Gazetemizin başyazarı İlhan Selçuk ve çizerimiz Turhan Selçuk’u yitirişimizin 14. yılı

Ruhan Selçuk: "Özgür düşüncenin getirdiği yaratıcılıkla Turhan fırçasıyla hayatı çizdi, İlhan kalemiyle hayatı yazdı."

cumhuriyet.com.tr

Ödünsüz Cumhuriyet aydını, başyazarımız ve “Pencere”sinden okurlarına seslenen İlhan Selçuk, 21 Haziran 2010’da; gazetemizde “Söz Çizginin” köşesinde okurlarıyla buluşan, “Abdülcanbaz” karakterinin yaratıcısı, çizerlerin duayeni Turhan Selçuk ise 11 Mart 2010’da yaşamını yitirdi.

İki usta isim için 30 Haziran Pazar günü saat 12.00’de Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde gömütleri başında anma töreni düzenlenecek. Çilehane’deki gömütleri başında düzenlenecek anma töreninin ardından çiçek bırakılacak ve lokma ikramı yapılacak. 

Anma törenine katılmak isteyen yurttaşlar için Ankara’da Kurtuluş Parkı’nın önünden sabah 07.30’da araç hareket edecek. Dönüş ise saat 17.00’de yapılacak. Törene katılmak isteyen yurttaşlar, 0506 276 38 64 numarasından CUMOK Dönem Sözcüsü Nejdet Özer’e, 0532 432 08 07 numarasından ise Kezban Gökçeoğlu’na ulaşabilecek. 

Cumhuriyet aydını ve Aydınlanma bilgemiz İlhan Selçuk, yaşamına pek çok mücadele sığdırdı. 2008’de, 83 yaşındayken FETÖ’nün kumpaslarından Ergenekon davası kapsamında evi basılan, sabaha karşı saat 04.30’da gözaltına alınan Selçuk’un gazetemizdeki odası da arandı. 

KARANLIĞA IŞIK OLUYORLAR

Okurlarının yalnız bırakmadığı Selçuk, daha sonra serbest bırakıldı. Aradan 14 yıl geçmesine karşın Selçuk’un yazdığı yazılar, kamuoyunu aydınlatmayı sürdürüyor. Gazetemizde “Söz Çizginin” köşesinde okurlarıyla buluşan, “Abdülcanbaz” karakterinin yaratıcısı, çizerlerin duayeni Turhan Selçuk da aynı kardeşi İlhan Selçuk gibi çizgileriyle karanlığa ışık oluyor.

Ruhan Selçuk (Turhan Selçuk'un eşi):

 

Yaşamdaki duruş ve eserleriyle Cumhuriyet değerlerinin savaşını veren karikatür ve yazın dünyasının iki bilgesinin yapıtları akıl, duygu ve kültürün kaynaşmasından doğan, damıtılmış engin bir dünya görüşünden ve gerçek düşünürlerin ışık saçan ürünleri olmasının yanı sıra bir yürek işidir aynı zamanda. Ve yüreklerin hafızasından hiçbir zaman silinmeyeceklerdir.

Özgür düşüncenin getirdiği yaratıcılıkla Turhan fırçasıyla hayatı çizdi, İlhan kalemiyle hayatı yazdı.

Yapıtları bir sosyoloji eseri gibi öğretici, daha güzel bir dünya için düşündürücü oldu.

Yıllar önce çizdikleri ve yazdıkları tüm canlılığıyla güncelliğini koruyarak insanlığı aydınlat-maya devam ediyor. Onlar aramızda değiller ama hep yanı başımızdalar.

Siyasal, toplumsal, ekonomik, kültürel tarihe ayna tutarken, tüm bu olguları iç içe veren temaları çizgilerinde ve yazılarındaki muhteşem estetikle birleştirerek sözlere, çizgilere can ve ruh katarak zihinlerde yeni ufuklar açtılar.

Yaşadıkları tüm güçlüklere ve bedellere rağmen ödün vermeyen birer onur abidesidir onlar.

Selçuk kardeşleri sevgiyle, saygıyla, gönül dolusu çizgilerle ve yazılarla anıyorum.

Işık Kansu:

Kökleri Kuvayı Milliye’ye ve ulusal kurtuluş savaşına dayanan bir aileden geliyorlar. Cumhuriyetin ilk kuruluş yıllarına tanıklık edilen bir ortamda büyüyorlar. Devrimci eğitimin kurumlarında okuyor, devrimci öğretmenlerin elinde yetişiyorlar. Bağımsızlığın erdemi, Aydınlanmanın ateşi içinde serpiliyorlar. Böylesi bir ortam içinde bulunmanın üstüne, duru bir bilinci, akıl yürütme, düşünme, algılama ve değerlendirme açısından eşsiz yetenekleri ekleyin; tüm bunların bireşimi Turan-İlhan Selçuk kardeşler ediyor işte.

Biri çizgide, diğeri yazıda ustalaşıyor, üstünleşiyor.

Birleştikleri yerlerin en önünde, hiç kuşkusuz üretkenlik ile yeryüzünü, yurdu, evreni, toplumu ve toptan insanlığı yorumlama gücü bulunuyor. Dahası, keskin bir mücadele ve direnç kararlılığına, ince zekâ pırıltılarıyla bezenmiş mizah becerisi ve anlatım yeteneğine katın; yine ortaya Turhan-İlhan Selçuk kardeşler çıkıyor.

Anadolu’nun yüreğine yıllar önce yan yana toprağa verdiğimiz bu iki insanımız, bizim bozkırımızın  bilgeleridir. Onlar bizim, yarattıkları değerlerle iç içe yaşadığımız, hep uyanık kalmamızı sağlayan yetkin yiğitlerimizdir.