Şimdi doğru cepheye gidiyorum
KONUK YAZAR | Atatürk Araştırmacısı Ahmet Gürel, Cumhuriyet Ege için yazdı...
cumhuriyet.com.trGüvenliğe önem veren modern kafalı bir subay olarak, Gazi Mustafa Kemal Paşa ‘Büyük Taarruz Tarihi’nin gizli tutulması gerektiğini çok iyi anlıyordu. Zira stratejik planın başarısı her şeyden önce sürprize dayanmaktaydı. Cepheye gittiği çok az kimseye söylenmiş, onlara da sanki Ankara’da imiş gibi davranmaları bildirilmişti. Ali Fuat (Cebesoy) Paşa milletvekillerine, daha o gece beraber yemek yediklerini söyleyecekti. Yabancı ajanlar arasında, sürekli olarak, ordunun henüz taarruza hazır olmadığı söylentisi yayılıyordu. Çankaya’daki nöbetçilere içeriye kimseyi sokmamaları için talimat verildi.
Gazi’nin işi vardı. Gazeteler, onun ertesi günü Çankaya’da bir ziyafet vereceğini yazıyordu; oysa Gazi daha şimdiden cepheye, karargâhına gitmişti bile.
Annesine, elini öpüp vedalaşırken bir çay ziyafetine gittiğini söylemişti. Zübeyde Hanım onun üniformasına, çizmelerine bir göz attıktan sonra:
“Bu çay ziyafeti değil” dedi. Gazi onu yatıştırarak yanından ayrıldı. Annesi daha sonra bölge komutanına telefon ederek nerede olduğunu sordu; kendisine yine “çay ziyafetinde” diye cevap verildi.
Zübeyde Hanım:
“Hayır” dedi. “Biliyorum, savaşa gitti.” Oğluna bir mektup yazdı:
“Oğlum, seni bekledim. Gelmedin. Çaya gittiğini söylemiştin bana. Ama cepheye gittiğini biliyorum. Senin için dua ettiğimi bilmeni isterim. Savaşı kazanmadan geri gelme.”
Gazi Mustafa Kemal Paşa o gece, yakınlarından birkaç kişiyle Ankara dışında yemek yedi. Cephede bulunduğu sürece, her zaman ki gibi, hemen hemen keseceği için, o akşam bol bol içti. Ayrılırken ellerini omuzlarına atarak:
“Şimdi doğru cepheye gidiyorum” dedi, “taarruza başlamak için…” İçlerinden biri şaşkınlıkla:
“Paşam, ya başaramazsanız?” diye sordu.
“Ne demek istiyorsunuz? Taarruzun başlangıcından on beş gün sonra Yunanlıları denize dökmüş olacağım.”
Ahmet Gürel