Afganistan’da Taliban iktidarı 1.yılını geride bıraktı
Afganistan’da Taliban iktidarı 1 yılını geride bırakırken Afgan halkı, bu süreçte siyasi, ekonomik, sağlık, eğitim ve insan hakları konularında ciddi sınavlar veren Taliban yönetiminden memnun ve umutlu.
İHATaliban’ın Afganistan’da yönetime gelmesinin ardından 1 yıl geçti.
ABD’nin geçtiğimiz yıl Afganistan’dan çekilme sürecini başlatmasıyla yeniden iktidara gelmeyi hedefleyen Taliban, güneydeki Kandahar ilinden saldırıya geçerek 15 Ağustos’ta Kabil’e girmesiyle dönemin Cumhurbaşkanı Eşref Gani, "Taliban’ın kazandığını" kabul ederek ülkeden ayrıldı.
Bir anda yeniden dünya gündeminde yer alan Afganistan’da Taliban’ın yönetime gelmesiyle binlerce Afgan havalimanlarına akın ederek hayatları pahasına uçakların kanatlarına tutundu. Can kayıplarının, insani dramının yaşandığı havalimanında ABD Hava Kuvvetleri’ne ait tahliye uçağının kanatlarına tutunan 3 kişinin uçağın havalanmasının ardından metrelerce yükseklikten yere çakılarak hayatını kaybetmesi, Afgan kadınların çocuklarını tel örgüler üzerinden ABD askerlerine teslim etmesi Taliban yönetiminin iktidara geldiği dönemde ülkedeki kaos ve karışıklığın en acı örneği oldu.
Tahliyeler devam ederken 26 Ağustos’ta havalimanı yakınlarında gerçekleştirilen intihar saldırılarında 13’ü ABD askeri 100’den fazla kişinin hayatını kaybetmesi Taliban yönetiminin ulusal güvenlik ve uluslararası siyaset alanında sınavlar vereceğini gözler önüne serdi. Saldırıyı terör örgütü IŞİD üstlenirken, 4 gün sonra 30 Ağustos’ta son ABD kuvvetleri ve müttefikleri de ülkeden ayrıldı.
Bu süreçte Washington yönetimi, ABD bankalarındaki 7 milyar dolarlık Afgan rezervini dondururken, yönetimdeki Taliban’ın iktidara gelmesiyle ülkeye uluslararası yardımlar da durduruldu ya da önemli ölçüde azaltıldı. Ekonomik sorunların da baş gösterdiği ülkede, Taliban yönetimi, iktidara gelişinin 1.yılını geride bırakırken bu süreçte insan hakları ihlallerinin yanı sıra, eğitim, ekonomi, sağlık gibi alanlarda sınav verdi, uluslararası eleştirilerin de hedefi oldu. Kız çocuklarının eğitimlerine devam edememesi, kadınların çalışma hayatı uzun süre tartışıldı. Konuya ilişkin açıklama yapan İslam Emirliği Sözcü Yardımcısı Bilal Karimi, “İslam Emirliği’nin yönetimiyle Afganlar tarihi bir zafer elde etti. İşgal sona erdi ve ülke tamamen özgürlüğüne kavuştu ve her yerde güvenlik sağlandı. Öte yandan, güç ve zorbalık ortadan kaldırıldı. Ülke, merkezi ve güçlü bir yönetim sistemine sahip oldu. Her türlü zorbalık, baskı ve gasp gibi unsurların önü alındı. Her konuda şeffaflık meydana geldi. Zülüm sona erdi ve milli gelir net olarak tahsil ediliyor. Ülke kendine yeterlilik konusunda ekonomik adımlar attı. İslam Emirliği, altyapı ve yapısal projeler için birçok adımlar attı, binlerce insan istihdam edildi. Ayrıca İslam Emirliği madenlerin çıkarılması için önemli adımlar attı. Dünya ülkeleriyle iyi ilişkiler kurulması için çok çaba sarf edildi. Sonuç olarak, birçok ülkenin büyükelçilikleri artık ülkede faaliyet gösteriyor ve İslam Emirliği ülkelerin çoğunda konsolosluk faaliyetlerine başladı. Ayrıca İslam Emirliği, mantıklı ve makul ilişkiler temeli esasında dünya ile karşılıklı saygı çerçevesinde etkileşim kurmak istemektedir. Hiçbir ülkenin Afganistan topraklarından bir tehditle karşılaşmamasını taahhüt ediyor. İç zorluklara rağmen, İslam Emirliği geçtiğimiz yılı iyi yönetti” ifadelerini kullandı.
TALİBAN RESMİ OLARAK TANINMADI
Taliban, tek başına iktidarını sürdürürken uluslararası ilişkilerin önemine dikkat çekerek kapsayıcı bir yönetim oluşturacaklarını duyurdu.
Taliban, uluslararası güvenliğe tehdit oluşturulmadığını açıklasa da batılı ülkeler yeni yönetimle ilişkilerin geliştirilmesi ve Taliban’ın tanınması için insan haklarının tesis edildiği ve tüm tarafların savunulduğu bir yönetim anlayışını temel şart koydu. Resmi olarak tanınmak isteyen Taliban, Türkiye’nin yanı sıra Norveç, Çin, Rusya, Özbekistan ve çok sayıda ülkeye heyetlerini gönderdi. Ancak, Taliban iktidarının 1 yılı geride kalsa da Taliban’ı henüz resmi olarak hiçbir ülke tanımadı. Analistler de ülkenin verdiği sınavlarda başarılı olmadığını savunuyor. İnsan Hakları Analisti Monesa Mubarez, “Geçen bir yılda her şeyimizi kaybettik. Yerine negatif şeyler aldık. Eksik de olsa konuşma özgürlüğümüz vardı onu da kaybettik. Demokrasi kayboldu. Basın özgürlüğü, konuşma özgürlüğü, eğitim hakkı, siyasi ve sosyal yapıya katılma hakkı, insanların barış hakkı, güvenlik, her şey. Taliban’ın Afganistan coğrafyasına hakim olmalarıyla birlikte Afganistan halkı büyük acılar yaşadı” dedi.
Siyasi Analist Profesör Abdul Basir Nabizada ise, “Kısaca özetleyecek olursak, Taliban geçtiğimiz yıl her alanda çok zayıf ve başarısız hareket etti. Ne yönetim alanında, ne de ekonomi ve sosyal hayat alanında, insani ve ekonomik krizleri azaltamadılar. İstihdam oluşturamadılar” açıklamasını yaptı.
EKONOMİK KRİZ DEVAM EDİYOR
Taliban yönetiminin uluslararası alanda en fazla tepki topladığı kız çocuklarının eğitimlerinin durdurulması ve kadınların iş hayatından uzaklaşmaları oldu. Çok sayıda kadın istifa etmeye zorlandı, işten çıkarıldı. Havalimanları gibi alanlarda çok az sayıda kadınlar çalışabiliyor. Başta ABD olmak üzere, çeşitli ülkelerin ekonomik fonları durdurduğu ülkede başlayan ekonomik kriz ise devam ediyor. Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve ABD Merkez Bankasının fonlara erişimi kesmesiyle başlayan kriz bankacılık sektörünün çökmesine neden oldu.
Taliban’ın yönetime gelmesiyle başlayan göç krizi devam ediyor. Taliban’ın büyük sınavlar verdiği yönetimin ilk günlerinde Türkiye ve İran’a yönelik yoğun olarak yaşandığı göç yavaşlasa da devam ediyor.
“KABİL DAHA GÜVENLİ”
Afgan yetkililerin savunduğu iyimser tablonun aksine analistler Taliban’ı başarılı bulmazken halk umutlu. Najibullah adlı Afgan, “Kaybettiğimiz şeyleri tüm dünya insanlarına belli ki söylememe gerek yok. Ama şu anki durumun iyi tarafı, önceki hükümete kıyaslarsak güvenlik daha iyi, intihar saldırıları açısından daha az endişe ediyoruz. Kabil daha güvenli” dedi. Omid adlı Afgan ise, “Çok şükür hayatım güzel. Bisiklet tamirciliği yapıyorum. Eskiden de zorla geçindiğim bir hayatım vardı, şimdi de değişen bir şey yok. Güvenliğimiz iyi olduğu için 01.00’de düğünden eve dönüyoruz, kimse herhangi bir rahatsızlık vermiyor. Geçmişte hırsızlık daha fazlaydı ama şimdi çok azaldı. Mevcut hükümet dünya tarafından resmi olarak tanınırsa daha iyi olacak. Afganistan’daki tüm etnik grupların temsilcileri hükümette pay sahibi olmalıdır. Tacik, Özbek ve Hazare” ifadelerini kullandı.
Samiulhaq Malang ise, “Taliban’ın ana odak noktası istihdam olmalı. Şimdi güvenlik sağlandığı için iş fırsatı lazım. Taliban olsun gerek devlet askeri, 200-300 arası insan kaybediyorduk eskiden. Çok şükür artık öyle değil. Şu an ülke yüzde 90 güvenli. Bu istihdam için çok uygun bir fırsat demektir. Dolaysıyla gelen ekonomik krizin önü alınması gerek” ifadelerini kullandı.
Farid Paktin ise, “15 Ağustos’a Kara Gün denir. Umarım İslam Emirliği yetkilileri olumlu çabalarıyla bu ismi ortadan kaldırır. Ne yazık ki her yönde olumsuz değişiklik görünüyor. Ben üniversite son sınıf öğrencisiydim ve aynı anda çalışıyordum. Hem üniversitem kapandı hem de işsiz kaldım. Ekonomik ve zihinsel güvenlik ortadan kaldırıldı. Umarım İslam Emirliği liderleri bu konuda ciddi anlamda dikkat edecekler” dedi.