Kitaplarla yaşayan bir mekân: Livera Yayınevi

Kentte yaşayanların günümüz dünyasında sıklıkla vakit geçirdiği AVM’lerde zengin bir kitap arşivine kolaylıkla ulaşıp kitabın en iyi eşlikçilerinden olan kahve, şarap ve viskilerini yudumlayabildikleri bir kitabevi oluşturma düşüncesiyle yola çıkan orman endüstri mühendisi Merve Bahçekapılı, sanat, edebiyat, şarap ve dünya mutfağının bir araya getirdi. “Yaşayan bir mekân” yola çıktığını belirten Bahçekapılı ve genel yayın yönetmeni Kerem Işık ile Livera’yı konuştuk.

Yusuf Körükmez

Hızla dijitalleşen modern dünyada kitap okuma kültürü değişik formlarda karşımıza çıkıyor. Kitap okuma keyfi giderek toplu taşıma araçlarında karşılamaya veya tablet, cep telefon gibi teknolojilerle gidermeye çalışırken, İzmir’de Livera Yayınevi, kitap okuma keyfini zengin kitap arşiviyle şarabın damakta bıraktığı tat ile birleştirdi. 

Orman endüstri mühendisi Merve Bahçekapılı, kamudaki görevinden istifa ederek yıllardır kurduğu bir hayali İzmir'de İstinye Park’ta hayata geçirdi. Genel Yayın Yönetmeni Kerem Işık ve kitabevinin koordinatörü Hakan Tuncer ile birlikte “Şimdi ve Burada” şiarıyla yola çıkan Livera Yayınevi, kitabevi ve restoranı sanat eserleriyle bir araya getiren konseptiyle misafirlerini ağırlamaya başladı. 

  • Kitap-kafe konseptleri oldukça yaygın ancak kitabevi-restoran fikri oldukça farklı ki bunu da bir AVM’de bir adım öteye taşıyarak birbirinden değerli sanatçıların eserlerinin de sergilendiği bir ortamda gerçekleştirdiniz. Fikir nasıl ortaya çıktı?

Merve Bahçekapılı: Sanat eserlerinin de bulunduğu keyifli bir ortamda şarap içerek kitap okunabilecek bir mekân oluşturma düşüncesi en başından beri aklımda vardı. Tabii süreç esnasında yaptığımız fikir alışverişleri ve beyin fırtınalarıyla bu düşünceyi geliştirip ilerlettik. Asıl mesele, kitabevlerine gidildiğinde çoğu zaman aranan kitapların bulunamaması. Evet, internet satışları yaygın ancak asıl keyifli olan kitaba dokunarak, fiziksel bir nesne olarak inceleyerek almaktır. Çoğu okur bundan keyif alır ve hatta kitap alışverişlerini butik kitabevlerinden yapmaya gayret eder. Aradığınız hemen her kitabı bulabileceğiniz zenginlikte bir arşive sahip kitabevlerinin sayısı çok az. Asıl meselemiz buydu, kitap arşivimiz çok zengin olmalıydı. Şu an kitabevimizde 25 binlik bir arşivimiz var. Ayrıca, son dönemde kitabevleri kırtasiye ve oyuncakçı gibi… Okurların kitabevi kokusunu duyumsayabilmelerini istedik. Tüm bunların yanı sıra, ‘edebiyata farklı sanat dalları da eşlik etse nasıl olur?’ dedik. Sanatçılarla görüştük ve bünyemize hediyelik eşya yerine sanat eserleri kattık. Kitabın yanına çok yakışan bir şey sanat eseri. Sanat ve edebiyat bir arada…

Bu bir yerden görerek yaptığımız bir şey değil, tamamen ‘Türkiye’de nasıl bir kitabevinde olmak isteriz?’ düşüncesiyle yola çıktık. Buna ilaveten, kitap okuyup kahve içebileceğiniz mekânlar var evet, ama şarap içebileceğiniz bir yer yok. Oysa şarap kitabın çok iyi bir eşlikçisidir ve kitabevimize gelen okurlar kitaplarını okurken bir yandan şaraplarını da yudumlayabilsinler istedim. Şarabın yanında soğuk atıştırmalıklar düşünüyorduk fakat AVM Yönetimi’nden de gelen güzel yorumlarla birlikte güçlü bir restoranımız da olsun diye düşündük. Misafirlerimiz sadece şarap içip kitap okumakla kalmasınlar, yemek yiyip uzun saatler boyunca oturup güzel bir müzik eşliğinde sohbet edebilsinler istedik. Bu hayallerle bugünlere geldik. 

  • Kitap okumanın yanı sıra, farklı sanat eserleriyle çevrili bir ortamda kitap ve sanat sohbetlerinin yapılabilmesine de olanak sağlayan bir alan sunuyorsunuz. Nasıl geri dönüşler alıyorsunuz? 

Bahçekapılı: İlk günden beri herkes çok heyecanlıydı. Misafirlerimiz böyle bir şey görmediklerini dile getiriyorlar ve çok mutlu oluyorlar. Yani geri dönüşler çok iyi, ancak elbette ki daha yolun başında sayılırız ve tanıtım anlamında kat edecek çok yolumuz olduğunu düşünüyorum. Bunda AVM’de olmamızın da bir etkisi olabilir tabii. Ancak artan bir ivme var ve insanlar artık yavaş yavaş Livera’yı öğrenmeye başladı. Okur kitlemiz her geçen gün artıyor. Türkiye ortalamasına göre iyi bir kitap satışımız var. AVM’de böyle bir şeyin olması beni çok umutlandırdı. İnsanlar şaşırıyor ve çok keyif alıyorlar. Müşterilerimiz bir şişe şarap eşliğinde 3-4 saat kitap okuyup keyifli vakit geçirebiliyorlar. Ben de fırsat buldukça buradayım.” 

“AVM’DE BÖYLE BİR KİTABEVİ OLMAZ DEDİLER”

Burası bir işletme mantığıyla açılmadı. Ben orman endüstri mühendisiyim, devlet memuruydum. İşimi bırakıp burayı açtım. Yaşayan bir yer olsun, biz de burada olalım diye açtım. Çok keyif alıyorum burada olmaktan. Burada okuyorum. Gelen misafirlerimizle sohbet ediyorum. Burayı açarken, ‘Çok lüks mekanlarda çok pahalı mücevherler, elbiseler satılıyor da kitap niye satılmıyor?’ diye düşündüm. Ama herkes bana ‘AVM’de böyle bir kitabevi olmaz, insanlar oraya gelmez!’ dediler. Ama sonuç olarak geliyorlar. 

Kerem Işık: AVM’ye gelen müşteri kitlesi için bu denli geniş bir arşive gerek yok diye bir düşünce vardır sözgelimi. Ama bence bu durumun asıl nedeninin aslında AVMlerde böyle kitabevlerinin olmaması olduğunu fark ettik. Ben bunu gözlemliyorum kendi adıma. Kitap arşivi geniş olunca insanlar onu da alıyor. Sonuçta siz neyi sunuyorsanız okur onunla etkileşime giriyor. 

  • Yayın hayatınıza çeviri eserlerle başladınız. Bu tercihin bir nedeni var mı?

Işık: ‘Şimdi ve Burada’ şiarıyla yola çıkarken kitabın ve edebiyatın kültürler arası köprüler oluşturma gücüne de dikkat çekmek istedik aslında. Farklı dillerden ve kültürlerden bize ve içinde bulunduğumuz döneme, dikkat çekmek istediğimiz sorunlara uygun kitapları bulup çıkarmak istedik. Her yıl dünyanın dört bir yanında çok sayıda eser yayımlanıyor. Günceli takip etmek, bu verimleri Türkiye’deki okurlarla buluşturmayı amaç edindik. Edebiyat farklı kültürler arasında bir etkileşim aslında. Türkiye’nin farklı bölgelerinden yazarlar okuduğunuzda bile bambaşka kültürel kodlarla karşılaşabiliyorsunuz. Hayata bambaşka bir insanın gözünden bakıyorsunuz. Bunu genişlettiğinizde farkı kültürler ve farklı bakış açılarının zenginliklerini edebiyat dünyamıza kazandırmayı hedeflediğimizi söyleyebilirim. 

İNSAN VE/VEYA HAYVAN SERİSİNİN İLK KİTABI YAYIMLANDI 

  • Yayıncılık anlamında planlarınız nedir? 

Işık: Kurgu ve kurgu dışı çeviri kitaplar yayımlıyoruz. Ancak 2023’te üç farklı seriye başlayacağız. “İnsan ve/veya Hayvan” adlı serimizin ilk kitabı olan “Yol Ayrımları: Antroposen’den Çıkış Üzerine Bir Deneme” Aralık 2022’de yayımlandı. Her seride farklı editörlerle çalışıyoruz. Her serinin bir derdi, meselesi var aslında. Ortak bir mesele etrafında çevrilecek kitapları belirliyoruz. Çeviri kitapların yanı sıra serilerde telif derleme kitaplar da olacak. Yani bir yandan farklı coğrafyalarda söz konusu meseleyle ilgili yaklaşımları eşelerken bir yandan da buradaki düşünsel, kültürel ortamda ne düşünülüyor, insanlar bu konuya nasıl yaklaşıyor gibi soruların yanıtlarını da ortaya koymaya çalışacağız. Sözgelimi ‘İnsan ve/veya Hayvan’ serisi genel anlamda içinde bulunduğumuz Antroposen Çağı’yla alakalı diyebilirim. İnsanın dünyaya olan etkisinin en üst düzeylere çıktığı, insanın neden olduğu sorunların etkilerini hissetmeye başladığı bir çağda yaşıyoruz. İnsan artık içinde yaşadığı gezegene etki etme gücüne sahip. Bu hoş bir güç değil, küresel ısınma ve doğaya egemen olma arzusu gibi olumsuz durumlarla karşı karşıyayız. ‘İnsan ve/veya Hayvan’ serisi bu ve benzeri meseleler etrafında şekillenecek. Seride çeviri kitaplar ile derleme bir eser olacak. Derlemede Türkiye’den yazar ve akademisyenlerin konuya yaklaşımlarını ortaya koyma imkânı bulacağız. Bu serileri ucu açık şekilde kurguluyoruz. Yani belirli bir kitap sayısı olmayacak, ilgili meselelerle ilgili yeni gelişmeler oldukça serilere de yeni kitaplar eklenebilecek. 

“LİVERA YAYINEVİNDEN ÇIKAN 19 KİTABIMIZ VAR”

  • Daha farklı kitap serileri de olacak mı? 

“Yakışıksız Kitaplar” adlı bir seri üzerinde daha çalışıyoruz. ‘Muzır’, ‘yakışıksız’ ve ‘yaramaz’ diye nitelendirildikleri için teorinin dışına itilen ancak değişen dünyamızda gündelik hayatlarımız ile doğrudan alakalı meselelere odaklanan bir seri olacak Yakışıksız Kitaplar. Haz, müstehcenlik, yeni-flört, tek eşlilik, çok eşlilik, politik doğruculuk… ‘Ciddiyetsiz’ yaftası yapıştırılan bu ve benzeri konulara eleştirel düşünce penceresinden bakmayı hedeflediğimiz bir dizi. 

“Edebi Patikalar” diye bir serimiz daha olacak. Zanaat olarak edebiyata odaklandığımız, bir yandan anlatı sanatı, üslup gibi ‘değişen dünyada edebiyat nereye gidiyor, nasıl değişimler yaşanıyor? gibi sorulara yanıt ararken bir yandan da hafıza, travma, savaşlar, göçler gibi edebiyatın temel meseleleriyle zenginleştirmeyi hedeflediğimiz bir seri. Bu serilerde de bir derleme kitap ve çeviri eserler olacak. Her seri için çalışmalarımız devam ediyor. Halihazırda Livera Yayınevi etiketiyle 19 kitabımız var, serilerle birlikte seneye 50 kitaba ulaşmayı hedefliyoruz. Serilerin dışında felsefe ve sosyoloji alanına giren kurgu dışı kitaplarımızın çeviri süreçleri devam ediyor. Tüm bunlar, “Şimdi ve Burada” şiarımızı güçlendirmeyi hedefliyor. 

Serilerin kitapları yayımlandıkça lansmanlarını yapmayı da planlıyoruz. Ayrıca Türkçeye daha önce çevrilmemiş yazarları bulup çıkarmaya çalışıyoruz. Sosyal medyada “Yazarlarla Buluşmalar” adı altında bir röportaj serisi başlattık. Yazarlarımızı Türkiye’deki okurlarıyla bir araya getirmeye çalışıyoruz. Sonrasında yazarlarla çevirmen ve editörleri bir araya getireceğimiz söyleşiler düzenlemeyi de hedefliyoruz. Bunun için çalışmalara başladık. Bu söyleşiler kaydedilerek sosyal medya hesaplarımızdan da yayınlanacak. Etkinliğe katılamayanlar da buradan takip edebilecek. 

"AKADEMİ VE KÜLTÜR MERKEZİ KURMAYI HAYAL EDİYORUZ"

Bahçekapılı: Dünya mutfağını seçkin şarap kavımız ve zengin kitap arşivimizle birlikte sunuyoruz. İleride de ‘Livera Akademi’ diye bir hayalim var. Edebiyat, mütercim tercümanlık gibi bölümlerde okuyan öğrencilerle bir araya gelerek bir akademi kurmak ve onları heveslendirmek istiyoruz. İzmir’de, hatta İstanbul’da bile böyle bir şansları yok. İstiyoruz ki öğrencilerle görüşelim, onlarla çalışmaya başlayalım. Ve adım adım ilerleyip zaman içinde Livera adı altında bir kültür merkezi kuralım. Sinema, tiyatro gibi görsel sanatlara da yönelik düşüncelerimiz, hayallerimiz var.