Deniz Berktay ile Kuzeyden Notlar: Seçimler Moldova’yı böldü
Geçen pazar günü Moldova’da yapılan seçimler, Karadeniz’deki cadı kazanının fokurdadığını gösteriyor. Hepimizin bildiği üzere Moldova ve Gürcistan’daki seçimler, Batı ile Rusya arasında Karadeniz’de süren güç mücadelesinin de bir parçası. O nedenle yakından incelenmeyi gerektiriyorlar.
Deniz BerktayHatırlayacaksınız Moldova’da 20 Ekim tarihinde cumhurbaşkanı seçimleri yapılmış ancak adayların hiçbirinin yeterli oyu alamaması üzerine seçimler ikinci tur için 3 Kasım’a ertelenmişti. Seçimler, asıl olarak Batı yanlısı mevcut cumhurbaşkanı Maya Sandu’yla Rusya yanlısı çizgideki Gagavuz Türkü Aleksandır Stoyamnoglo arasında geçiyordu.
İlk turda Sandu yüzde 42 civarında, Stoyanoglo ise yaklaşık yüzde 26 oy almıştı. İkinci tur yaklaşırken Sandu Batı yanlısı kesimi, Stoyanoglo ise Rusya’ya yakın kesimi seferber etmeyi başardı. Sonuçta Sandu’yu sevmeyen Avrupa Birliği (AB) yanlısı seçmenlerin bir kısmı da “Rus yanlısı aday gelmesin” diyerek sandık başına gitti. Sandu, Batı yanlısı eğilimlerin güçlü olduğu Moldova’nın merkez bölgelerinde yüksek oy alırken Stoyanoglo da Rus yanlılarının güçlü olduğu kuzey ve güney bölgelerinden oy aldı. Moldova’nın güneyindeki Gagavuz Yeri özerk bölgesi, yüzde 97 oranında Stoyanoglo’na oy verdi.
İkinci tur seçimlerde, Sandu’nun yüzde 55, Stoyanoglo’nunsa yüzde 45 civarında oy aldığı açıklandı. Batılı ülkeler, Sandu’yu kutlamaya başladı.
YURTİÇİNDE STOYANOGLO
Ama aslına bakarsak Sandu’nun öyle büyük kutlamalar gerektirecek bir zafer kazandığını söylemek zor. Çünkü birincisi, resmi sonuçların da gösterdiği üzere Moldova’da yaşayanların en az yüzde 51’i, oylarını Stoyanoglo’na verdi; Sandu’yu kurtaran, AB ülkelerinde yaşayan ve AB yanlısı çizgiyi savunanların oyları oldu. Aynı durum 20 Ekim’deki ilk tur seçimlerde ve aynı gün düzenlenen AB referandumunda da görülmüş, sandığa katılanların sadece yüzde 50.4’ü (ki bunların arasında da Avrupa ülkelerinde yaşayanlar vardı), AB üyeliğine “Evet” demişti. Bu tablo, resmi sonuçlara göre bile Moldovada yaşayanların ne Sandu’yu ne de onun AB siyasetini uygun bulduğunu gösteriyor. Batılı ülkelerin özellikle Rusya-Ukrayna savaşının başlamasından bu yana Moldova’ya odaklanmasına, burada Batılı sivil toplum örgütlerinin kamuoyu yaratma konusuyla yakından ilgilenmesine karşın sonuç bu.
İkincisi, Stoyanoglo’nu destekleyen ana muhalefetteki Moldova Sosyalist Partisi, sonuçları tanımadığını açıkladı ve seçimlerin gerçek galibinin Stoyanoglo olduğunu söyledi. Sosyalistler, iktidarın seçimlere hileler karıştırdığını, özellikle Avrupa ülkelerindeki bazı oylamalarda şaibelerin olduğunu söylüyor. Böylelikle seçimler, Moldova’nın yakın tarihindeki en şaibeli seçimler olarak tarihe geçti.
MECLİS SEÇİMLERİ BEKLENİYOR
Üçüncüsü, Moldova’da asıl yetkiler, cumhurbaşkanında değil, parlamentoda. Parlamento seçimleri de 2025’in ilk yarısında. Rusya’nın da asıl gücünü, bu seçimlere sakladığı söyleniyor. Eğer muhalif partiler kazanırsa Sandu’nun ikinci dönem cumhurbaşkanlığı epey sorunlu geçecek. Dolayısyla bu seçimler, Moldova toplumunun da nasıl kutuplaştığını gözler önüne serdi. Umalım ki bu kutuplaşma, daha büyük krizlere dönüşmesin.
denizberktay@yahoo.com