'Fransa'da krizlere gebe bir süreç bekleniyor'

Fransa'daki seçim sonuçlarını Yeditepe Üniversitesi’nden siyaset bilimci Dr. Cem Savaş ve Bahçeşehir Üniversitesi’nden siyaset bilimci Prof. Dr. Selcen Öner Cumhuriyet’e değerlendirdi.

Doğa Öztürk

Fransız aşırı sağı genel seçimlerin ilk turunda yakaladığı yükselişi sürdüremedi. Seçimde en çok oyu sol partilerin ittifakı Yeni Halk Cephesi aldı. Ancak hiçbir ittifakın mecliste çoğunluğu sağlayamadığı seçimde; sol ittifakın hükümeti kurması için diğer siyasi güçlerle, özellikle de Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un ‘Cumhuriyet İçin Hep Birlikte’ İttifakı ile diyalog kurup anlaşması gerekiyor. Dünya gündeminde son dönemde aşırı sağın yükselişte olduğu yönündeki haberlerle kendisine yer bulan Fransa’da genel seçimlerin ikinci turunda tam aksine aşırı sağ hezimete uğradı. Seçimde en çok oyu sol partilerin ittifakı olan Yeni Halk Cephesi aldı. İlk turu birinci tamamlayan aşırı sağcı Ulusal Birlik ise yükselişini koruyamadı ve üçüncü oldu. Ancak hiçbir parti Fransa Parlamentosu’nun alt kanadı olan 577 üyeli Ulusal Meclis’te çoğunluğu sağlaması için gerekli olan 289 milletvekili sayısına ulaşamadı. Yeni Halk Cephesi 182, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un ‘Cumhuriyet için hep birlikti’ ittifakı 168, aşırı sağcı Ulusal Birlik ise 143 milletvekili çıkarabildi. İlk sonuçların açıklanmaya başlamasıyla birlikte Fransız halkı sokaklarda sol ittifakın zaferini kutladı. Dikkat çeken bir açıklama ise sol ittifakın lideri Jean-Luc Melenchon’dan geldi. Melenchon, Filistin’i tanıyacaklarının sinyalini verdi.

'AŞIRI SAĞ SONUÇLARI İNKAR ETME EĞİLİMİNDE'

Fransa’daki seçim sonuçlarını Cumhuriyet’e değerlendiren Yeditepe Üniversitesi Fransızca siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler bölümünden Dr. Cem Savaş, ikinci turun yüzde 66,6 katılım oranı ile Fransa’da 1997’den bu yana an yüksek katılımın kaydedildiğini açıkladı. Hiçbir ittifakın mecliste mutlak çoğunluğa ulaşamamasının kutuplaşmış siyasal atmosferin hakimiyetini gösterdiğini belirten Savaş, “Aşırı sağcı Ulusal Birlik partisinin parlamentodaki oy dağılımında üçüncü sıraya gerilemesi toplumun büyük çoğunluğunda derin bir rahatlama yaratmışa benziyor. Bu özellikle cumhuriyet, demokrasi ve insan hakları gibi temel değerlere sahip çıkan sol seçmen için geçerli. Diğer yanda ise aşırı sağcı ittifaka oy veren seçmen kitlesinde yoğun bir hayal kırıklığı, öfke ve kırgınlık ile birlikte seçim sonuçlarını inkar etme eğilimi öne çıkmakta” dedi. 

YENİ HALK CEPHESİ, ÜLKE TARİHİNDE GÖRÜLMEMİŞ ŞEKİLDE DAMGA VURDU

İlk seçimlerin ardından aşırı sağcıların erken bir zafer ilan ettiğini anımsatan Savaş, yine de 143 sandalye kazanan Fransız aşırı sağının 2022’de elde ettiği 89 sandalyeye kıyasla endişe verici bir tarihsel ilerleme gösterdiğini kaydetti. Savaş, “Parlamentoda 182 sandalye kazanan Yeni Halk Cephesi ise, şu ana kadar ülke tarihinde görülmemiş bir şekilde 2024 seçimlerine damgasını vurdu. Ancak, sol ittifakın hükümeti kurması için diğer siyasi güçlerle, özellikle de Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Cumhuriyet İçin Hep Birlikte İttifakı ile bir diyalog kurup anlaşması gerekiyor. Önümüzdeki dönem, Fransa siyaseti açısından oldukça hareketli ve bir o kadar da toplumsal-siyasal krizlere gebe bir süreç ortaya koyacak” ifadelerini kullandı. 

MERKEZ PARTİLERLE KOALİSYON KURULMASI GEREK

Bahçeşehir Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Selcen Öner ise seçim sonuçlarının aşırı sağın yükselişinin önlenmesi açısından umut yarattığını ancak Fransa’da çok parçalı bir parlamento ve pek çok siyasi belirsizliği de beraberinde getirdiğini söyledi. Bu seçimlerde sol ve merkez seçmenlerin aşırı sağa karşı kullandığı stratejik oyların sonuçta belirleyici olduğunu aktaran Öner, “Macron, bu erken seçimi siyasi ortamın netleşmesi için yaptığını söylemişti ancak bu sonuçlar pek çok belirsizliği de beraberinde getirdi. Sol ittifakın birliğini koruması durumunda bile hükümet kurabilecek sandalyeye sahip değil ve merkez partilerle koalisyon kurulması gerekiyor. Henüz net bir lideri ve başbakan adayı olmayan sol cephenin yapıcı bir koalisyon kuramaması durumunda uzun vadede bunu aşırı sağ Ulusal Birlik’in 2027 Cumhurbaşkanlığı seçimleri için kendi lehine çevirme riski taşıdığı söylenebilir. Fransa’daki seçim sonuçları, aşırı sağın yükselişinin muhalefet partilerinin birlikte hareket etmesi ve doğru stratejiler geliştirmeleri durumunda mümkün olduğunu göstermesi açısından büyük bir önem taşımaktadır” diye konuştu.

TÜRKLER, AŞIRI SAĞIN ÇİFTE VATANDAŞLIĞI ENGELLEMESİNDEN KORKUYORDU

Seçimlerin ilk turunda ve ikinci tur öncesinde Fransa’nın Lyon kentinde bulunduğunu aktaran Öner, oradaki izlenimlerini ise, “Gençlerin bir kısmı ikinci turda stratejik oy kullanılabileceğinin sinyalini vermişti. İlk turda Ulusal Birlik’in de içinde yer aldığı gruba oy verdiğini söyleyen 18 yaşında bir genç, arkadaşlarının çoğunun sola oy vereceğini söyledi. Aslında kimsenin tam aradığı şeyi mevcut siyasi partilerde bulamadığını, daha çok istemediğine karşı oy kullanma eğiliminde olduklarını söyledi.  Konuştuğum iki genç kadın da Fransa’da temel sorunun göç konusu olduğunu ve özellikle sokakta artan güvenlik kaygılarından bahsetti” sözleriyle özetledi. Fransa’da Türk kökenli bir göçmenle konuştuğunu da belirten Öner, Fransa’daki Türklerin özellikle aşırı sağın seçilmesi durumunda çifte vatandaşlığın kaldırılmasından korktuklarını, diğer yandan Ermeni sorunuyla ilgili görüşleri nedeniyle de sola oy verme konusunda da kararsız olduklarını anlattı. Öner, 2027’de Cumhurbaşkanlığı süresi dolacak olup tekrar aday olamayacak Macron sonrası Fransa için merkez ve sol partilerin şimdiden çok ciddi bir şekildi hazırlanması gerektiğini belirtti.