Bu ülkelerde ordu sadece rejimin muhafızlığını yapmıyor, aynı zamanda örneğin ekonominin de temel yapı taşlarını oluşturuyor. O kadar ki, bu ülkelerde askerler siyasetin aktörlüğünü sivillere bırakmıyorlar, daha doğrusu, siyasi kültürleri buna izin vermiyor” diyen İpek, “Burhan ve Dagalu 2019’da el Beşir’i devirdiklerinde üçlü bir yönetim kurdular ve başbakanlığa Dagalu’nun tüm itirazlarına rağmen Burhan sivil Abdellah Hamdok’u atadı” sözleriyle çekişme sürecini değerlendirdi.
DAGOLU SİVİL SİYASETE KARŞI
Başbakanın sivil siyasetten geldiğini vurgulayan Dr. İpek, “Burhan’ın sivil yaşam ilkesinden güç alan Hamdok 14 kişilik bakanlar kurulunun çoğunluğunu asker kökenli olmayan politikacılara ayırınca, üstüne 30 yıllık islami yönetimin yerine 2020’de laikliği ilan edince Dagalu hem Burhan’a hem de Hamdok’a tepki gösterdi. Ancak Dagalu’yu en çok kızdıran olay ise halkın yarı askeri yarı değil tam sivil hükümet çağrılarına dayanamayan Hamdok’un Burhan’a verdiği istifanın kabul edilip ardından yeni hükümette başbakanlığın yeniden Hamdok’a verilmesi oldu. Dagalu ülke siyasetinin Burhan tarafından giderek sivilleştiğini ve bu durumunda ordunun prestijini zedelediğini düşünüyordu. Bu sivilleşmenin son adımı da 6 Nisan 2023 tarihinde atıldı. Burhan 6 Nisan’da imzaladığı bir kararnameyle ileride sivil yönetimin prensiplerini belirledi, ordunun sivil bir partinin kontrolü altına alınabileceğini belirtti. Dagalu ise bu kararnameye karşı çıktı” diyerek anlattı güç mücadelesini.
(Burhan)
HESAP VERME GERİLİMİ
İkinci sebep olarak Dr. İpek, Burhan’ın, 6 Nisan’daki kararlarında, Lahey’de savaş suçlusu olarak yargılanan el Beşir döneminde yapılan soykırımın sorumlularının yargı önüne çıkarılacağı açıklaması olduğunu belirtti. Dr. Volkan İpek, Bu kararnamede yer alan bir Uzlaşma ve Gerçeklik Komisyonu fikri Cancavidlerin lideri olan Dagalu’yu tedirgin ettiğini söyledi.
‘DAGOLO’NUN EKONOMİK GÜCÜ VAR’
Çatışmaların arkasındaki üçüncü neden Dr. İpek, Dagalu’nun Burhan tarafından asla ciddiye alınmaması olarak belirtti. Ülkedeki birçok altın madeninin kontrolünü elinde bulundurmasıyla önemli bir ekonomik güç sayılan Dagalu’nun görüşlerinin Burhan tarafından yeterince dinlenmediği ve uygulanmadığının altını çizen Dr. İpek, Dagalu’nun bir toplantıda “Keşke 2021’deki darbede Burhan’a destek vermeseydim” dediğini aktardı.