Beyrut’ta yaşayan akademisyen Dr. Açıkgöz anlattı: ‘İç savaştan sonra en karmaşık dönem’

Gün geçtikçe şiddetini artıran İsrail saldırıları, Lübnan’da günlük hayatı felç etti. Lübnan’daki son durumu Cumhuriyet’e değerlendiren Beyrut Amerikan Üniversitesi’nde Tarih alanında çalışmalar yürüten Dr. Öğr. Üyesi Ümit Fırat Açıkgöz, Nasrallah’ın ölümünün ülkede büyük bir duygusal patlama yarattığını söyledi.

Doğa Öztürk

İsrail ordusu, 28 Eylül’de Beyrut’taki Hizbullah merkezine yönelik gerçekleştirdiği hava akınlarında Şii terör örgütü Hizbullah’ın lideri Hasan Nasrallah’ı öldürdü. Saldırı, İsrail’in Hizbullah’a son 10 gün içinde yönelttiği zincirleme saldırılar arasında örgütü en zedeleyen adım oldu. Lübnan’daki durumu Cumhuriyet’e değerlendiren Beyrut Amerikan Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Ümit Fırat Açıkgöz, Nasrallah’ın ölümünün ülkede büyük bir duygusal patlama meydana getirdiğinin altını çizdi. Son 1 haftadır yaşananların toplumun her kesimini etkilediğini, sağlık sisteminden eğitim sistemine bütün ülkeyi felç ettiğini aktaran Açıkgöz, okulların Güney Lübnan’dan kaçan insanlar için yurda çevrildiğini anlattı. Hastanelerin ise acil olmayan hastaları kabul etmediğini bildiren Açıkgöz, “Savaşın bundan sonraki seyri konusunda halkta büyük bir endişe var. En önemli soru kara harekatı olacak mı şeklinde. Büyük bir kaygı ve şok var. Nasrallah suikastı beklenen bir şey değildi. Lübnan, iç savaş bittiğinden bu yana 2006 savaşını da dahil olmak üzere bu kadar kaotik bir durumla karşılaşmamıştı” dedi. 

Dr. Öğr. Üyesi Ümit Fırat Açıkgöz

‘BİR DEVLET İÇİN BİLE ÇOK YIKICI’

Nasrallah’ın ölümüyle birlikte Hizbullah içerisinde bir kaosun hüküm sürdüğünün tahmin edildiğini belirten Açıkgöz, “Hizbullah’ın saldırıları da devam ediyor ancak bu roketlerin ezici çoğunluğu İsrail’in demir kubbesi tarafından düşürülüyor. Hizbullah aktif durumda ama örgütün içinde nasıl bir psikoloji olduğunu sadece tahmin edebiliriz. Bu darbeler, örgüt tarihinde karşılaşılan darbeler değil. Bir devlet için bile çok yıkıcı darbeler, Hizbullah için de öyle. Nasrallah sıradan bir lider değil, örgüt taraftarları için çok önemli bir figürdü. Kısa vadede ne yapacaklarını kestirmek çok zor ancak toparlanma sürecine gireceklerini tahmin edebiliriz. Hizbullah çok derinlikli ve Lübnan toplumuna nüfuz etmiş bir örgüt. Bir paralel devlet yapılanması ki çok daha esaslı kurumları olan, kendi bankası, komünikasyon sistemi olan bir örgüt ve siyasi parti. Şimdi asıl soru İran’ın nasıl pozisyon alacağı.İran en önemli vekiline yapılan bu saldırılar silsilesini yine göstermelik bir cevapla mı geçiştirecek, sadece söylemde mi kalacak bunu bilmiyoruz, eğer böyle olursa kendi vekillerinden nasıl bir tepki görecek bilemiyoruz. Bir taraftan sert tepki verir de savaşı iyice büyütürse ve topraklarına bir ABD-İsrail saldırısını çekerse İran için bu çok riskli bir şey. Bütün bu saldırılar İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan’ın Batı ile karşılıklı müzakere sürecini başlatma aşamasında meydana geldi. Dolayısıyla çok ters yakalandı. Bir de böyle bir diplomatik açılım peşindeyken yaşanması ayrı bir sorun” ifadelerini kullandı. 

‘HİZBULLAH YABANCI GÖRMEK İSTEMİYOR’

Bu süreç içinde Lübnan’da yabancı olmanın da zorlaştığını aktaran Açıkgöz, “Gidilecek yerler var gidilmeyecek yerler var. Hizbullah’ın hakim olduğu mahallelere gidilmiyor. Hizbullah da orada yabancı görmek istemiyor. ‘Dikkatli olmakta fayda var’ gibi bir anlayış hakim. Lübnanlı olmayan insanlar kaygılı, ayrılmaya çalışanlar var bir kısmı ayrıldı. Ancak olaylar o kadar hızlı gelişti ki insanlar kendi şahsi stratejilerini de geliştiremediler. Havayollarında biletler yok büyük bir kaos hakim... ” diye konuştu.