Kanada'da aşı protestoları büyüdü: Başbakan ve ailesi başkentten çıkarıldı

Kanada’da, iki doz Covid-19 aşısı olma zorunluluğunu protesto eden kamyon sürücülerinin eylemi, başkent Ottawa’da hayatı olumsuz etkiliyor. Güvenlik güçleri, artan güvenlik endişeleri nedeniyle Başbakan Justin Trudeau ve ailesini ikametgahlarından alarak başka bir yere götürdü.

AA

Aşı karşıtı binlerce kamyon sürücüsünün 23 Ocak’ta ülkenin dört bir tarafından başkente başlattıkları protesto eylemi, şehirler arası ve şehir içi yollarda trafiği kilitlerken, tüm güvenlik birimleri de alarma geçti.

Kanada güvenlik güçleri, artan güvenlik endişeleri nedeniyle Başbakan Justin Trudeau ve ailesini ikametgahlarından alarak başka bir yere götürdü.

Eyleme kamyonları ile katılan sürücülerin yanı sıra onlara destek veren binlerce kişi de Ottawa’daki federal parlamento binası önünde toplandı.

Ottawa’da eksi 35 dereceye düşen aşırı soğuğa rağmen cuma gecesinden itibaren parlamento bölgesine protestoculara, çevre kentlerden katılımlar da devam ediyor.

Ottawa polisinin gün içinde yaptığı açıklamalara göre, protestocu kamyon sürücülerinin sayısı 2 bini geçerken, onlara destek veren halkın katılımıyla bu sayı 10 bini aştı.

Eylem nedeniyle Toronto başta olmak üzere bazı şehirlerden Ottawa’ya yüzlerce ilave polis görevlendirildi.

Wellington Caddesi boyunca toplanan kamyonlar, halk sağlığı önlemlerini ve Başbakan Trudeau'yu kınayan pankartlarla süslendi.

Bazıları, Covid-19'la ilgili kısıtlamalar devam ederse komünizmin Kanada'da tutacağı konusunda uyarılarda bulunurken, yüzlerce kamyon sürücüsünün varlıklarını duyurmak için korna çalması gürültü kirliliğine neden oldu.

EYLEM, FARKLI GRUPLARI BİR ARAYA GETİRDİ

Başlangıçta federal hükümeti kamyon sürücüleri için getirdiği zorunlu aşı uygulamasından vazgeçirmek için planlanan bir eylem, tüm halk sağlığı önlemlerine karşı daha büyük bir harekete dönüştü.

Birçoğu kamyon sürücüsü olmayan grup, hükümete salgınla ilgili kısıtlamaları sona erdirmesi ve "normale" dönmesi için baskı yapmaya hazır olduklarını söyledi.

Kalabalıktaki çok sayıda bayrak, baskıcı yönetimine son verilmesi çağrısında bulunan farklı grupların görüşlerini yansıttı. Protestocuların çoğunluğu Kanada bayrakları sallarken, bazıları aşı karşıtı çevrelerde kullanılan "Kendiniz Düşünün" yazılı pankart taşıdı.

Kalabalıkta, genellikle ırkçı ve aşırı sağ unsurlarla ilişkilendirilen konfederasyon bayrağı görülürken, yerli göstericiler de Mohawk savaşçı bayrağı ile Metis Nation'ın bayrağını dalgalandırdı.

"SÜKUNET" ÇAĞRISI

Protestonun organizatörlerinden B.J. Dicher, katılımcıları barışçıl gösteri yapmaları konusunda uyararak, "Tehdit veya şiddet eylemleri olursa hedeflerimize ulaşamayız. Bu hareket, barışçıl bir protestodur ve hiçbir şiddet eylemini tasvip etmiyoruz." dedi.

Protestoculara, hükümet binalarına girmemeleri, polis memurlarına saygısızlık etmemeleri, gergin durumu tırmandıracak şekilde davranmamaları ikazında bulunan Dicher, söylemlerde asla tehdit ifadeleri kullanılmamasını istedi.

İSTEDİKLERİNİ ALANA KADAR OTTAWA’DAN AYRILMAYACAKLAR

Kamyon sürücülerinin protesto eylemini başlatan Tamara Lich, sosyal medyadan canlı yayınladığı videolarında, göstericilerin istediklerini alana kadar Ottawa'yı terk etmeyeceklerini söylerken, insanları yasalara uymaya ve sorun çıkarmamaya çağırdı.

Bir kitle fonlaması platformu olan "gofundme.com" sitesinde başlattığı eylemle, şu ana kadar yaklaşık 8 milyon Kanada doları bağış toplayan Lich, bu parayla protestocu kamyon sürücülerinin akaryakıt, yiyecek ve barınma gibi ihtiyaçlarının karşılanacağını duyurdu.

Söz konusu site tarafından dondurulan bağış paralarından şu ana kadar 1 milyon doları kullanıma açıldı.

MÜSLÜMANLARIN OTTAWA’DAKİ ANMA ETKİNLİĞİ DE İPTAL EDİLDİ

Bu arada 2017'de Quebec City'deki bir camide ibadet ederken katledilen 6 Müslümanı anmak için Ottawa’da düzenlenen etkinlik de kamyon sürücülerinin protestosu gerekçe gösterilerek iptal edildi.

"Nefrete Karşı Birleşmiş Kanadalılar" isimli kuruluşun sözcüsü Fareed Khan, "Kanadalı Müslümanlar için trajik bir yıl dönümü olan bu anma etkinliğini iptal etmek zorunda kalmamız sadece hayal kırıklığı yaratmakla kalmıyor, beni de kızdırıyor. Bu sözde özgürlük protestosu, beni, Müslüman toplumu ve halkımızı çok kasvetli bir olayı anmak için barışçıl şekilde toplanma özgürlüğümüzden mahrum etti" dedi.