Artık öğrenci yurdu değil
Sosyal medyada denk geldiğim bir espri vardı: “Kiev’i en son terk edecek üç kişi: 1- Cumhurbaşkanı Zelenski, 2- Kiev Belediye Başkanı Vitaliy Kliçko, 3- Gazeteci Deniz Berktay” diye. Bu cümleyi haklı çıkarmaya epey gayret ettim. Hatta 2 milyon Ukraynalı’nın Kiev’i terk ederken orada kalmaya devam etmeme rağmen kuşatma ihtimalinin artması üzerine 14 Mart’ta, savaşın 19. gününde Kiev’den çıkıp Ukrayna’nın orta-batı bölgesindeki Vinnitsa kentine geldim. İlk fırsatta Kiev’e döneceğim.
Deniz BerktayYollar, savaşın ilk gününe göre sakin. Halkın büyük bir kısmı çoktan göç etmiş. Hatta Kiev’e gelmeye çalışanların oluşturduğu araç kuyruğu dikkatimi çekti. Bazı apartmanlar bombalanıncaya kadar son birkaç gün boyunca, Kiev’deki duruma ilişkin halkta güven artmaya başlamıştı. Patlamalardan sonra durum farklı olsa gerek. Bütün yol levhaları, köylerin adlarını gösteren tabelalar bezlerle örtülmüştü. Fakat cep telefonlarında haritaların olduğu bu çağda, tabelaları örtmek; Ruslar için ne kadar zorlaştırıcı olur bilemem.
Vinnitsa’da, bir mülteci merkezine dönüşmüş olan bir öğrenci yurdunda kalıyorum. Görevlilerin nezaketi insanı mahçup ediyor.
Ukrayna’daki göçmen dalgası daha çok Lviv veya Çernovtsi gibi sınır kentlerine akıyor. Biraz daha içeride kalan Vinnitsa daha sakin. Şu anda dört kişilik bir yurt odasında tek başımayım. Dolabın üzerinde buradan apar topar tahliye olan öğrencilerin muntazam tuttukları matematik ve tarih defterlerini görmeseydim iyi olurdu.
İlhan Selçuk’un Osmanlı’nın son dönemlerinde ve Kurtuluş Savaşın’nda çarpışmış Selahattin Yurtoğlu’nun anılarını derlediği “Yüzbaşı Selahaddin’in Romanı”nda Yüzbaşı Selahaddin 1. Balkan Savaşı’nda Çatalca’ya çekilirken terkedilmiş bir köy evinde mola verir ve burada bir öğrencinin ders notlarını görünce hüngür hüngür ağlar. Ben de savaşın ortasında eğitimini yarıda bırakmış gençlerin notlarını görünce epey hüzünlendim ve bu kitabı hatırladım. Bu saçma savaşın bir an önce bitmesi dileğiyle...