Polonya’da Tusk’lı koalisyon arayışı

Polonya’da gözler 15 Ekim’de düzenlenen genel seçimlerin ardından iktidarın nasıl şekilleneceğinde...

Mert Cengiz

Ülke tarihindeki sandığa rekor katılım oranı olan yüzde 74 ile yapılan seçimler sonrası muhalefet partileri, hükümetteki muhafazâr ve milliyetçi Hukuk ve Adalet Partisi’nin (PiS) 2015’ten bu yana sürdürdüğü iktidara son vermeye hazırlanıyor.

Ana muhalefetteki liberal ve Avrupa Birliği yanlısı Sivil Koalisyon, merkez sağ cepheden Üçüncü Yol ile Yeni Sol adlı partiler, dün koalisyon hükümeti kurmak için başbakan adaylarının Donald Tusk olduğunu duyurdu.

KUTUPLAŞTIRICI SÖYLEMLER

Polonya’daki muhafazakâr PiS iktidarı, hukukun üstünlüğünü aşındırması, kürtaja erişimi zorlaştırması, LGBTİ+ nefreti ve göçmen karşıtlığı gibi baskıcı uygulamaları nedeniyle uzun süredir eleştiri oklarının hedefindeydi. Yarı başkanlık sisteminin uygulandığı ülkede, cumhurbaşkanı ile başbakan yürütme yetkilerini paylaşıyor.

Polonya’daki değişimin nedenlerini Wroclaw Üniversitesi Siyaset Bilimi Enstitüsü’nden Dr. Malgorzata Madej Cumhuriyet’e değerlendirdi. Madej, “PiS iktidarı, radikal politikalar ile ülkenin siyasi sistemini derinlemesine yeniden yapılandırmış, bu da çeşitli sivil toplum örgütleri ve Polonya’nın müttefikleri ile gerilime neden olmuştu. Pek çok kişi bu politikaları sadece hukukun üstünlüğüne değil, demokrasinin kendisine yönelik bir tehdit olarak görmüştü” dedi ve ekledi: “Birçok Polonyalı, önde gelen siyasetçi ve gazeteciler; göçmenler, kadınlar, LBGTİ+’lar ve diğer azınlıklar hakkındaki nefret dolu yorumları da dahil olmak üzere, PiS’in aşırı kutuplaştırıcı söylemlerinden bıkmıştı.”

KADIN ÖFKESİNİN ETKİSİ

İktidarın, vergi politikalarındaki tartışmalı uygulamaları, bütçe giderlerindeki yüksek artış ve COVID -19 pandemisi sırasındaki başarısızlık ve skandallar da dahil olmak üzere birçok konuda başarılı politikalar izleyemediğini söyleyen Madej, “Eğer sağcı hükümetin çöküşüne neden olan tek bir konuya işaret etmek istersek bu, ‘kadın hakları’ olurdu” yorumunu yaptı. Roma Katolik Kilisesi’nin katı görüşlerini takip eden PiS hükümetinin, kürtaj karşıtı yasayı radikalleştirdiğini belirterek “Kitlesel sokak protestoları başarılı olmadı ancak öfke devam etti” ifadelerini kullandı.

Öte yandan Madej, “iktidarın sosyal politikalarının ve aşırı milliyetçi söylemlerinin Polonya toplumunun büyük bir kesiminde hâlâ çok popüler olduğuna” da işaret etti.