Rusya’da bir devir sona erdi… Şoygu’nun gidişi Harkiv taarruzunu etkileyecek mi?

Rus ordusu Ukrayna’nın Harkiv bölgesine bir taarruz başlattı. Bu sırada seçim zaferi sonrası yeni kabinesini belirleyen Putin, Savunma Bakanı Sergey Şoygu’ya yer vermedi. Yolsuzluk operasyonlarının devam ettiği bakanlıktaki değişim savaşın gidişatını nasıl etkileyecek?

Sarp Sinan Hacır

Geçtiğimiz hafta belirlenen Putin’in yeni kabinesi tartışılmaya devam ediyor. Yapılan değişikliklerde en çok göze çarpan Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun görevden alınması oldu. 12 yıldır bakanlık görevini devam ettiren Şoygu, yerini ekonomist kimliğiyle ön plana çıkan Andrey Belousov’a bırakırken Rusya’nın uzun bir aradan sonra Ukrayna’da yeni bir cephe açması bize krizin arka planı için yeni ipuçları sağlıyor.

SAVUNMA BAKANLIĞI’NDA KRİZ

Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna savaşı başladığından bu yana hem içeride hem dışarıda eleştirilerin odağı oldu. Wagner paralı asker grubu CEO’su Yevgeni Prigojin, Savunma Bakanlığı’nda yolsuzluk olduğunu ve bakanlığın Wagner’i rakip olarak gördüğünü iddia etmiş, kendilerine meşhur Bahmut muharebesi sırasında kasten mühimmat sağlanmadığını dile getirmişti. Hatta Prigojin’e göre bakanlıkla aralarında gerginliğin Suriye İç Savaşı’nda ABD’nin Wagnerlere ağır kayıplar verdirdiği Kaşam muharebesine dayandırıyordu.

Wagner isyanı ve Prigojin’in uçak kazası sonrası kriz sonlanmış gibi gözükse de Rus devlet bürokrasisi içinde Şoygu’ya bir muhalefetin olduğu iddiası devam etti. Savunma Bakanlığı meselesi, tekrar gündeme ancak Şoygu’nun yardımcısı Timur İvanov’un yolsuzluk soruşturması kapsamında gözaltına alınmasıyla gelecekti. Forbes tarafından Rusya’nın en zengin siyasetçilerinden biri olarak bahsedilen İvanov’un Şoygu’nun Moskova Oblastı valiliği zamanından bu yana kendisine yakın olduğu biliniyordu.

İvanov’dan sonra Savunma Bakanlığı’nda bir üst düzey gözaltı daha yapıldı. Rusya Savunma Bakanlığı’nın ana personel yönetimi sorumlusu Korgeneral Yuri Kuznetsov da yüksek miktarda rüşvet aldığı iddiasıyla gözaltına alındı.

Gözaltılar devam ederken yeni kabinede Savunma Bakanı olarak Şoygu’ya yer verilmemesi “üstünün çizildiği” iddialarını doğurdu. Ancak Şoygu, Rusya Güvenlik Konseyi Başkanlığına atandı. 16 yıldır bu görevi devam ettiren Nikolay Patruşev ise Savunma Bakanı olma ihtimali konuşulan Tula valisi Alexander Dyumin ile birlikte Putin’in yardımcısı olarak atandı. Dyumin, önceden Putin’in korumasını da üstlenmiş, Rus askeri istihbaratı GRU’da görev yapmış, 2014 Kırım’ın ilhakı sırasında kilit önemde olarak görülen isimlerden birisi.

HARKİV TAARRUZU BAŞLADI

Savunma Bakanlığı görevine askeri geçmişi olmayan Andrey Belousov’un getirilişi Rusya’nın Ukrayna’daki harekatları için neler değişebileceğini bize gösteriyor. Rusya, uzun zamandır yıpratma harekatı sürdürüyor. Bu da düşmanı bir kerede yenecek taktik manevralar yerine çok fazla kaynak gerektiren ve kayıp verdirmeye odaklanan bir savaş prensibi anlamına geliyor. Rusya, ekonomisini hem Batı yaptırımlarına dirençli, hem de savaşın tüketici doğasına uygun hale getirmek için çeşitli reformlar yaptı. Rus ordusu da aynı şekilde bu ekonomik yapıya uyum sağlayacak şekilde düzenlendi. Ancak kapağı tamamen açılan askeri harcamalar bir çok noktada rüşvet ve yolsuzluğun da kapısını araladı.

Rusya, Belousov’la birlikte askeri harcamaların verimliliğini arttırmayı umuyor. Dahası, yeni bakanın varlığı bize yıpratma savaşının şimdilik devam edeceği izlenimini veriyor. Tam da bu değişim süreciyle aynı zamanda başlayan Harkiv taarruzu, Rusların 2022’den bu yana ilk kez “manevraya” başlayacağı izlenimini yarattı.

Ancak sahadaki durum şimdilik böyle değil. Sahadan gelen ilk haberlere göre Rusya, toplamda 4-5 tugay kadar bir personelle bu taarruza başladı. 15-20 binlik askere denk düşen bu kuvvet, kısa süre içerisinde 13 kadar köyü Harkiv oblastı sınırında ele geçirdi. Rus askeri Telegram sayfaları, ilk günden itibaren bunun bir “gözlem kuvveti” olduğunu, çok büyük beklentilere girilmemesi gerektiğini iddia etti. Bu sayfalara göre Rusya, Belgorod’a yapılan saldırıları önlemek adına bir tampon bölge oluşturmak istiyordu. Bugün Vladimir Putin de yaptığı konuşmada hedefin “şimdilik” Harkiv kentini ele geçirmek olmadığını söyledi.

Ukrayna tarafına göre ise Rusların Harkiv’de ayırdığı askerin sadece yüzde 60’ı operasyonlara katılıyor. Ukrayna, ülkesinin Kuzeydoğu’sundaki Sumi bölgesine de bir taarruz bekliyor, bu nedenle sınır bölgesindeki çeşitli yerleşim yerleri boşaltılmaya başlandı. Bu taarruz, tampon bölgenin ötesinde birkaç öneme daha sahip. Öncelikle, ateş ve insan gücü miktarının azaldığı iddia edilen Ukrayna’nın savunma kabiliyetleri ve Rus taarruz güçlerinin daha ufak gruplar halinde uyguladığı yeni taktikler test edildi.

Dahası, Ruslar biraz daha ilerlerse hem Belgorod’un saldırıya uğramasını engellemiş olacak hem de Harkiv kentini topçu ateşi menziline alabilmiş olacak. Bu, şüphesiz ki Ukrayna’yı bölgeye daha fazla asker göndermeye itecektir. Böylece Rusların Donbass’taki operasyonları daha zayıf bir rakibe karşı gerçekleştirilmiş olacak. Şu an hala ilerlemekte olan Harkiv taarruzuna büyük bir kuvvetin destek verip vermeyeceğini izleyip göreceğiz.