Yabancı belgeler ışığında Türk-Ermeni ilişkileri
KONUK YAZAR | Atatürk Araştırmacısı Ahmet Gürel, Cumhuriyet Ege için yazdı...
İZMİR / CumhuriyetCumhuriyet gazetemizin 99. Kuruluş yıldönümünü kutlarken, 24 Nisan 2021 günü, Cumhuriyet Yayınlarından çıkan “Yabancı Belgeler Işığında Türk–Ermeni İlişkileri” kitabımla Cumhuriyet ailesinin yazarı olmak mutluluğuna eriştiğimi bir kez daha hatırladım. İzmir’deki iki Cumhuriyet yazarından biri olarak, 11 Mart 2023 günü, Cumhuriyet Gazetesi imza günümde, yanımda Cumhuriyet yazarı Doç. Dr. Emin Elmacı vardı. Onun kitabının adı da; “Mustafa Kemal ve Yunus Nadi” idi.
27 Mayıs 1915 günü gerçekleşen, “Geçici göç” yasasının bir bölümünü, “Yabancı Belgeler Işığında Türk–Ermeni İlişkileri” kitabımdan aşağıya alıyorum.
Türkler, 800 yıl beraber yaşayan Ermenilere, Fatih Sultan Mehmet, 1461 yılında, İstanbul’da Ermeni Patrikhanesinin açılmasına izin vermiştir. Türklerin, Sadık Millet unvanını alan, Ermeniler, 1839 Gülhane Hattı Hümayun’u ve 1856 Islahat Fermanı’ndan sonra Ermenilere Osmanlı İmparatorluğu devlet kademesinde daha fazla rol verilmeye başlanmıştır.
Islahat Fermanı’ndan sonra, Anadolu’da neler oldu? Ülkemizde, dostluk içinde yaşanırken, neden misyonerlerinin hedefi olmuştu. 1914 yılında ise, Anadolu’da; 707 yabancı okulu açılmış, Bu okulların Osmanlı içinde dağılımı şöyledir; 465’i Amerikan, 83’ü İngiliz, 72’si Fransız, 44’ü Rus (Beyrut), 24’ü İtalyan, 7’şer Almanya ve Avusturya, 3’ü Yunan.
Anadolu’da geri dönülmez acılar yaşanırken, Osmanlı Devleti cephelerde ölüm kalım mücadelesi veriyordu. Kendi vatandaşları olan Ermenilerin bu davranışları, Osmanlı’nın savaşın başarılması için engel oluşturuyordu. 24 Nisan 1915 tarihinde, yürürlüğe konulan “Geçici Göç” (Tehcir) yasasıyla, öncelikle Osmanlı Hükümeti’ne karşı gelen ve düşmanla işbirliği yapan Ermenilerin kimliklerinin saptanmasına başlanmıştır. Bu yasayla, savaş alanından uzaklaştırılması planlanan Ermenilerin, Suriye, Halep, Şam ve Filistin gibi Osmanlının savaş dışı bölgelerinde yerleşimi öngörülmüştür. Göç, acılarla gerçekleşir.
Ermenistan’ın 1918–1920 tarihleri arasında ilk Başbakanı olan Ovanes Kaçaznuni, Ermeni gerçeğinin yanlışlarını o yıllarda görmüştür. ‘Büyük Ermenistan’ hayalinin gerçekçi olmadığını saptayan bu lider, Kaçaznuni’nin tehcir konusundaki tespiti çok ilginçtir, okuyalım:
“1915 yaz ve sonbahar döneminde, Türkiye Ermenileri zorunlu tehcire tabi tutuldu, kitlesel sürgünler ve baskınlar gerçekleştirildi. ...Avrupa diplomasisinin vaatleri doğrultusunda, bağımsızlığımızın temelini oluşturması gereken bölgeler boşaltıldı; Ermeni illeri, Ermenisiz kaldı. Türkler ne yaptıklarını biliyorlardı ve bugün pişmanlık duymalarını gerektirecek bir konu bulunmamaktadır. Sonradan da anlaşılacağı üzere, Türkiye’de Ermeni meselesinin temelli çözümü açısından bu yöntem, en keskin ve en uygun bir yöntemdi.”
Meslektaşlarıma geçen hafta yaptığım sunumda; tarihi gerçekleri saptıranlara, yıllardır emperyalist ülkelerin oyununa gelenlerin, nasıl yalnız bırakıldığını bir daha hatırlatırken, Ermenistan’ın ilk Başbakanı olan Ovanes Kaçaznuni’nin kitaplarını okumalarını salık veririm. Gazetemiz sayesinde yurt dışında da okunan kitabımla, Cumhuriyet Yazarı olarak gurur duyarken, gazetemizin 99. Yılını kutluyorum.
7 Mayıs 2023
Ahmet Gürel
Atatürk Araştırmacısı