Polonya'da AB'den ayrılık kaygıları birlik yanlılarını sokaklara döktü
Polonya'da geçtiğimiz hafta sonunda yaklaşık 100 yerleşim merkezinde hükümetin Avrupa Birliği ile yarattığı gerilim politikasını protesto eden gösteriler yapıldı. Yüz binlerce Polonyalı, ülkelerinin Avrupa Birliği'nde kalmasından yana olduklarını dile getirmek için sokağa çıktı.
BBC TürkçePolonya'da Avrupa Birliği (AB) yanlısı yüz binlerce kişi, ülkelerinin birlikten ayrılacağı yönündeki kaygıları nedeniyle 100'den fazla yerleşim yerinde düzenlenen protestolara katıldı. Pazar günü gerçekleştirilen gösterilerde hükümetin Avrupa Birliği (AB) ile yarattığı gerilim politikası eleştirildi.
Polonya hükümeti ise ülkeyi AB'den çıkarmak, yani "Polexit" gibi bir tavrının olmadığını vurguluyor, ancak AB ve Polonya arasında bir 'egemenlik sorunu' yaşandığını da kabul ediyor.
Gösterilerin fitilini ateşleyen gelişme, geçtiğimiz Perşembe günü Polonya Anayasa Mahkemesi'nin aldığı karar oldu.
Yüksek mahkeme, geçtiğimiz hafta hükümetin talebi üzerine Avrupa Birliği yasaları ile Polonya Anayasası arasındaki uyumu ele aldı.
Mahkemenin aldığı karar ise, AB yasalarının, ulusal yasalar karşısında bağlayıcı nitelikte olduğu yönündeki temel birlik prensibine temelden aykırı bulundu. Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki kararı olumlu karşıladı.
"AB MEVZUATI, POLONYA ANAYASASI'NA AYKIRI"
Birlik, hâkimler yüksek kurulunun bağımsızlığını tehlikeye sokan ve yargı mekanizmasında hükümet atamalarına imkan veren yeni uygulamanın, AB Sözleşmesine aykırı olduğunu, dolayısıyla Polonya hükümetinin yargı reformundaki bu uygulamadan vazgeçmesi gerektiğini iletti.
AB yasaları, yargının hükümetten bağımsızlığının Avrupa'nın temel ilkelerinden biri olduğunu tespit ediyor. AB'ye üye ülkelerde hükümetlerin yargıyla oynamalarının "hukuk devletinin altını oymak" anlamına geleceğini vurguluyor.
Polonya hükümeti, bu gerilim üzerine ülkenin Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuş ve AB'nin söz konusu tavrının, Polonya Anayasası'na aykırı olup olmadığının tespitini istemişti.
Anayasa mahkemesi geçtiğimiz Perşembe günü beklendiği gibi hükümeti haklı buldu ve AB sözleşmesinin AB'ye Polonya'nın içişlerine karışma hakkı veremeyeceği yolunda bir karar aldı.
'AB HUKUKU BİRİNCİLDİR'
Avrupa Komisyonu da aynı gün Polonya Anayasa Mahkemesi'nin kararına tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, AB üye ülkeleri arasında temel sözleşme gereği, hukuksal mevzuatın uyumlulaştırılmasının en önemli ödev olduğu vurgulandı ve şu tespit yapıldı:
"AB değerler ve hukuk üzerine inşa olmuştur. Bu değerlere ve hukuka üye ülkelerin her birinin saygı göstermesi gerekir. Avrupa vatandaşlarının sahip olduğu değerleri ve hakları korumak, hangi ülkede olursa olsun AB'nin birincil görevidir."
Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, yüksek mahkemeye başvurmalarının nedeninin tam da Polonya hukukunda yargının bağımsız olduğunun kanıtı olduğunu ileri sürdü. On beş üyeden sadece iki üyenin itirazıyla alınan bu kararı kastederek "Biz Anayasa Mahkemesi'nin kararına uyarız" diye konuştu.
Polonya'da koalisyon hükümetinin omurgasını oluşturan Adalet ve Hukuk Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Jaroslaw Kaczynski de gelişmeleri AB'nin Polonya'nın bağımsız yargısına müdahalesi olarak yorumluyor.
POLONYA AB'DEN AYRILIR MI?
Avrupa Parlamentosunda Adalet ve Hukuk Partisi'nin de içinde bulunduğu merkez sağ AP Halk Partileri Grubu Başkan Vekili Jeroen Lenaers bu gelişmenin çok tehlikeli olduğunu söyledi ve "Polonya hükümetinin ciddi olarak AB'den ayrılmayı düşünmediğine inanmak zor" değerlendirmesini yaptı.
Avrupa Komisyonu üyesi Thierry Breton da, mahkeme kararına karşı alınacak tavrın değerlendirildiğini söyledi.
Polonya'daki sağcı popülist hükümet, LGBT haklarından yargı bağımsızlığına kadar pek çok farklı konuda Avrupa Komisyonu ile giderek daha fazla çelişiyor.
Komisyon ise Polonya'nın 57 milyar euroluk Covid-19 kurtarma planını henüz onaylamadı.
Hafta sonu Polonya'nın dört bir yanında gerçekleşen gösterilere katılan yüz binlerce Polonyalı da sürecin "ayrılma yönünde" derinleştiğini düşünüyor ve buna karşı da seslerini yükseltiyorlar.
Gösterileri organize eden muhalefet birliğinin başında da Polonya'nın eski başbakanlarından ve eski Avrupa Parlamentosu Başkanı Donald Tusk bulunuyor.
Polonya siyasetin deneyimli ismi, hükümetin ülkede hukuk devletini tamamen ortadan kaldırıp otoriter bir döneme geçebilmek için Polonya'yı adım adım AB'den çıkmaya doğru götürdüğünü savunuyor.
'BURASI AVRUPA VE KİMSE BİZİ ORADAN ÇIKARAMAYACAK'
1944'te Nazi Alman işgaline karşı mücadele eden 94 yaşındaki Wanda Traczyk-Stawska, protestolarda yaptığı bir konuşmada, "Burası bizim Avrupa'mız ve kimse bizi oradan çıkaramayacak" dedi.
Janusz Kuczynski isimli protestocu ise ülkesinin geriye gitmesinden dolayı endişe ettiğini ifade ederek, "Kötü günlerin geri gelmesinden korkuyorum" diye konuştu.