Cumhuriyet’in olağandışı, bilime, sanata soluksuz katkılar sunan bir değerini daha uğurluyoruz
Erhan Hoca inanın sizi bedeninizle artık göremeyecek olsalar da yaptıklarınızla, emeklerinizle, sevgiyle, saygıyla anacaklar. Yolunuz açık olsun...
Şükran SonerEngin-Erhan Karaesmen’lerin, bilim-sanat yaşamlarındaki paylaşımcılıkları, onları evleri ile üniversitelerde sabit teker telefonlara, ortak haberleşmeler için tek cep telefonu kullanmaya yönlendirmişti. Cumhuriyet’e gönüllü gazetecilik yapmakta da Erhan Hoca, çok uzun yıllarını, mühendislikteki evrensel ustalıklı bilimsel çalışmaları ile sınırlı tutmadan, sanat-kültürün üzerine toplumsal araştırmaları, seçim çalışmalarını, siyasete yaymış olarak esirgemeden, sayfalara, yazı dizilerine yaydığı için görünmez, akrabalıktan öte bağlarımız olmuştu.
SONU GELMEZ GELGİTLER...
En sıcağı çay, simit, peynirle paylaşılan seçim geceleri olabilir. Yıllar geçtikçe, bağlar kopamaz boyutlarda derinleştikçe, Cumhuriyet değerlerinin üzerinde, evrensel insan hakları, yaşama, dünyaya, emeğe, bilime, sanata, insana, doğaya, geleceğe bakışta buluşmalar birbirlerine eklendikçe... Hele de ülkemizde yaşanan olumlusu ile yıkım içerikli çalkantılarda sonu gelmez gelgitlerin içinde, ortak paydalarda buluşmaların değerine değer katılamaz oluyor...
Cumhuriyet gazetesinin ayakta tutulabilmesine dönük kaçınılmaz bazen içten gibi görünen ağırlıklı dış odaklı saldırıların zorluklarında, her zaman akılcı, inatçı destek, duruşların değeri çok başka bir anlam kazanıyor. Cumhuriyet’in en yukarıdan yönetim sorumluluğunda, darboğazların sıkıntısını çekenleri başta Cumhuriyet çalışanları, sorgusuz, koşulsuz, sonuna kadar gönülle yanlarında yer alanları hiç unutabilirler mi? Hele de kimliğinin korunmasında en az onlar kadar titiz, dahası denetleyici duruşları, destekleriyle örnek olmaktan hiç vazgeçmeyen Cumhuriyet okurları? Erhan Hoca inanın sizi bedeninizle artık göremeyecek olsalar da yaptıklarınızla, emeklerinizle, sevgiyle, saygıyla anacaklar. Yolunuz açık olsun... En son uzun soluklu buluşmamız, 2 Kasım 2019’da 10. sayfada yayımlanmış, “Üç kuşaktan tanıklıklar” söyeşisi için ODTÜ’deki, ikiniz için ayrılmış odada buluşmuştuk. Gelenekler gereği, emekli olduktan sonra da kitaplarla dopdolu, karışıklığın içinde düzenin yaşandığı odanızda, giren çıkanı durmayan öğrencileriniz arasında, her zamanki gibi çalışkan, üreten, mutlu heyecanlı anlatıp duruyordunuz. Nerede ise bir tam gün yetmemişti. Yeni baskıları çıkmış kitaplarınız yine hem bilim hem de sanattan bileşimlerin ilişkilerine ayna tutuyordu...
SAYGI DUYMAK GEREKİYOR
Sözcükleri kaçırma, gazetecilik sorumluluğunda büyük yanıltma olacağından dikkat kesilmiş, soluksuz, kargacık burgacık el yazımla not tutmaya kaçırmamaya çalışıyordum. Odaya girip çıkan, ikinize birden hayran öğrencilerinizi, benden daha kolay kavradıklarını sezinleyerek kıskanıyordum. Aldıkları bilimsel eğitim, yanıbaşınızda uzun soluklu olmanın ayrıcalığı farkını gözlemlemenin yanında, Türkiye’den dünyadan sizi arayan diğer öğrencilerle olan bağlarınızın derinliğine de elbette saygı duymak gerekiyordu. Gündemimiz gazeteciliğe, ülkemizde yaşanan toplumsal olaylara kayınca da aramızdaki yeni paylaşımlarda onların dinleyici konuma geçmeleri kaçınılmaz oluyordu..
Hocam sonrasında da elbette, daha çoklu İstanbul’a geldiğinizde gazete ağırlıklı buluşmalarımız giderek yaşam sorunlarının ağır basması ile ufaktan ufaktan kopuyor olsa da hiç kesilmedi. Siz yazmaktan da katkılarınızdan da vazgeçmediniz. İstanbul’a ayak basar basmaz arar gelirdiniz. Gönlümde “Üç kuşaktan tanıklıklar” söyleşimizi YouTube’ta yapılan TV yayınlarımıza da taşımak vardı. Baktım yaz geldi, üniversite kapandı, “İstanbul’a geldik” telefonu da yok. Yakın günlerdi, ben aramayı denedim. Ortak cep telefonunuzu önce oğlunuz açtı, sonra eşinize Engin Karaesmen’e verdi. Yoğun bakımdaydınız. Elbette içim söyleşi için değil, sağlığınıza dönük buruldu...
Cumhuriyet gazetesinde gönüllü çalışmalarınızın eseri o kadar çok araştırma, söyleşi, yazı diziniz var ki... İnanın yıllarını kadrolu çalışanlar olarak vermiş çoğunluk, yazar çizerimizden çok daha fazlasıyla, rekor kırmışlar arasında başı çekenlerdensiniz. Elinize, emeğinize, biliminize, akademisyen kimliğinizle, kültür-sanat bağlarınızla, toplumsal sorunlara, yaşama duyduğunuz sınırsız sorumluluğunuza sağlık...