Yabancı- yerli… Basketbol muhabbeti
KONUK YAZAR | Suavi Yardımoğlu, Cumhuriyet'in Ege'si için yazdı...
cumhuriyet.com.trBasketbolseverlerin malumudur, Mayıs ayında açıklandığı üzere Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi‘nde yeni sezonla birlikte yabancı oyuncu kuralında değişikliğe gidiliyor. BSL ekipleri, geçtiğimiz sezon maç kadrosuna yalnızca 5 yabancı oyuncu yazabilirken, 2024-25 sezonunda sahada en fazla 4, saha kenarında ise en fazla 3 yabancı oyuncu bulundurabilecek. TBF lütfuyla en az bir Türk oyuncu da maç boyunca sahada kalacak.
Basketbol gibi artık ondalık saniyelere inebilen bir rotasyona açık oyunda bu kural neyi değiştirecek? Doğrusu bir soru işareti. Sonuçta 4’ü sahada, 3’ü içerde. Kuralın elverdiği zaman diliminde istediğin kadar sok-çıkar. Sözüm ona Türk basketbolcu korunuyor. Geçen sezon Türk oyunculara ne kadar süre verildiği göz önüne alındığında “zurna orada zırt” diyor.
Trendbasket’ten Caner Kocabıyık üşenmemiş oturmuş tek tek Basketbol Süper Lig takımlarının yerlilere ne kadar süre verdiğini (OYUNCU – MAÇ BAŞINA SÜRE- MAÇ SAYISI) olarak yazıya dökmüş. İyi de yapmış. Bizim de içimizi dökmemizi sağlamış. Önce yıllardır alt yapı ekolü ile anılan Pınar Karşıyaka’nın istatistiklerine bakalım:
Kenan Sipahi – 27 dakika 51 saniye (35 maç) - Furkan Haltalı – 15 dakika 22 saniye (35 maç) - Thomas Akyazılı – 12 dakika 1 saniye (35 maç) - Hakan Sayılı – 9 dakika 56 saniye (30 maç) - Deniz Kılıçlı – 8 dakika 44 saniye (17 maç) - Mert Celeb – 6 dakika 35 saniye (28 maç) -Demircan Demir – 5 dakika 25 saniye (5 maç) - Ergi Tırpancı – 4 dakika 26 saniye (14 maç)…
Bu yıl çıkış gösteren ve başarılı bir sezon geçiren Aliağa Petkimspor’un yerli karnesi de şöyle:
Yunus Emre Sonsırma – 27 dakika 20 saniye (27 maç) - Mahir Ağva – 17 dakika 30 saniye (32 maç) - Yavuz Gültekin – 9 dakika 47 saniye (32 maç) - Emre Tanışan – 8 dakika 16 saniye (31 maç) - Tayfun Erülkü – 8 dakika 3 saniye (14 maç) - Yiğit Gökay Kaba – 3 dakika 52 saniye (1 maç) - Ali Osman Cevahir – 3 dakika 17 saniye (11 maç) - Murat Meriç Kuntker – 3 dakika 12 saniye (2 maç) - Ata Can Atsüren – 1 dakika 43 saniye (8 maç) - Murat Kağan Tor – 1 dakika 38 saniye (9 maç).
İki takımda da en fazla süre alan oyuncular takım kaptanı Kenan Sipahi ve pivot Furkan Haltalı, Aliağa’da ise iki tecrübeli oyuncu Yunus Emre Sonsırma (yaş 31) ve Mahir Ağva (yaş 28) … Kenan gibi milli gard 9 saniye ile 30 dakika bile diyememiş, Furkan ise 15 dakikada oyunda kalmış. Üstelik yabancıların önemli sakatlıklar yaşadığı bir takımda… Aliağa’da ise Yunus Emre 27 dakika, Mahir Ağva 17 dakika sahada kalabilmiş. Tabi bunlar ortalama rakamlar.
Listenin Euroleague takımlarından dörtlü finalist Fenerbahçe’de 18-21 dakika bandında seyreden dört oyuncu var. Tarık Biberoviç (21 dk-35 maç) Milli Takım Kaptanı Melih Mahmutoğlu (19 dk – 39 maç) Şehmus Hazer (19 dk.-39 maç) ve Barcelona görmüş Milli Pivot Sertaç Şanlı (18 dk-37 maç). Pınar Karşıyaka’da yıldızı parlayan Metecan Birsen ise 17 maçta sadece 9 dakika ortalama ile bench’te pantolon eskitmeye soyunmuş.
Anadolu Efes’te ise Erten Gazi (21 dk – 16 maç) en fazla süre alan yerli Erkan Yılmaz (19 dk – 28 maç) ve Milli Takım Pivotu Ercan Osmani (18 dk – 38 maç)…
Ortalaması 20 dakikanın üzerine çıkan ya da yaklaşan diğer oyuncular ise Göksenin Köksal, Sadık Emir Kabaca, Buğrahan Tuncer (Galatasaray Ekmas), Berk Demir, Rıdvan Öncel, Can Korkmaz (Darüşşafaka Lassa) Yiğitcan Saybir – Okben Ulubay, İsmail Cem Ulusoy (Türk Telekom), Tolga Geçim (TOFAŞ), Yiğit Arslan (Beşiktaş Emlakjet) Ahmet Düverioğlu (Çağdaş Bodrumspor), Göktuğ Baş (Samsunspor), Erdi Gülaslan (Onvo Büyükçekmece), Muhammet Baygül (Bahçeşehir Koleji)
Listede bir maçta 49 saniye süre alan oyuncu (Cengiz Sarp Coşkun – Bahçeşehir Koleji) oyuncu bile var. 49 saniyede Harlem usulü ters takla atıp smaç yapmanız lazım ki göze girebilesiniz. Bu işin kara mizahı. Bütün listeyi merak edenler trendbasket galerilerinde ayrıntıları bulabilir. Bu tablodan çıkan sonuç ise kalburüstü Türk oyuncuların bile Türk basketbolunda “uvertür” konumunda olduğu, gençlerin ise hiç şansının olmadığı acı gerçeğidir.
Milli Takım’ın hali ortada. Eurolegaue şampiyonu başantrenörümüz, NBA yıldızlarımız var. ABD’nin ardından İstanbul’da dünya ikincisi olan ekipten, Ufuk Sarıca yönetiminde yine basketbolun sihirbazlarını son anda elinden kaçıran takımdan eser yok. Milli Takım Avrupa’nın sıradan kulüplerine bile kafa tutamıyor. Kendi liginde süre alamayan oyuncu doğaldır ki sahada çuvallıyor. Avrupa basketbolunda adı sanı duyulmamış ülkeler bile gençlerini dışarıya eğitime gönderip ya da dişli takımlarda süre bulmalarını sağlayarak onları geliştirme fırsatı yaratabiliyor. Sonra da meyvesini topluyor.
Biz ise Türk basketbolu olarak basketbol dünyasından uzakta, bomboş salonlarda, tek satır bahsi geçmeyen bir ilgisizlikte, gençlerimizi yarıştırıp BGL denen “yasak savmacı” organizasyondan basketbolcu yetiştirmeyi bekliyoruz. Yetiştirdiğimizi sanarak kendimizi kandırıyoruz.
Henüz 13 yaşındayken Luka Donçiç’i Real Madrid’e gönderen Slovenler şimdi bir dünya yıldızına sahip olmanın gururunu yaşıyorlar.
Basketbolun mabedi NBA adaleti sağlamak için her geçen sezon yeni önlemler alarak, kulüpler arası ve ABD’li-ulusal oyuncu dengesini gözeterek yürüyor. Boston gibi bir basketbol efsanesi bile 2007/08 sezonundan yıllar sonra ancak şampiyon olabiliyor.
Bir de BSL’ye bakın 2014-15 sezonundaki Pınar Karşıyaka’nın şampiyonluğundan bu yana son 10 yılda şampiyonluk ya Fenerbahçe’nin ya da Efes’in arasında gidip gelmiş. Efes’in 16, Fenerbahçe’nin 11 şampiyonluğu var. Yıllardır bıkmadan usanmadan destek veren Yaşar Holding, muhteşem taraftarının itici gücü ve usta coach Ufuk Sarıca Pınar Karşıyaka’yı geçen sezon da bir kez daha finale taşıdı. Kaf Kaf aslanlar gibi mücadele etti, bir yere kadar geldi, ama gücü yetmedi. O da sponsor bu da sponsor, ama bütçeler arasında uçurumlar var. Onlar alkış alıyor, bizimkiler o kadar para harcıyor, bir de üstüne üstlük eleştiri alıyor. Bazıları da daha ileri gidip “şubeyi kapatın” diyor.
Hiç kimse coachlar’a suç bulmasın. Adam göz göre göre kaybetmek ister mi? Onlar da mecburen Türkler’i kenarda tutmak zorunda. Hele gençlerin hiç şansı yok. Bu sezon da bir yerliyi oyunda tutmak için binbir varyete yapacaklar. Üstelik zorunlu olduğu için yorulan Türk oyuncusunu da aynı tecrübe ve kalitede muadil bulamayacakları için soluklandıramayacaklar.
Transfer açıldı, ortalığa yine milyon dolarlar saçıldı. Hadi bakalım, Real Madrid’de Tavares’in bile karizmasını çizen Fransız pivot Vincent Poirer’in karşısına kimi çıkarır da boyalı alanda dans edersin? Buyur burdan yak!
Hoşçakalın.
Suavi Yardımoğlu