Donald Trump’a suikast ABD seçimlerini nasıl etkiler?
Başkan adayı Donald Trump’ın suikast girişiminden kıl payı kurtulması sonrası olayın seçimlere nasıl etki edileceği tartışılmaya devam ediyor. Saldırının Trump’ın zaferini kesinleştirdiği iddia edilse de tarihte farklı örnekler de mevcut.
Sarp Sinan HacırABD siyasetinde 8 yılı aşkın süredir büyüyen gerilim, bir kez daha yerini şiddet olaylarına bıraktı. Başkan adayı Donald Trump’ın miting sırasında suikast girişiminden birkaç santimle kurtulması seçimlere aylar kala ülkedeki gerilimi daha da tırmandırdı. Amerika’da siyasi suikastler yeni bir olay değil. 1835’te Andrew Jackson, 1865’te Abraham Lincoln, 1881’de James Garfield, 1901’de William McKinley, 1963’te John F. Kennedy, suikaste kurban giden ABD Başkanları oldu. Ancak Donald Trump’ta olduğu gibi başarısız suikast girişimlerinin sayısı epey fazla. Peki bu girişimler nasıl sonuçlar getirdi?
HAYATTA KALANLAR
Başkanlık sırasında ve adaylık sürecinde suikast girişimlerine hedef olan siyasetçilerin başında “Koca Geyik” lakaplı Theodore Roosevelt geliyor. Roosevelt, 1912 yılında Milwaukee kentinde seçim kampanyası için miting yaparken suikaste uğradı. Suikastçi, John Schrank adında bir bar işletmecisiydi. Schrank’in silahından çıkan kurşun Roosevelt’in cebinde bulunan 50 sayfa uzunluğundaki kalın konuşma metni tarafından yavaşlatıldı. Hafif yaralanan Roosevelt, kan kusmadığını hissedince merminin ciğerlerini parçalamadığı kanaatine vardı ve mitinge devam etti.
Roosevelt, saldırı sonrası kalabalık tarafından kıstırılan Schrank’i, sahneye çıkararak koruma altına aldı. Konuşmasını “Bir Koca Geyiği tek mermiyle indiremezsiniz!” diyerek bitiren Roosevelt, bu şekilde ünvanı almış oldu. 1901’den 1909’a kadar iki dönem başkanlık yapmış Roosevelt, 1912’de Cumhuriyetçi Parti’den (İdeolojik olarak bugünkü demokratlarla eş değer halde) ayrılarak İlerici Parti adında bir oluşum başlattı. 1912 seçimlerine giderken suikast girişimine uğrayan Roosevelt’in oyları, saldırı sonrası bir artış göstermedi. Woodrow Wilson yönetimindeki Demokratlar zafere ulaşsa da Roosevelt, ayrıldığı partisinden 4 puan fazla olarak yüzde 27’lik bir desteği toplamayı başardı.
Bir diğer meşhur suikast girişimi de Ronald Reagan’a karşı yapıldı. 1981 yılında limuzinine doğru ilerleyen Reagan, John Hickley Jr. tarafından saldırıya uğradı. Roosevelt’in aksine Reagan, limuzinden seken mermiyle ağır yaralandı. Kaburgası kırılan ve ciğeri parçalanan Reagan, hastanede hayata döndürüldü. Suikastçisi Hinkley’nin Taxi Driver filminde izlediği Jodie Foster’ı etkilemek için böyle bir saldırıda bulunduğu açıklandı. Mahkemede Hinkley’in akıl sağlığının yerinde olmadığına hükmedildi.
Ancak Reagan’ın durumunda saldırıdan sonra seçime daha 3 yıl vardı. ABD kamuoyu önünde başarılı bir görüntü çizen Reagan, 1984 seçimlerinde oyunu 8 puan daha arttırarak yüzde 58 ile tekrardan başkanlığa seçildi. Kendisine yapılan saldırının seçimlere ne kadar etki ettiği hala tartışılabilecek bir mesele. Ekonominin Reagan'ın döneminde toparlanması, rakibi Walter Mondale'in heyecan yaratamaması gibi etkenler 1984 seçim zaferinde suikast girişimine nazaran daha belirleyici oldu.
2024’TE NE OLACAK?
Ancak Trump’ın durumu biraz farklılık gözetiyor. Uzun yıllardır konuşulan yasal meselelerin mahkemeleri seçim yılında görülen Trump’a karşı kendi tabiriyle “cadı avı” olduğu izlenimi bir yıldır giderek yükseliyor. Trump’ın ortaya çıkan hapishane fotoğrafı bile çeşitli kesimlerde kendisine karşı bir “sempati” yarattı. Henüz birkaç hafta önce, Trump’ın kendi döneminde atadığı yüksek mahkeme yargıçları onun bu davalar yüzünden seçime katılmasında bir sorun teşkil etmediğine hükmettiler. Suikast girişiminin, bu karardan sonra ancak adayın kesinleşeceği pazar günü Milwaukee’de yapılacak Cumhuriyetçi Parti Kongre’sinden önce olması ABD müesses nizamının eski başkanı hedef almış olabileceği ihtimalini güçlendiriyor.
Durumun kamuoyu tarafından da bu şekilde algılanması şüphesiz ki 5 Kasım’da yapılacak seçimlere etki edecektir. Ancak önceki örneklerde de görüldüğü üzere suikast girişimlerinin seçimler üzerindeki etkisinin boyutu tartışmaya açık. Trump’ın tüm anketlerde önde olduğu ve bir yıldır devam eden davaları sayesinde bir “mağduriyet” taşıdığı zaten biliniyor. Seçimlere henüz 3.5 aydan fazla süre var. Seçimin kaderini değiştirecek bir çok olayın yaşanması için uzun bir süre. Bu nedenle, saldırıdan ucuz kurtulan Trump’ın siyaseten kazanımları olacağı aşikar olsa da seçimi “kesin” kazandığı gibi ezber yorumlardan kaçınmakta fayda var.