Sırbistan'dan BMGK'ya tepki: Bizi damgalamak isteyenler asla başaramayacaklar
Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda kabul edilen “Srebrenitsa Soykırımı’nı Anma Günü” kararının başarısız olduğunu iddia ederek, “Sırp halkını damgalamak isteyenler başaramadılar ve asla başaramayacaklar” dedi.
İHASırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, BM Genel Kurulu’nun 11 Temmuz’un “Uluslararası 1995 Srebrenitsa Soykırımı’nı Anma ve Düşünme Günü” ilan edilmesini talep eden karar tasarısını, 84’e karşı 19 oyla kabul etmesinin ardından Sırp basınına konuştu.
Açıklamasında oylamada 68 ülke temsilcisinin çekimser kaldığına, 19 temsilcinin aleyhte oy kullandığına ve 20 temsilcinin de oylamadan önce ayrıldığına dikkat çeken Vucic, dünya ülkelerinin üçte ikisinin Sırbistan’ın tarafında yer aldığını savundu. Vucic, “Ayrılan 20 ülke neden ayrıldıklarını açıkladı, bunlar arasında Azerbaycan ve bazı diğer ülkeler de var. Yani 107 ülke onların önerisine katılmak istemedi. Bu 84 oya nasıl ulaştıklarını anlatmama gerek yok, aslında 60’ı bile zor bulurlardı, belki de o kadar bile değil. Onlara baskı yaptılar, tehdit ettiler. Detaylar ortaya çıkacak" dedi.
Ret oyu kullanan ülkelere teşekkür eden Vucic, "Çin ve Rusya’ya, ayrıca suçlamalara hedef olan Birleşik Arap Emirlikleri’ne teşekkür etmek istiyorum. Bin Zayed’e saygılarımı sunuyorum" ifadelerini kullandı.
Srebrenitsa Soykırımı’na ilişkin tasarıyla Sırbistan’ın aşağılanmak istendiğini fakat sonucun açık olduğunu ifade eden Vucic, “Sırp halkını damgalamak isteyenler başaramadılar ve asla başaramayacaklar” dedi.
Bu tasarının sadece bölgeyi değil BM’yi de böleceği uyarısında bulunduklarını ve bunun doğru olduğunun görüldüğünü ileri süren Vucic, “Bu, bazı insanlar siyasi güçlerini bu meseleyi siyasallaştırmak amacıyla kullanmaları nedeniyle oldu. Kararın tek amacı ve niyeti, ahlaki ve siyasi suçu taraflardan sadece birine, bir halka, Sırbistan’a ve Sırp Cumhuriyeti’ne yüklemekti. Tek amaç buydu. Dürüst olmak gerekirse, tasarı, meşruiyet açısından başarısız oldu” dedi.
Bosna Hersek dahilindeki iki entiteden biri olan Sırp Cumhuriyeti’nin (Republika Srpska) Başkanı Milorad Dodik, de Vucic’e benzer bir şekilde BM Genel Kurulu’nda kabul edilen tasarının başarısız olduğunu ileri sürdü. Dodik, “Oylamada tasarıya 84 ülkenin destek verdiğini gördük. Bu salt çoğunluk bile değildir” dedi.
Bu şekilde “Sırpların soykırımcı halk ilan etme planlarının” başarısız olduğunu savunan Dodik, Sırp Cumhuriyeti entitesi hükümetinin barışçıl bir şekilde Bosna Hersek’ten ayrılmayı gündemine aldığını belirtti. Bosnalı Sırp lider, "Bunun ardından, artık birlikte kalmak için bir sebebimiz yok” dedi.
Bosna Hersek Dışişleri Bakanı Elmedin Konakovic, oylamanın ardından yaptığı basın açıklamasında, aleyhte oy kullanan 19 ülkenin tamamına protesto notası göndereceklerini duyurdu. Konakovic, “Savaş suçluların yanında yer aldıklarını ve uluslararası mahkeme kararlarına saygı göstermediklerini düşünüyoruz. Bunu yapmak insanlık görevimiz” dedi.
Bugün Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic, haricinde soykırımı inkar eden kimsenin olmamasının da önemli olduğunu vurgulayan Konakovic, “Sırbistan hariç, bölgenin tamamının doğru tarafta yer alması önemli bir durumdur. Bölgedeki birçok ülkenin baskı altında bırakıldığını biliyoruz fakat cesaret gösterdiler. Bunu hiçbir zaman unutmayacağız” dedi.
Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Üyesi Zeljko Komsic, tasarının kabul edilmesinin on yıllardır devam eden bir sürece nokta koyduğunu söyledi. Komsic, “Bu, Birleşmiş Milletler tarafından kurulan mahkemenin kararıyla ortaya konulan hukuki mutabakatın ardından, Srebrenitsa’da yani Bosna Hersek’te gerçekleştirilen soykırım konusunda siyasi mutabakatın da sağlandığı manasına geliyor. Hukuki ve siyasi mutabakatın dışında kalanların görüşleri, genel olarak önem ifade etmez” dedi.
Bosna Hersek’teki Sırp liderlerin BM Genel Kurulu’nun Srebrenitsa kararına ilişkin tavır ve tehditlerine de değinen Komsic, “Bosna Hersek, tüm bunlardan daha güçlü bir şekilde çıkıyor ve en önemli olan şey de budur. Çünkü Bosna Hersek’in güçlü olması, işlenen soykırımın bir daha tekrarlanmasının engellenmesinin tek garantisidir” ifadelerini kullandı.