Dr. Akkoyunlu, Ortadoğu'daki değişen dinamikleri Cumhuriyet’e değerlendirdi ‘Ortadoğu’da uzun bir süre barış zor’

Bölgenin ve Türkiye’nin bir yıldır süren İsrail saldırılarına ilişkin tutumunu Londra Üniversitesi Oryantal ve Afrika Çalışmaları Okulu’nda Araştırma Görevlisi Dr. Karabekir Akkoyunlu, bölgenin değişen dinamiklerini Cumhuriyet’e değerlendirdi.

Doğa Öztürk

Hamas’ın 7 Ekim 2023’teki terör saldırısı sonrası başlayan ve İsrail’in Gazze’ye yönelik katliamlarıyla devam eden savaş, bölgede geri dönülmesi güç kırılmalar yarattı. Londra Üniversitesi’nden Dr. Karabekir Akkoyunlu, bölgesel savaşa bugün fazlasıyla yaklaşıldığına dikkat çekerek Ortadoğu’da uzun bir süre barıştan söz etmenin zor olduğunu söyledi. 

Hamas’ın 7 Ekim 2023’te İsrail’e yönelik gerçekleştirdiği terör saldırısının ardından İsrail’in Gazze’ye başlattığı bombardıman, temeli uzun yıllar öncesine dayanan İsrail-Filistin sorununa yeni bir kanlı savaş alanı açtı. Bir sene içinde on binlerce Filistinli yaşamını yitirdi, uluslararası hukuk ihlal edildi ve birçok insanlık suçu işlendi. İsrail durdurulamadığı gibi savaşın hacmini genişleterek Lübnan ve İran’ı da savaşın önemli tarafları hâline getirdi. Siyonist lider Binyamin Netanyahu, ‘yeni bir Ortadoğu’ hedefini sık sık dile getirirken bölge yeni bir dönüşümün eşiğinde... Londra Üniversitesi Oryantal ve Afrika Çalışmaları Okulu’nda (SOAS) araştırma görevlisi Dr. Karabekir Akkoyunlu, bölgenin değişen dinamiklerini Cumhuriyet’e değerlendirdi.

İSRAIL’IN KANLI KUMARI

Akkoyunlu, savaş öncesinde İsrail’in çevre ülkeler tarafından tanınmaya başlandığını, Türkiye ve Suudi Arabistan’ın Tel Aviv ile ilişkileri geliştirme aşamasında olduğunu anımsattı. 7 Ekim saldırısının Yahya Sinvar tarafından İran ve Hizbullah’ın ve hatta İsmail Haniye’nin bile bilgisi dışında gerçekleştiğini belirten Akkoyunlu, “Bir sene önce bir avuç Hamas lideri dışında kimsenin istemediği, planlamadığı, düşünmediği bölgesel bir savaşa bugün fazlasıyla yaklaşmış durumdayız” dedi. Filistin sorunu görmezden gelindiği sürece Ortadoğu’da kalıcı bir barışın sağlanamayacağını vurgulayan Akkoyunlu, ‘Filistin davasının’ dünyanın dört bir yanında toplumları ayağı kaldırma gücüne sahip olduğunu söyledi. Akkoyunla savaş ekseninde geçen bir sene için, “Filistin ve İsrail toplumları eskisinden çok daha derin bir nefret ve öfke ile birbirinden tamamen kopmuş durumda. Ortadoğu’da uzun bir süre barıştan söz etmek zor olacak. Arap ve Müslüman devletlerin Filistin için artık savaşa gitmeye gönüllü olmadığını da görmüş olduk. İsrail hükümeti kanlı bir kumar oynuyor. Çatışmanın dozu arttıkça kimsenin istemediği savaşın kaçınılmaz olma ihtimali yükseliyor” diye konuştu. 

‘TRUMP, NETANYAHU’YU CESARETLENDİRİR’

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ‘güç bela kurduğu’ koalisyon hükümetini ayakta tutmaya çalıştığını ve 7 Ekim’in kendisi için bir çıkış yolu olduğunu aktaran Akkoyunlu, Netanyahu’nun savaş sürdürdükçe koltuğunu sağlamlaştırdığını düşündüğünü söyledi. Akkoyunlu, “Netanyahu, iktidarda kalmak için ülkesini, hatta koca bir bölgeyi ateşe atmaktan çekinmeyen ilk siyasetçi değil, ancak türünün en tehlikelileri arasında” dedi. Yaklaşan ABD seçimleri kapsamında Kamala Harris’in Ortadoğu’da stakünon devamını temsil ettiğini belirten Akkoyunlu, buna karşın Donald Trump’ın ise ‘öngörülemez ABD’ anlamına geldiğini belirterek, “Trump’ın seçilmesi Netanyahu’yu daha da cesaretlendirecektir. Kısacası Filistin için ortada iyi bir seçenek yok; sadece kötü ve daha kötü seçenekler var. Gazze katliamı, Batı’nın temsil ettiği değerlerin uygulanmasındaki çifte standartları gözler önüne serdi. Önde gelen Batılı demokrasiler, Ukrayna’da Putin’e karşı seferber olurken, İsrail’in 17 bini çocuk 41 bin kişiyi katletmesine seyirci kaldı, hatta askeri ve siyasi destek vererek soykırıma olanak sağladı” ifadelerini kullandı. 

‘TICARI İLİŞKİ SÜRÜYOR’

İsrail’in hedefinde Türkiye olmadığına işaret eden Akkoyunlu, İsrail konusunda hükümetin söylemleri ile yaptıkları arasında ‘uçurum’ olduğunu söyledi. Akkoyunlu, “Cumhurbaşkanı esip gürlüyor ama ‘sona erdi’ denen ticari ilişkilerin çeşitli yollardan sürdürüldüğünü görüyoruz. Türkiye şu ana kadar daha çok gelişmeleri izlemekle yetindi. Aslında bu ‘bekle gör’ yaklaşımı çok da şaşırtıcı değil, zira İsrail ile İran arasında Türkiye’nin doğal bir müttefiki yok. Ankara, İsrail’e karşı Hamas’ın yanında, ancak Hizbullah ve İran ile Suriye’de karşı karşıya. Karabağ’da İran Ermenistan’a, İsrail Azerbaycan’a destek veriyor. Erdoğan hükümeti, öncelikle bölgesel bir savaşın içine çekilmek istemiyor. İkinci olarak ekonomik çıkarlarını korumaya çalışıyor. Krizden doğabilecek fırsatları gözlüyor. Bu, Ankara’nın Ukrayna savaşında takındığı tutumundan çok farklı değil ve Türkiye’nin çok kutuplu yeni dünya düzeni içindeki genel stratejisini yansıtıyor” değerlendirmesinde bulundu.