ABD ve İsrail karşı karşıya mı geliyor?

7 Ekim sonrası İsrail’e koşulsuz sağlanan ABD desteği, seçim yılına girerken Biden hükümetini zor durumda bıraktı. Netanyahu ile devam eden bu kavganın Obama döneminden kalan gerginlikleri yeniden canlandırabileceği düşünülüyor.

Sarp Sinan Hacır

7 Ekim saldırısından sonra ABD, İsrail desteği konusunda çaresiz kaldı. ABD politik atmosferindeki İsrail lobisi gücü, tüm ağırlığını kullanarak Amerikalı politikacıları Hamas’a karşı “tek ses” olmaya zorladı. Saldırıdan bu yana ABD ile ilgili yapılan yorumlarda “Joe Biden, İsrail ne isterse onu yapar” cümlesini çok duyduk. Biden gibi merkez Demokrat bir politikacının İsrail yanlısı politikalar gütmesi şaşırtıcı olmazken Biden’ın temsil ettiği kanadın mevcut İsrail hükümetiyle yaşadığı sürtüşmeler 7 Ekim’in çok öncesine ulaşıyor.

TRUMP’I KAZANDIRAN NETANYAHU MU?

2016 ABD seçimleri, şüphesiz ki ülkenin en çok kutuplaştığı seçim dönemiydi. Trump’ın elde ettiği şok zafer sonrası, rakibi Hillary Clinton ve ekibi Trump’ın adil kazanmadığını iddia etti. Onlara göre Trump, Rusya’nın yardımı sayesinde seçim kazanmıştı. Yıllar sonra soruşturmalar sonucunda ABD istihbaratı, sosyal medya üzerinde yapılan manipülasyonlar haricinde büyük bir müdahale bulamadı. Ya da bulduklarını duyurmak istemedi…

ABD’li gazeteci James Bamford, The Nation dergisine yazdığı bir makalede ABD istihbaratının 2016 seçimleriyle ilgili “tatsız” bir takım bilgilere ulaştığını yazmıştı. Makaleye göre Netanyahu’ya bağlı İsrail istihbaratı ABD’de nokta atışı temaslarda bulunuyor, Trump lehine patlayacak bir takım skandallar hazırlıyorlardı. Bu, Clinton’a yakın bazı kuruluşların hacklenmesi ve Trump’ın rakibini zor durumda bırakacak bir takım belgelerin açığa çıkması demekti.

Bamford’a göre, Netanyahu'nun emriyle yapılan bu müdahaleler ABD seçimlerinin kaderini değiştirecek nitelikteydi. Tabii bu bakış açısı Trump’ın kazanmasına yol açan politik ortamın bütün etkenlerini hiçe sayıyor. Bu kadar kutuplaşmış toplumda böylesi bir siyasi depremi sadece İsrail’e bağlamak mantıklı olmaz. Yine de bu bilgilere göre 2016 ABD seçimlerinde Rusya’dan ziyade İsrail izi vardı.

KAVGANIN ARKAPLANI

Netanyahu, böylesi bir müdahaleyi kendi hakkı olarak görüyordu. 2014’te Obama hükümetiyle İran nükleer anlaşması üzerinden ters düşmüştü. İsrail’e göre nükleer araştırmaların durdurulması karşılığında İran’a uygulanan yaptırımların azaltılması, İran’ın nükleer harici askeri kabiliyetlerini geliştirmesine yol açıyor ve böylece İsrail’i tehdit altına alıyordu. İsrail gazetesi Jerusalem Post’a göre bu anlaşmazlık o kadar büyüdü ki Obama yönetimi Netanyahu’nun kaybetmesi için 2015 İsrail seçimlerine müdahalede bulundu.

Ancak Obama’nın desteği geri tepti ve Netanyahu seçimden daha da güçlenerek çıktı. Gazeteci James Bamford, Netanyahu’nun kendisine "Filistin'de kalıcı barış" için baskı yapılması sonrası ABD’nin seçimlerine müdahale etmeye karar verdiğini yazdı. Yani ipler, 2015'ten sonra kopma noktasına gelmişti.

NETANYAHU VE YAHUDİ LOBİSİNİN YOL AYRIMI

Netanyahu’nun desteği sonrası koltuğa oturan Trump, Kudüs'ü başkent olarak tanıdı ve Obama'nın kaldırdığı İran yaptırımlarını geri getirdi. Ancak bugün İsrail için bütün gücünü kullanan Yahudi lobisi, hem Trump’ı hem Netanyahu’yu lanetlemekten geri durmayacaktı. 2020’de Trump’a karşı doğrudan Biden’ı desteklediler. Hatta Cumhuriyetçi partiden bazı Yahudiler bile Biden’a destek açıkladı.

ABD’deki Trump karşıtı Yahudiler, Trump’ı ABD demokrasisine tehdit olarak gördükleri gibi Netanyahu’yu da İsrail demokrasisine tehdit olarak görüyorlardı. ABD’li demokratlar o dönemde Suriye ve Ukrayna’yla meşguldü. Netanyahu’nun saldırgan hareketleri yüzünden bir de İran’la uğraşmak istemiyorlardı.

Bu ayrım, Netanyahu’nun getirmeye çalıştığı yargı reformu sonrası tekrardan hareketlendi. Ancak bu sefer bir farklılık vardı. Trump döneminde İranlı komutan Kasım Süleymani’ye yapılan suikaste İsrail katkı sağlamamıştı. Bu nedenle Trump, kendisine 2016 seçimlerinde yardım etmesine rağmen Netanyahu’yla arası bozuldu. Hem seçim kampanyasına ciddi bağışlarda bulunan Yahudi iş adamı Sheldon Adelson da artık hayatta değildi. Yani kısacası, Netanyahu Trump’ın desteğini bile yitirmiş olabilir.

BIDEN NE YAPACAK?

Sonuç olarak ABD, Biden’ın bütün söylenmelerine rağmen İsrail’e silah yardımı yapmaya devam ediyor. Tabii bu, Biden’ın altan alta koltuğunun 3 ayağı zaten kırık olan Netanyahu hükümetine son darbeyi vurmayacağı anlamına gelmez. Biden ve onu destekleyen Yahudi lobisi, İsrail’in daha fazla yıpranmadığı ve Netanyahu’nun Batı’yı zor durumda bırakan katliamları sırtına alarak görevi bıraktığı bir finali dört gözle bekliyor. En azından facialarla dolu olaylar silsilesinin onlar adına en iyi sonucu bu olur.

Bir başka soru da Netanyahu’nun yardımına olası bir 2. Trump devrinin yetişip yetişmeyeceği. Aralarındaki tüm soğukluğa rağmen Netanyahu, Kasım ayında Biden’a nazaran Trump’ın kazanmasını tercih edecektir. Tabii o zamana kadar görev başında kalabilirse!