‘Bu suikast ABD’nin hediyesi’
Hamas’ın siyasi lideri İsmail Haniye’nin Tahran’da öldürülmesi sonrası dikkatler Ortadoğu’daki dengelere çevrildi.
Eylül BarutHamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye, yeni İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın yemin töreni için gittiği İran’ın başkenti Tahran’da suikaste uğradı. İran Devlet Televizyonu suikastın sınır ötesinden gerçekleştirildiğini duyurdu. Bu suikasti gazetemiz Cumhuriyet’e değerlendiren Ankara Küresel Danışmanlık Grubu Kurucusu Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, Haniye’nin öldürülmesinin Hamas için büyük bir darbe niteliğinde olduğunu kaydetti. Suikastin İran’da gerçekleşmesinin önemine değinen Bağcı, “Bu sınır ötesi bir operasyon niteliği taşıyor. Bir başka ifadeyle İran Haniye’yi koruyamadı. Görünen o ki İsrail bu operasyonu İran içerisindeki İsrail ajanlarıyla, İsrail istihbaharatı ve askeriyle işbirliği içerisinde gerçekleştirdi. İran’ın İsrail’le bir çatışma içerisine girmesi çok zor. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Savunma Bakanı Lloyd Austin, ‘İsrail’e bir saldırı olursa yardımcı oluruz’ cümlesini kullandı. Bu İsrail’e yapılan bir saldırının aslında Amerika’ya yapıldığını anlatan bir ifadedir” diye konuştu.
‘AMERİKA’DAN AÇIK ÇEK’
İsrail’e hem NATO içerisinden hem Avrupa Birliği’nden (AB) destek verileceğinin göründüğünü belirten Bağcı, “Büyük bir olasılıkla Netenyahu, Amerika ziyaretinden sonra hem başkandan hem başkan adayından açık çek aldı. Onun üzerine zaten savaş kabinesini topladı ve önce Lübnan’da Hizbullah’a, şimdi Tahran’da Hamas’a saldırdı. Nereden bakarsak bakalım Ortadoğu’da, özellikle İsrail ve Filistin arasındaki barış sürecinin ya daha fazla uzayacağı bir sürece gireceğiz ya da Hamas bir an evvel müzakerelere başlayıp İsrailli esirlerin serbest bırakılmasını sağlayacak. Ancak bu saldırının İran topraklarında olmasının İran’ın uluslararası imajı açısından pek iyi olmadığını söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı. Arap ülkelerinden kınama mesajı gelmemesine dikkat çeken Bağcı, “İran’ın hem Rusya’yla hem de Çin’le ilişkileri son dönemlerde çok iyi ama bu ikisinden de İsrail’e yalnızca kınama mesajı geldi. İsrail göründüğü kadarıyla köpeksiz köyde değneksiz gezen birine benziyor. Arap ülkeleri de hiçbir tepki vermediler. Çünkü onlar Hamas’ın ortadan kaldırılmasını veya barış sürecinde yer almamasını istiyorlar. Eğer bu bir Arap - İsrail çatışmasının dışına taşıp İran - İsrail çatışmasına evrilecekse o zaman boyutlar değişecek” dedi.
‘HİZBULLAH’IN CEVABI BELİRLEYECEK’
Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi akademisyenlerinden Doç. Dr. Yasin Atlıoğlu, İran’dan gelecek net bir açıklamanın beklendiğini belirterek “İran’dan gelen ilk açıklamalar ‘intikam’ meselesi üzerine odaklanıyor ama doğrudan İran’ın İsrail’e yönelik bir saldırı yapabileceğini düşünmüyorum. Belki de Lübnan üzerinden birtakım gerginlikler ortaya çıkabilir, zaten İsrail Hizbullah komutanlarından birine de saldırdı. Biz bu saldırıya Hizbullah nasıl bir cevap verecek diye düşünüyorduk fakat şu ana kadar oradan da net bir cevap yok. Hizbullah’ın vereceği cevap tartışmanın ne kadar büyüyeceğini de gösterecek” dedi. İsrail’in saldırıyı henüz üstlenmediğini anımsatan Atlıoğlu, “Herkesin aklına en son Netenyahu’nun Amerika ziyaretinde hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçiler tarafından coşkuyla karşılanması geliyor. Kesin olarak söylemek mümkün olmasa da bu suikast Amerika’nın bir hediyesi olarak düşünülebilir. İsrail’in İran içerisinde doğrudan saldırılar gerçekleştirmesi kolay değil. İran’ın saldırının faili olarak İsrail’i mi, yoksa doğrudan Amerika’yı mı hedef alacağını görmek gerekiyor. Diğer taraftan Amerika’nın niye İsrail’e böyle bir hediye verdiğini veya doğrudan işin içine girdiğini de sorgulamak gerekiyor” ifadelerini kullandı.
‘ORTADOĞU SARMALI YUTACAK’
Mersin Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Kaan Kutlu Ataç ise Ortadoğu’da Kudüs, Beyrut, Tahran ve Şam’ın daimi bir saldırı altında olduğunun altını çizerek “7 Ekim süreci içerisinde Ortadoğu’da ortaya çıkan bu karadelikler birleşti. Tel Aviv, Beyrut, Kudüs, Şam, Tahran ve Bağdat hattı bir birlik haline geldi, bu Ortadoğu sarmalı yutacak artık. Bu saydığımız başkentlerin hepsi bu anlamda düşkün devlet dediğimiz yapının içerisindeler. Türkiye bu karadeliğin içerisinde nereye gidecektir diye düşünmek gerekiyor” dedi. Asıl kırılma noktasının suikastin İran’da olması olduğunu kaydeden Ataç, “Netenyahu, Amerika’dan yüksek destekle gelip Lübnan ve Tahran saldırısını alt alta koyarak çoklu mesaj veriyor. Bir taşla çoklu kuşu çoklu coğrafyalarda vurabilme sürecine girdi gibi görünüyor. İran’daki yönetime ve orada toplanan herkese ‘Ben buradayım’ diyor” diye konuştu.