Danimarka, 'noodle'ları raflardan çekiyor: 'Çok acı'
Danimarka, Güney Kore'den ithal edilen ve 'çok acı' olduğu belirtilen noodle ürünlerini raflardan toplatma kararı aldı. Yetkililer, bu ürünlerin tüketicilerde akut zehirlenmeye yol açabileceğini belirterek uyarıda bulundu.
cumhuriyet.com.trDanimarka'da Güney Kore'den gelen eriştelerin (noodle) 'çok acı' olması nedeniyle raflardan toplatılacağı açıklandı. Duyuru çoğu kişi tarafından alaycı bir şekilde karşılansa da gerçek bir güvenlik riski söz konusu olabilir.
AŞIRI BAHARAT UYARISI
Danimarkalı yetkililer, tüketicileri hastanelik edebilecek kadar baharatlı ve acı oldukları uyarısında bulunarak Güney Kore'nin üç popüler eriştesinin (noodle) satışını durdurdu. Korea Times'a göre, Danimarka Ulusal Gıda Enstitüsü, Danimarkalıları Güney Kore markası Samyang tarafından üretilen ve yaygın olarak satılan üç ürünü tüketmemeleri konusunda uyardı.
Açıklamada, "Ulusal Gıda Enstitüsü, her üç noodle ürününün tek bir paketindeki toplam kapsaisin seviyelerini değerlendirdi: '3xSpicy & Hot Chicken', '2xSpicy & Hot Chicken' ve 'Hot Chicken Stew' tüketicinin akut zehirlenme geliştirme riski oluşturacak kadar yüksek" ifadeleri yer aldı.
Acı biberlerin aktif bir bileşeni olan kapsaisin, aynı zamanda biberlerin acı olmasının da nedeni. Enstitü, ebeveynlere çocuklarının erişte yedikten sonra kötü etkiler göstermesi halinde bir zehir yardım hattını aramalarını tavsiye etti. Ancak, "çocuğunuz acı biber yedikten sonra akut zehirlenme belirtileri göstermediyse endişelenmenize gerek yok" denildi.
'DANİMARKA'NIN BAHARAT TOLERANSI DÜŞÜK'
Ürünleri raflardan toplatma kararını neyin tetiklediği ise henüz belli değil. Samyang Foods'tan bir yetkili, Korea Times'a yaptığı açıklamada konuyu araştıracaklarını söyledi. Şirketten yapılan açıklamada, "Görünüşe göre Danimarkalı gıda yetkilileri, ürünle ilgili herhangi bir kalite sorunu nedeniyle değil, aşırı baharatın sorunlara neden olabileceği endişesiyle geri çağırma işlemini başlattı. Danimarka yönetmeliklerini yakından incelemeyi ve geri çağırmaya buna göre yanıt vermeyi planlıyoruz."
Sosyal medya kullanıcıları ise kararı alaycı bir şekilde karşıladı. Danimarka'nın baharat toleransının düşük olduğuna yönelik eğlenceli yorumlar sosyal medyayı salladı. Kullanıcılardan bazıları ise güçlü ama acı olmayan bir bitki olan kakulenin 'muhtemelen çoğu Danimarkalının damak tadı için yeterince acı olduğu' yorumunda bulundu.
İskandinavların damak tadı daha önce de çeşitli ülke liderleri tarafından eğlence malzemesi yapılmıştı.
YENİLEBİLİR DİPLOMASİ
2005 yılında dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Alman Şansölye Gerhard Schröder ile yaptığı üçlü bir görüşmede İngiliz mutfağının kalitesi hakkında şakalaşırken duyulması ülkeler arasında küçük çaplı bir krize neden olmuştu.
Fransız Liberation dergisinin aktardığı konuşmada, Chirac'ın "Bu kadar kötü yemek yapan insanlara güvenemezsiniz. Finlandiya'dan sonra en kötü yemekleri yapan ülke burası" ifadelerini kullandığı açıklanmıştı. Gizli kalması gereken bu yorumların ortaya çıkması ile Fransa'nın olimpiyatlara ev sahipliği yapma şansı da suya düşmüştü.
O sırada Fransa 2012 Olimpiyatlarına ev sahipliği yapma şansı için İngiltere ile yarışıyordu ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin karar vermekle görevlendirdiği panelde iki Finli de yer alıyordu. Oyunların nihayetinde Londra'da yapılmasına karar verilirken, Paris bir sonraki şans için 12 yıl beklemek zorunda kaldı.
NE OLMUŞTU?
Finlandiya'nın yemek kültürüne gölge düşüren tek lider Chirac değildi. Eski İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi 2002 yılında Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi'nin kuruluşunda bir AB zirvesinde ajansın Finlandiya'da olmasının saçma olacağını çünkü "Finlilerin prosciutto'nun ne olduğunu bile bilmediğini" söylemişti. Ayrıca Finlandiya mutfağının "marine edilmiş ren geyiği" (aslında Finlandiya'da yaygın olarak tüketilmeyen bir yemek) tarafından domine edilmesiyle alay etmiş, yemeği diplomatik bir ziyarette "katlandığı" bir şey olarak nitelendirmişti.
Bu olayın ardından Finliler, 2008 yılında Fin restoran zinciri Kotipizza'nın geliştirdiği; kepekli ve çavdar unlu tabanın üzerinde kırmızı soğan, mantar ve tütsülenmiş ren geyiğinden oluşan "Berlusconi" adını verdikleri pizza ile intikamlarını almıştı. O dönemde İtalyan Corriere della Sera gazetesi pizzayı "yenilikçi ve çok lezzetli" olarak tanımlamıştı ancak adının bir intikam girişimi olabileceğinden şüphelendikleri de açıktı.
Sonuçta, Helsinki ve Parma AB'nin prestijli gıda ajansına ev sahipliği yapmak için yarışırken, kazanan prosciutto'suyla tanınan İtalyan şehri oldu.