Devrimci hareketin sembol ismi: Che Guevara
Küba devriminin unutulmaz lideri Che Guevara, aramızdan ayrılalı tam 54 yıl oldu. "Tek amacım, gittikçe soğuyan bu dünyada üşüyen halkların ısınabileceği, paylaşılan ateşler yakmaktı" diyen Arjantinli sosyalist devrimci Che, öldürülmesinin yıl dönümünde dünyanın dört bir yanında anılıyor.
cumhuriyet.com.trDünya üzerindeki yoksulların, ezilmiş, sömürülmüş ve
özgürlük arayan halkların lideri ve kahramanca savunucusu olarak nitelendirilen
Ernesto Che Guevara, 54 yıl önce bugün öldürüldü.
Hayatını eşitsizliğe karşı bağımsızlık ve özgürlük
mücadelesine adayan Arjantinli devrimci doktorun, "Yepyeni bir dünya
kuracağız... Ve dört bir yana yazacağız; Gerçekçi ol, imkansızı iste"
sözleri, devrimci mücadelenin baş sloganı oldu.
Arjantinli sosyalist devrimci, Küba ve Enternasyonalist
Gerilla’ların lideri Ernesto “Che” Guevara, bugün dünyanın dört bir yanında
anılıyor…
2 YAŞINDAYKEN ASTIM TEŞHİSİ KONDU
Tam adı Ernesto Che Guevara olan devrimci hareketin sembol
ismi 14 Haziran 1928’de Arjantin’in Rosario kentinde dünyaya geldi. Babası,
İrlanda asıllı olan yüksek mühendis Ernesto Guevara Lynch, annesi ise İrlanda-İspanyol
karışımı bir aileden olan Clia dela Sena idi. Che, Henüz 2 yaşındayken astım
hastalığına yakalandı. Üç yaşında iken ailesi Arjantin’in başkenti Buenos
Aires’e yerleşti. Daha sonraları astım krizlerinden dolayı Che'nin durumu daha
da kötüye gitti.
HASTALIĞI YÜZÜNDEN GÖÇ ETTİLER
Astım hastalığıyla ilgili konuşan doktorlar tedavisinin çok
güç olduğunu ve yaşaması için mutlaka iklim değiştirmesi gerektiğini söyledi.
Böylece Guevara Ailesi, yeniden göç ederek Cordoba'ya yerleşti. Tipik bir
burjuva ailesi olan Guevara ailesi, politik görüş olarak da sola açık ve
liberal olarak tanınırdı. İspanya iç savaşında açıkça cumhuriyetçileri
desteklemiş ve zamanla maddi durumları da kötüye gitmişti.
14 YAŞINDA FREUD, 16 YAŞINDA NERUDA
Che, ülkenin eğitim bakanlığına bağlı Dean Funes Lisesi’ne
gitmeye başladı. Okulda İngilizce eğitim alan Che Guevara, aynı zamanda Clia
dela Sena’dan da Fransızca konuşmayı öğreniyordu. 14 yaşındayken Freud'un
kitaplarını okumaya başlayan Che, Fransızca şiirlere de ayrı bir ilgi
gösteriyordu. Baudelaire'e karşı büyük bir tutkuya sahipti. 16 yaşında ise
Neruda’ya hayran kalmıştı.
CÜZZAM ÜZERİNE ÇALIŞMALAR YAPTI
1944 yılında tekrar Buenos Aires'e göçen Guevara ailesinin
bu süreçte maddi durumları gittikçe kötüleşmişti. Che, bir yandan öğrenimine
devam ederken bir yandan da çalışmak zorunda kalmıştı. Tıp fakültesine yazılan
Che, fakültedeki ilk yıllarında Arjantin'in kuzey ve batı bölgelerini dolaşarak
buradaki orman köylerinde cüzzam ve tropikal hastalıklar üzerinde çalışmalar
yaptı.
KÜBA DEVRİMCİLERİ İLE YAN YANA
Okuduğu tıp fakültesinin son sınıfına gelen Che, o yılda
arkadaşı Alberto Granadas ile tüm Latin Amerika'yı içine alan bir motosiklet
turu yaptı. Bu tur ona, Latin Amerika'nın sömürülen köylülerini yakından tanıma
fırsatı tanıdı. Che, 1953 yılının mart ayında üniversiteyi bitirerek doktor
oldu. Venezuella’daki cüzzam kolonisiyle anlaşan Che, buraya gitmek için
çıktığı yolculuğu sırasında Peru'ya da uğradı.
Peru’da yerliler hakkında daha önce yayınlanmış bir makalesi
yüzünden tutuklanarak cezaevine gönderildi. Hapisten çıktıktan sonra Ekvator'da
birkaç gün kaldı. Burada Ricardo Rojo adında bir avukatla tanışarak hayatının
dönüm noktasını yaşadı. Che, Venezulla'ya gitmekten vazgeçip, Ricardo Rojo ile
birlikte Guetamala'ya gitti. Devrimci Arbenz Hükümeti sağcı bir darbe ile
devrilince Arjantin büyükelçiliğine sığındı.
Yakaladığı ilk fırsatta ihtilalcilerin safına katılan Che, faaliyetlerinden dolayı elçilik binasından da çıkartıldı. Guetamala’da kalması tehlikeli bir durum alınca Meksika’ya gitti. Che Guevara, Guatemala'da birçok Kübalı sürgün ve Fidel Castro'nun kardeşi Raul ile karşılaştı. Meksika'ya geçtiğinde ise Fidel Castro ve arkadaşlarıyla tanışarak Küba devrimcileri safına katıldı. Daha sonra ise Granma gemisiyle Küba'ya hareket etti. Savaşın sonuna kadar en ön safhada yer alan Che, devrim sonrasında Binbaşı olarak Cabana Kalesi'nin komutanlığına getirildi.
1959 yılında Küba vatandaşı ilan
edilen Che Guevara, bir süre sonra ise silah arkadaşı olan Aleida March ile
dünyaevine girdi.
SÖMÜRÜLEN HALKLARI YAKINDAN TANIDI
Che, 7 Ekim 1959'da Milli Tarım Reformu Enstitüsü
başkanlığına atandı. 26 Kasım'da da Küba Milli Bankası başkanlığına getirildi.
Böylece Che ülkenin mali işlerini de yüklendi. 23 Şubat 1961'de Küba Devrim
Hükümeti bir sanayi bakanlığı kurarak Che'yi bakanlığın başına getirdi. Ancak
Playa Giran çatışması sırasında, tekrar kale komutanlığı görevine çekildi. Az
gelişmiş ülkelere çeşitli geziler yapan Che, sömürülen halkları ve
emperyalistleri daha yakından tanıma fırsatı buldu. Bu geziler sırasında
Che'nin savaşçı yanı tekrar canlandı.
OPERASYONLA ÖLDÜRÜLDÜ
Diğer Latin Amerika ülkelerine gidip halkları örgütlemesi
gerektiğini düşünen ve bu düşünce doğrultusunda belirli kararlar veren Che,
1965 yılının eylül ayında hiç bilmediği ülkelere doğru yola çıktı. 3 Ekim
1965'de Fidel Castro, Che'nin ünlü veda mektubunu Küba Halkı'na okudu. İlk
olarak Kongo-Kinşasa’ya (Kongo Demokratik Cumhuriyeti) daha sonra da Bolivya’ya
gitti. Che Guevara, 9 Ekim 1967’de Vallegrande yakınlarındaki La Higuera’da
Bolivya Ordusu’nun elinde iken CIA ve Amerikan Ordusu Özel Harekât
Birlikleri’nin ortak operasyonu sonrası yakalanarak öldürüldü. Öldürüldüğü
sırada yanında bulunan arkadaşları ve onu öldürenler, yargısız infaz sonucu
öldürüldüğüne tanık oldu.
Kemikleri 1997'de bulundu ve Küba'ya getirilerek toprağa
verildi.
Ölümünün ardından Che Guevara, dünya üzerinde sosyalist devrimci hareketlerin sembolü olmayı başardı.