Kurgulanmış devrim

Rusya ve İran’ın isteksiz-hareketsizliği nedeniyle Suriye’de Esad yönetimi yıkıldı. Ortadoğu’daki “son devrimin” başını HTŞ çekiyor. Gelişmeler devrimin önceden kurgulandığının işaretlerini veriyor.

Sertaç Eş

İdlib’de konuşlu HTŞ, 27 Kasım’da “beklenen” saldırılarına başladı. İran ve Hizbullah milislerinin “kendi derdine” düşmesi nedeniyle yeterince insan kaynağı ve askeri gücü kalmayan Esad yönetimi, “şaşırtıcı” bir şekilde Halep’i kaybetti. 

Kritik dönemeç Hama idi. Bu kent hiçbir zaman muhaliflerin eline geçmemiş ancak baba Esad döneminde katliama uğramış, Esad ailesine karşı bir tabanı barındırıyor. Hama’nın düşmesi “devrimin” yolunu açtı. Peki devrimin kurgulandığının belirtileri nelerdi? Suriye’deki çatışmalara en çok taraf olmuş ülke Türkiye’dir. Uzun sınırı nedeniyle bu zorunluluktu. Bu nedenle Suriye’deki isyancıları çok yakından tanıdık. 

İsyancıların yaygın mantığı, ele geçirdiği bölgeleri yağmalamak üzerineydi. Hatta bu durum, Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlarda yaşanmış, Ankara yağmalama olaylarından rahatsız olmuştu. 

Ancak HTŞ, Halep’i ele geçirdiğinde çok farklı davranıyordu. Neredeyse kendisini inkâr edecek kadar kapsayıcı olma vaatlerinde bulunuyordu. HTŞ militanları da eski yöntemler yerine daha düzenli, askeri taktiklere uyguladı. İHA’lardan oluşan mini bir hava güçleri bile vardı. Anlaşılan “birileri eğitmişti, donatmıştı”. Önümüzdeki günlerde yaşanacak gelişmeler, HTŞ’ye vaat edilenleri de ortaya koyacak. 

RUSYA VE İRAN’IN TUTUMU

Kurgunun diğer boyutu Rusya ve İran’ın tutumlarıydı. Esad destek ararken bu iki ülke “hareketsiz-çaresiz” kaldı. Hareketsizliğin çaresizlikten çok yeni dönemde elde edeceklerinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı da önümüzdeki günlerde görülecek. Baba Esad, Türkiye karşıtıydı. Bölücü örgütü destekledi, Hatay’ı kendi toprağı olarak gördü. 

Oğul Esad, AKP iktidarıyla önce “kardeş” oldu, sonra Erdoğan’ın çağrılarına karşın “düşman” olarak ülkesini terk etti. Bu aşamadan sonra Suriye’nin “devlet olma” macerasından en büyük beklentisi olan ülke Türkiye. 

Göçmenlerin dönmesi iç siyaset açısından, YPG’nin sınır bölgesinden uzaklaştırılması beka açısından büyük beklenti. Ancak aynı yollardan geçen Irak’ın başına gelenler önemli örnek. Yeni bir devlet kurulması, etkili olması epeyce zaman alabilir. Türkiye uzun süre, Suriye’nin iç ve bölgesel dengeleriyle yakından ilgilenmek zorunda. Münbiç nihayet YPG’den kurtarıldı, Fırat’ın doğusu ABD’nin tavrına bağlı. 

Devrimin en büyük kazananı İsrail. İsrail, Esad ve İran’dan kurtuldu. Suriye artık bir süre kendi içine dönecek. Tel Aviv de Suriye’de İsrail karşıtı bir yönetim oluşmaması için, ABD ile birlikte her yola başvuracaktır. İran büyük kaybetti. Kayıplar stratejik düzeyde. Suriye’ye onlarca milyar dolarlık kaynak gitti, prestij yara aldı. 

Şii hilali hedefiyle Akdeniz’e açılma hedefi gerçekleşmedi. Başbakan Sudani’nin, Sadr’ın Tahran’a koydukları mesafe dikkate alınırsa, İran, Irak’tan çekilmeye de zorlanacaktır önümüzdeki süreçte. Suriye üzerinden kurgulanan dönüşümünanlaşmanın büküylüğü Ukrayna’daki gelişmelerle anlaşılacak. 

Rusya ne alacak, Trump ne yapacak? Küresel rekabetin muhatapları artık büyük devletler düzeyine yükseliyor. Bölgesel aktör Türkiye, yeni döneme ne kadar hazır?