İran Suriye’den çekiliyor mu? İran yanlısı milisler YPG’yi vuruyor…

Tüm Ortadoğu’ya yayılan ABD-İran çatışmaları büyürken İranlı komutanların Suriye’den çekileceği iddia edildi. Bu sırada İran, ABD kontrolündeki YPG terör örgütünü vurmaya başladı.

Sarp Sinan Hacır

Ortadoğu’nun birçok bölgesine sıçrayan ABD-İran gerilimi tüm hızıyla sürüyor. ABD ve İngiltere, Kızıldeniz’deki ticareti sekteye uğratan Husileri durdurmak için hava saldırılarına devam ederken İran da vekil güçleri vasıtasıyla durmaksızın ABD üslerini vuruyor.

Ancak Reuters’ın haberine göre, İsrail’in ve ABD’nin Suriye’de düzenlediği operasyonlara bir de suikast girişimlerinin katılması İran yönetimini Suriye’deki varlıklarını tekrardan gözden geçirmeye itti. Saldırılar sonrası Devrim Muhafızları’nın orta seviye subayları ve komutanlarını bölgeden çekecekleri açıklandı. Dahası Reuters, İran’ın ayrılanların yerine Afganistan ve Pakistan’dan gelecek Şii milisleri koymayı planladığını iddia etti.

İRAN YPG’Yİ VURUYOR

İddiaların üzerine İran, Suriye’deki operasyonlarına devam etti. YPG terör örgütünün kontrol ettiği bölgelere yapılan SİHA saldırısı sonucu 6 terörist etkisiz hale getirildi. Bu da bize İran’ın subaylarını bölgeden çekmesine rağmen ABD’ye karşı operasyonları sürdüreceği algısını yaratıyor.

Geçtiğimiz günlerde ABD’nin Suriye’deki üslerinden birine yapılan saldırıda üç ABD askeri hayatını kaybetmişti. ABD medyası saldırının Ürdün’de bulunan Tower 22 isimli askeri üsse yapıldığını duyurdu.Bu askeri üs, Ürdün'ün Suriye ve Irak sınırlarının hemen yanında yer alıyor. Dahası, İran'a yakın milis grupların son dönemde sıkça vurduğu Al Tanf üssüne de yalnızca bir kaç kilometre uzaklıkta yer alıyor. Tower 22 üssü, Işid'e karşı düzenlenen hava saldırılarının kontrol edildiği merkez nokta olarak biliniyor. Ufak bir üs olmasına rağmen çok sayıda Hava Kuvvetleri mensubunu barındırdığı biliniyor. 

ABD tarafından yapılan açıklama saldırı sırasında iniş esnasında olan ABD SİHA'sının yarattığı karışıklık sebebiyle hava savunma sistemlerinin çalışmadığı belirtildi. Ancak bu sistemlerde  IFF (Dost ya da düşman ayırt edici) adı verilen sistemin bulunduğu biliniyor. Bu nedenle ABD'nin saldırıyı neden önleyemediği hala tartışma konusu.

HAVA SALDIRILARI ETKİSİZ

Bu sırada ABD, İngiltere ve İsrail üçlüsü hava harekatlarına devam ediyor. Harekatlar sonrası Biden, kendisine yöneltilen “saldırılar etkili oldu mu?” sorusuna “Husilerin Kızıldeniz’deki saldırılarını durdurup durdurmayacağını soruyorsanız cevabım hayır” dedi. Hava saldırılarının etkisini anlamak için İran’ın Ortadoğu’da oluşturduğu milis kuvvetlerin çalışma prensiplerine bakmak gerekir. Yemen’de 8 yıl süren İran-Suudi Arabistan vekil savaşı Husi güçleri, konvansiyonel bir yapıdan ziyade Yemen’in dağlık coğrafyasından faydalanan daha dağınık bir kuvvet olarak bilinir. Bu dağınık yapı, Husilere askeri kapasitelerini gizleme ya da vurulduğu takdirde ağır kayıplar vermeme şansı tanıyor. Kızıldeniz’deki gemileri vuran anti gemi füzelerinin büyük kısmı bu şekilde dağlarda saklanıyor.

ABD de bu füzelerin olduğunu tahmin ettiği mühimmat depolarını vurdu. Dahası, tekrardan İran’ın Husilere gönderdiği lojistik destek gemilerine müdahale etmeye başladı. Ancak Husiler, benzer durumlarla 8 yıl boyunca mücadele ettiler. Bu nedenle hava saldırısıyla sınırlı kalacak bir müdahaleden askeri kabiliyetlerini kaybederek çıkmaları pek beklenmiyor.

Benzer durumlar Irak ve Suriye’deki milis güçler için de geçerli. Bu yapılar o kadar dağınık ki ABD, üslerine yapılan saldırıların emirlerinin doğrudan İran’dan çıktığını bile doğrulayamadıklarını söylüyor. İran’ın bölgede en çok çekindiği konu, İsrail istihbaratı tarafından hazırlanabilecek potansiyel suikast girişimleri. Önce Lübnan’da Hamas yetkililerinin, sonraysa Suriye’de Devrim Muhafızı komutanının öldürülmesi, bu tarz saldırıların devamının geleceğini gösteriyor.

ABD İSTEKSİZ

Ancak ABD, bundan fazlasını yapmak için isteksiz bir konumda. Biden yönetimi, 5 Kasım 2024’te yapılacak ABD seçimleri öncesi “Biden bizi Ortadoğu’da savaşa soktu” algısı yaratmak istemiyor. Bu nedenle İsrail’in Lübnan’a olası bir taarruzu ABD tarafını endişelendiriyor. Zaten seçimlere “soykırım fonladığı” gerekçesiyle Müslüman oylarının bir kısmını kaybederek girecek Biden, sahaya asker indirmek istemeyecektir.

 

İran doğal olarak rakibinin bu çekincesinin farkında. Seçime kadar ABD’nin Ortadoğu varlığını ellerinden geldiğince tahrip etmeye çalışacaklar. ABD’nin yasadışı bir şekilde varlığını devam ettirdiği Irak ve Suriye’den çekilmesi İran adına büyük zafer olacak, böylece Hizbullah’a müdahale olmadan lojistik destek sağlayabilecek. Ancak ABD Siyasi İşlerden Sorumlu Dış İşleri Müsteşarı Victoria Nuland Foreign Policy’nin “ABD Suriye’den çekilecek” iddiasını yalanladı. ABD, en azından şimdilik orta yoğunluktaki çatışma ortamını devam ettirmek istiyor. Ancak bundan sonra yaşanabilecek ölümlü saldırılar gerginliği bir anda tırmandırabilir.