Avrupa Parlamentosu Türkiye raporunu kabul etti: 'Türkiye’deki demokratik gerileme artarak devam ediyor'
Avrupa Parlamentosu, Türk Hükümeti tarafından köklü bir rota değişikliği yapılmadığı takdirde Türkiye'nin Avrupa Birliği’ne (AB) katılım sürecinin devam edemeyeceğini bildirdi.
BBC TürkçeYusuf Özkan / Lahey
Avrupa Parlamentosu, Türk Hükümeti tarafından köklü bir rota değişikliği yapılmadığı takdirde Türkiye'nin Avrupa Birliği’ne (AB) katılım sürecinin devam edemeyeceğini bildirdi.
Türkiye’deki demokratik gerilemeye dikkati çeken parlamento, kadın hakları, cinsiyete dayalı şiddet, kadın cinayetlerinin artması, LGBTİ+ topluluğuna yönelik yaygın nefret söylemi ve ayrımcılık nedeniyle kaygılı olduğunu vurguladı.
Avrupa Parlamentosu, İspanyol raportör Nacho Sanchez Amor tarafından hazırlanan 2022 Türkiye raporunu kabul etti.
Parlamentodaki 434 milletvekili raporun kabulü yönünde oy kullandı. 18 milletvekili ret oyu verirken, 152 üye de çekimser kaldı.
Raporda, Türk hükümeti, Avrupa Birliği ve üye ülkeler, mevcut çıkmazdan kurtularak, daha yakın işbirliği kurmaya çağırıldı.
“AB - Türkiye ilişkileri için alternatif ve gerçekçi bir çerçeve oluşturulması” önerilen raporda, Türk Hükümeti tarafından köklü bir rota değişikliği yapılması istendi.
Aksi taktirde Türkiye’nin AB’ye katılım sürecinin sürdürülemeyeceği vurgulandı.
Avrupa Parlamentosu raporunda, Türkiye'nin AB'nin Ortak Dış ve Güvenlik Politikasına bağlılığının “tüm zamanların en düşük seviyesine gerilediği de vurgulandı.
Raporda, “Türkiye’nin bağlılığı, eşzamanlı kararların yüzde 7'si gibi rekor düşük bir oranla tüm aday ülkeler arasında açık ara en düşük seviyeye ulaştı” dendi.
Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, “Türkiye’nin AB üyeliği, jeopolitik müzakereler nedeniyle değil, ancak Türk yetkililerin ülkede temel özgürlükler ve hukukun üstünlüğünde devam eden düşüşe son verilmesi konusunda çaba göstermesi durumunda gerçekleşecektir” diye konuştu.
Raporda, Türkiye’deki Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerinin “seviyeli bir şekilde yapılmadığı” dile getirilerek, iktidarın haksız bir avantajla seçim sürecini yürüttüğü belirtildi.
Parlamento raporunda, “sert, kışkırtıcı ve ayrımcı söylemler ile bazı muhalefet partilerinin destekçilerine yönelik sindirme ve tacizin yanı sıra iktidar partilerinin muhalefeti terörizmle ilişkilendirmesinin süreci baltaladığı” savunuldu.
Türkiye’deki demokratik gerilemenin geçen yıl boyunca devam ettiğine işaret edilen Avrupa Parlamentosu raporunda, bu olumsuz gidişatın durmaktan ya da tersine çevrilmekten çok uzak olduğu vurgulandı.
'AİHM kararları uygulanmalı'
Raporda, “Türkiye’de yargının bağımsız olmaması ve yargı sisteminin siyasete alet edilmesi” kınanarak,“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin tüm kararlarını tam olarak uygulaması” istendi.
Avrupa Parlamentosu raporunda, Türkiye’de devam eden kovuşturma ve sansürün yanı sıra, gazetecilere ve bağımsız medyaya yönelik baskılar da kınandı.
Raporda, Türkiye’de kadın haklarının kötüleştiği, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve kadın cinayetlerinin yanı sıra,
LGBTI+ toplumuna yönelik yaygın nefret söylemi ve ayrımcılığın da arttığı vurgulandı.
Parlamento, “Kürt sorunu konusunda son derece endişeli olduğunu” belirterek, ilgili tüm tarafların katılımıyla güvenilir bir siyasi sürecin acilen yeniden başlatılmasını istedi.
Raporda, Türk toplumunun çoğunluğunun demokratik ve Avrupa yanlısı isteklerinin takdirle karşılandığı dile getirildi,
Bu kapsamda, Türkiye'nin bağımsız sivil toplumuna yönelik desteğin sürdürülmesi ve artırılması taahhüdünde bulunuldu.
Türkiye'yi, İsveç'in NATO üyeliğini daha fazla gecikmeden onaylamaya çağıran raporda, “Bir ülkenin NATO'ya katılım süreci, hiçbir şekilde başka bir ülkenin AB'ye katılım süreciyle ilişkilendirilemez” görüşüne yer verildi.
Raporda, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) çerçevesi dışındaki Rusya’ya yönelik yaptırımları desteklememesinin üzüntü verici olduğu kaydedildi.
“Türkiye'nin BM Genel Kurulu'nda, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırgan savaşını kınama yönünde oy kullanması ve ülkenin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne olan bağlılığı” ise memnuniyet verici olarak değerlendirildi.
Raporda, Türkiye'nin yaklaşık 4 milyon kişiyle, dünyanın en büyük mülteci nüfusuna ev sahipliği yapmaya devam etme çabalarından övgüyle söz edildi.
Avrupa Parlementosu’nun, AB'nin Türkiye'deki mültecilere ve ev sahibi topluluklara finansman sağlamaya devam etmesini desteklemeye kararlı olduğunun altı çizildi.
Parlamento, 6 Şubat 2023'te yaşanan deprem nedeniyle başsağlığı dileğinde bulunurken, AB’ye Türkiye'nin insani ihtiyaçlarına ve yeniden inşa çabalarına destek vermeye devam etmesi gerektiğini vurguladı.
Avrupa Parlamentosu raporunda, Türkiye'nin siyasi, ekonomik, enerji ve dış politika açısından stratejik öneme sahip bir ülke olduğuna dair kesin inanç vurgusu yapılarak, “Türkiye, geniş bölgenin istikrarı için kilit bir ortak ve NATO dahil olmak üzere önemli bir müttefiktir” dendi.
AB’nin yürütme organı Avrupa Birliği Komisyonu’na tavsiye niteliğindeki Türkiye raporunun bağlayıcılığı bulunmuyor.
Avrupa Parlamentosu’na göre, “Türkiye'de hukukun üstünlüğü ve demokrasinin gerilemesi nedeniyle ”AB’ye katılım müzakereleri 2018'den bu yana fiilen durma noktasına geldi.