İlk kim geldi? İsrail mi, Filistin mi? 4 Maddede Levant’ın geçmişi
İsrail-Hamas çatışması 1. ayını doldururken gerginliğin tarihsel geçmişi tekrar tartışma konusu oldu. Peki, bugün İsrail devletinin bulunduğu Levant bölgesine ilk kim geldi? İsrailoğulları mı, Filistinliler mi?
Sarp Sinan Hacırİsrail-Filistin sorunu dünyadaki jeopolitik sürtüşmelerin en eskisi olarak nitelendirilebilir. Tarihsel kökeni 3 bin yılı bulan bu gerginliğin etnik ve politik arka planının yanında dinsel geçmişi de iyi biliniyor. Peki, iki tarafın da “kendi toprağı” olarak nitelendirdiği Filistin bölgesine ilk kim geldi?
PELESETLER VE HABİRULAR
İki topluluğun da bölgedeki geçmişi Tunç Devri’ne dayanıyor. Tunç Devri’nin sonu olarak bilinen “çöküş” döneminde bölgedeki antik krallıklara “Deniz İnsanları” adı verilen bir grup tarafından peş peşe saldırılar gerçekleşti. Deniz’den geldiği ve kim oldukları o zaman bilinmeyen bu gruplar, Anadolu’da Hitit Uygarlığı’nı, Bugün ki Yunanistan’da Mikenleri ve Levant’ta yaşayan çeşitli Kenan krallıklarını yerle bir etti.
İklim değişimi, kuraklık ve göçler sonucu tetiklenen bu felaketler silsilesi bittiğinde ancak Antik Mısır uygarlığı ayakta kalmayı başarmıştı. 3. Ramses adına inşa edilen bir tapınakta, bu Deniz İnsanları’ndan bir kavmin M.Ö 1175’te Mısırlılar tarafından yenildiğini ve Levant bölgesine yerleştirildiğini söylüyor. İşte, bu topluluğun adı Pelesetler.
Pelesetlerin kökeniyle ilgili tartışmalar hala devam ediyor. Girit’te ve Filistin’de ortak bulunan çeşitli kavanozlar sonucu Pelesetlerin Girit’ten geldiği iddia edildi. Hatta bu topluluğun Girit’e de Balkanlar’daki “Palastia” isimli bir bölgeden ulaştıkları tahmin edildi. Pelesetler, bölgedeki Kenanlılarla kısa zamanda kültürlerini birleştirdiler ve Kenan topluluğunun bir parçası oldular.
Filistin isminin Peleset’ten geldiği iddia edilse de Kuzey Suriye’de bulunan Luvice tabletlerde çok önceden “Filistin” kelimesine rastlanmıştı. Yani Filistinliler, bölgedeki Kenan halkıyla Deniz Halkı kavimlerinin karışımından oluşuyor.
Habiru’lar ise Arap çöllerinden gelen ve Filistin’in doğusunda bugünkü Kudüs civarına yerleşen bir topluluk. Antik Mısır firavunu Akeneton’un arşivi olan Amarna mektuplarında Habiru’lar, Levant’a göç etmiş bir kabile olarak tasvir edildi. İsimlerinin İbrani anlamına gelen “Hebrew” kelimesine benzemesinden ötürü Yahudilerle bağının olabileceği düşünülüyor. Bildiğimiz anlamdaki İbrani’lerin Şasu’lar ve Habirular gibi göçebe toplulukların karışımından oluştuğu tahmin ediliyor.
İLK İSRAİL KELİMESİ
Tarihte ilk İsrail kelimesi, Mernaptah Steli adı verilen Tunç bir anıtta kullanılmıştır. Mısır firavunu Mernaptah’ın zaferlerinin anlatıldığı bu anıtta “İsrail halkına” karşı elde edilmiş bir galibiyetten bahsediliyor. Arkeologlar, “İsrail, yok edildi. Tohumları kurutuldu” cümlesiyle bahsedilenin bir bölge ya da kent yerine bir topluluk olduğuna hükmettiler.
Mernaptah Steli M.Ö 1205 yılında yazıldı. Birçok tarihçiye göre “İsrail” kelimesinin tarihsel olarak ilk kez kullanılışıydı. Hatta bazı tarihçiler bu anıttan “İsrail Steli” olarak bile bahsettiler ancak anıtta Mernaptah’In bugünki Libya’da bulunan Libu’lara karşı zaferleri birçok kez bahsedilirken Kenan’a yapılan ve İsraille ilgili kısım sadece tek cümlede geçiyordu. Yani anıtın ana konusu İsrail değildi.
İSRAİL KRALLIĞI
İsrailoğullarının bölgedeki geçmişi 3 bin yılı bulsa da sadece kısa bir süre bir devlete sahip oldular. Günümüze gelene kadar Levant bölgesine çok farklı medeniyetler hükmetti. İsrailoğulları bunlardan sadece biriydi. Yahudileri diğer Kenanlılardan ayıran en önemli faktör, Kenan tanrılarından biri olan “Yahweh’yi” diğer tanrıların üstünde tutarak tek tanrılı bir dine dönüştürmesiydi. Bu dine inananlar M.Ö 1047 yılında İsrail Krallığı'nı kurdular. Ancak bu krallık uzun süre birlikte kalamadı. İkiye bölünme sonrası İsrail ve Juda Krallıkları ortaya çıktı. 2 Krallık, varlığını M.Ö 930’a kadar sürdürebildi. Demir çağında doğan Yeni Asur İmparatorluğu'nun işgali sonrası İsrail Krallığı yok edildi. Yahudilerin bir sonraki devleti ancak Roma döneminde var olacaktı.
Filistin, bir süre Büyük İskender’in fetihleri sonrası ardıl krallıklardan biri olan Selevkos İmparatorluğu’nun kontrolünde yaşadı. M.Ö 40 yılında İsrailoğullarının Haşmonayim Hanedanlığı içinde çıkan bir iç savaşa Roma Cumhuriyeti müdahele etme kararı aldı. Dönemin Persleri olan Partlar Filistin’i işgal edince Meşhur Romalı General Pompey, taraflardan biri olan Herod’u destekleyerek Filistin’i fethetti. Böylece Roma senatosu, Herod’u “Yahudilerin Kralı” ilan etti. Bir süre boyunca Herod Krallığı, Roma’ya bağlı otonom bir yapı olarak varlığını sürdürdü.
Herod, Sezar’ın ölümü sonrası Roma’da patlak veren iç savaşta kaybedecek olan tarafı destekleyecekti. Herod’un desteklediği Markus Antonyus, Kleopatra’yla ilişkisinden ötürü İsrail topraklarını Mısır’a veriyordu. İlk Roma İmparatoru ve Sezar’ın yeğeni olarak da bilinen Octavian (Augustus), Antonyus’u yenince Herod’u ona desteği yüzünden cezalandırmama kararı aldı. Antonyus’un Mısır’a verdiği toprakları Herod’a geri verdi. Yahudiler için anlamı büyük olan Kudüs’teki ikinci tapınak bu dönemde Herod tarafından inşa edildi.
Ancak Herod, yaşlandıkça psikolojik sorunlar yaşamaya başladı. Neredeyse tüm ailesini öldürdü, çevre topluluklara savaş açtı. Bu nedenle de İmparator Augustus’un desteğini kaybetti. Herod’un ölümü sonrası krallık, oğulları arasında parçalandı.
Sonra gelen Roma İmparatorları, Yahudi topluluklara karşı daha sert politikalar uyguladılar. İmparator Vespasian ve Titus dönemlerinde büyük Yahudi isyanları patlak verdi. M.S 135’e kadar devam edecek bu isyanlar, yoğun kayıplar sonrasında Roma Lejyonları tarafından bastırıldı. Herod döneminde inşa edilen 2. Tapınak yıkıldı ve Yahudiler Filistin’i terk ettiler. Akdeniz’in çeşitli bölgelerine dağılan Yahudiler’in Filistin’e dönüşü Siyonizm’in doğuşuyla ancak 1700 yıl sonra mümkün olacaktı.
LEVANT KİME AİT?
Görüldüğü üzere Hititler, Babiller, Asurlar, Mısırlılar, Deniz Halkları, Romalılar, Yunanlılar ve Kenanlılar gibi sayısız millet bu bölgede yaşadı. Bu milletlerin insanları bölge halkıyla karıştığı gibi kendi kültürlerinden bir parçada bıraktılar. Yani dini metinleri bir kenara bıraktığınızda Levant bölgesinin tarihsel açıdan bir topluluğa ait olduğunu söylemek çok zor. Bu nedenle modern sürtüşmeleri açıklamak için 3 bin yıl geriye gitmekten ziyade günümüzdeki küresel güçlerin jeopolitik çıkarlarına odaklanmak daha mantıklı olacaktır.