Pandemi ve göç etkisi: Roma’da sandıktan postfaşizm çıktı

İtalya'da sağın yükselişini ve iktidara gelen Kardeşleri Partisi’ni değerlendiren Milano Üniversitesi Sosyal ve Siyasal Bilimler Bölümü’nde Araştırma Görevlisi Dr. İpek Demirsu Di Biase, “halkın tepkisel oylarında bir kayma” diye anlattı.

Mert Cengiz

Avrupa’da aşırı sağın tırmandığı bir dönemde İtalya’da sağcı ve muhafazakâr ittifak sandıklardan birinci çıktı. Ülkede böylece 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana en sağcı hükümetin kurulması beklenirken kıtada aşırı sağın yükselişi kamuoyunun gündeminde yer buldu.

Yaşam pahalılığı, savaş, enerji krizi ile göçmenler gündemi ile yapılan seçimlerde sandığa katılım oranı, 2018’deki seçimden dokuz puan aşağıda, yüzde 64 ile tarihin en düşük oranına geriledi. Ülkedeki sağın yükselişi ve iktidara gelen İtalya’nın Kardeşleri Partisi’ni (FdI) Milano Üniversitesi Sosyal ve Siyasal Bilimler Bölümü’nde Araştırma Görevlisi Dr. İpek Demirsu Di Biase Cumhuriyet’e değerlendirdi. 

İpek Demirsu

Demirsu, sağ ittifakın yükselişini, “halkın tepkisel oylarında bir kayma” diye anlattı. İtalyan halkının, önceki dönemlerde atanan teknokratik hükümetlere ve müesses nizama güvensizlik ve kızgınlık duyduğunu dile  getiren Demirsu, seçmenlerin FdI’nin söylemlerinde tepkisel bir karşılık bulduğunu ifade etti. 

Demirsu, “Kamuoyundaki Covid-19 ile mücadele ve ülkeye göç akışı konularında Avrupa Birliği (AB) tarafından yalnız bırakıldık” düşüncesi, sert bir AB karşıtı iktidar doğrudu” dedi. Gençler arasındaki yüksek işsizlik, Kuzey Afrika üzerinden gelen göçü karşılamakta devlet organlarının yetersizliği, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve enerji krizi gibi olağanüstü durumlar yaşandığı bir ortam olduğunu aktaran Demirsu, bu bağlamı “Aşırı sağın tırmanması için sürpriz olmayan bir ortam” diye niteledi.

MUSSOLINI SLOGANLARI

FdI’yi “post-faşist” bir parti olarak tanımlayan Demirsu, “İtalya tarihinde ilk defa Benito Mussoli’nin faşist rejimi ile organik bağı bulunan bir oluşumun” iktidara geldiğini söyledi. FdI lideri Giorgia Meloni’nin seçim kampanyası döneminde Mussolini rejimindeki sloganları kulladığının altını çizen Demirsu, partinin ultra katolik, kürtaj ve LGBTİ+ hakları karşıtı muhafazakâr söylemlere sahip olduğunu vurguladı. “FdI’nin toplumsal cinsiyet üzerine olan pozisyonu, göç üzerine ırkçı bir söyleme dayanıyor” diye konuşan Demirsu, bunun arka planında ise Meloni’nin “ülkede göçmen nüfusunu dengelemek için aile kurumuna öncelik verip İtalyan doğum oranlarını arttırmalıyız” fikri bulunduğuna işaret etti. Hükümetin geleceğine ilişkin yorumlarda bulunan Demirsu, istikrarlı bir yönetim beklenmediğini, AB’nin insan hakları kapsamında Meloni iktidarına baskı kurabileceğini kaydetti. Demirsu, Meloni’nin İtalyan basınında “melonomics” olarak anılan zengin ve elit kesim lehine vergi politikaları uygulayacağını bunun da bir sonraki döneme bir enkaz bırakacağı yorumunu yaptı.