Erdoğan-Putin görüşmesinden sonra Türkiye-Suriye trafiği netleşecek

Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Suriye makamları ile yakın tarihte planlanmış bir görüşmesi yok. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın Ankara-Şam hattında yeni dönem sinyali vermesinin ardından Astana’daki Erdoğan-Putin görüşmesinden sonra Türkiye-Suriye trafiğinin netleşmesi bekleniyor.

Doğa Öztürk

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın geçtiğimiz günlerde Rus yetkililerle yaptığı görüşme sonrası normalleşme için Ankara’ya açık kapı bırakmasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘ilişkileri tekrar kurabiliriz’ mesajı verdi. Erdoğan, “Nasıl ki biz Suriye’yle ilişkilerimizi çok çok canlı tuttuysak geçmişte, ailece görüşmelere varıncaya kadar biliyorsunuz Sayın Esed’le biz bu görüşmeleri yaptık. Yarın olmaz diye bir şey kesinlikle mümkün değil, yine olur. Suriye’nin iç işlerine karışmak gibi bir derdimiz asla yok” dedi. 

‘SURİYE KRİZİNİN ÇÖZÜMÜ İÇİN ÖNEMLİ ROL OYNADIK’

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, BRICS+ toplantısı için 10-12 Haziran’da ziyarette bulunduğu Rusya’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Güvenlik Konseyi Sekreteri Sergey Şoygu ile görüşmüştü. Putin, Erdoğan ile birlikte 3-4 Temmuz’da Astana’da bir araya geleceklerinin sinyalini vermiş ve “Suriye krizinin çözümü için önemli rol oynadık. Bence Astana formatının terörle mücadelenin sürmesi ve yapabileceğimiz her şeyi yapabilmemiz için sürmesi gerekiyor” ifadelerini kullanmıştı.  Putin’in kendi çıkarları doğrultusunda Türkiye-Suriye ilişkilerini normalleştirme çabaları devam ederken Astana’daki Erdoğan-Putin görüşmesinden sonra Türkiye-Suriye trafiğinin netleşmesi bekleniyor. 

GÖRÜŞME TRAFİĞİ HENÜZ NETLEŞMEDİ

Erdoğan, 3-4 Temmuz’da Türkiye’nin diyalog ortağı olduğu Şanghay İşbirliği Örgütü’nün (ŞİÖ) Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’ne katılacak; zirve marjında toplantıya katılan liderlerle ikili görüşmeler gerçekleştirecek. Erdoğan bu kapsamda en kritik görüşmeyi Rusya Devlet Başkanı Putin ile yapacak.  

Erdoğan’ın Astana’da Esad ile de görüşeceği yönünde iddialar bulunurken resmi kaynaklardan konuya ilişkin bir bilgi paylaşımı yapılmadı ve görüşme trafiği henüz netleşmedi. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre ise Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın da Suriye makamlarıyla yakın zamanda planlanmış bir görüşmesi yok. 

‘SÜRDÜRÜLEBİLİR BARIŞ’

ŞİÖ Devlet Başkanları Konseyi 24. Zirvesi, örgütün dönem başkanı Kazakistan’ın ev sahipliğinde başkent Astana’da “ŞİÖ +” formatında yapılacak. Zirveye, 16 ülkenin devlet ve hükümet başkanları katılacak. Üye ülkeler Kazakistan, Çin, Rusya, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan, İran, Hindistan ve Pakistan’dan devlet ile hükümet başkanlarının katılacağı zirvede Cumhurbaşkanı Erdoğan da yer alacak. Zirveye gözlemci ve diyalog ortağı olarak Belarus, Moğolistan, Azerbaycan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ile Türkmenistan liderleri de iştirak edecek. “Çok Taraflı Diyaloğun Güçlendirilmesi: Sürdürülebilir Barış ve Kalkınma İçin Çabalamak” başlığıyla yapılacak zirvede ana gündem, mevcut uluslararası ve bölgesel sorunların çözümünde ŞİÖ’nün rolünün güçlendirilmesi olacak.

‘MİLLİ ÇIKARLARIMIZI KORUYACAK ŞEKİLDE DİNAMİK POLİTİKA İZLEMEMİZ ÖNEMLİ’

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, geçtiğimiz günlerde katıldığı bir canlı yayında Suriye’ye ilişkin, “Suriye'yle ilgili esas itibarıyla Rusların da bizim tarafın da şu ana kadar başardığı en önemli şey, rejimle muhalifler arasındaki savaşın şu an itibarıyla devam etmiyor oluşu. Biz isterdik ki bu çatışmasızlık dönemini, sessizlik dönemini, Suriye rejimi akıllıca değerlendirsin. Anayasal sorunlarını gidermede, kendi muhalifleriyle barışmada, yurt dışına kaçmış, gitmiş, göçmüş milyonlarca insanı tekrar ülkesine geri getirmede ve ülkeyi yeniden yapıp ekonomisini canlandırmada bir fırsat olarak kullansın bunca yılı. Fakat biz buradan yeterince istifade edilmediğini görüyoruz. Suriye’nin kendisi için yapması lazım bunu. Bölge için tabii ki biz kalkınma açısından önemli görüyoruz. Mültecilerin geri dönmesi açısından önemli görüyoruz. Biraz daha istikrare kavuşmuş, iktidarıyla, muhalefetiyle bütünleşik bir hale gelmiş Suriye’nin özellikle PKK terörüyle mücadelede daha etkin bir aktör olacağını düşünüyoruz. Dediğim gibi, Suriye’de Rusya’nın bulunuşu, İran’ın bulunuşu, İsrail’in sürekli operasyon yapıyor oluşu, çeşitli milis gruplarının bulunuşu, biraz daha meseleyi karmaşık hale getiriyor. Bu karmaşıklık içerisinde bizim kendi milli çıkarlarımızı koruyacak şekilde sürekli bir dinamik politika izlememiz önemli” değerlendirmesinde bulunmuştu.