İlhan Abi…

“Cumhuriyet Gazetesi” ile ilk kez 1955 yılında tanıştım. Isparta’da CHP’li bir muhtar olan dedem Ali Dokutkan’ın okuduğu gazeteydi “Cumhuriyet.” Ben o tarihlerde gazetenin okuru değildim, sadece resimlerine bakıyordum… 5 yaşındaydım ve gazetede yayımlanan tepesinde anten gibi bir çizgisi olan Prof. Nimbus’un çizgi filminin müdavimiydim. 1968 yılında Ege Üniversitesi İnşaat Mühendisliğine başladığımda, cebimde, başlığı görünür şekilde “Cumhuriyet Gazetesi” taşıyordum. 12 Mart’ı üniversitemde yaşadım. Deniz’lerin asılış ağıtını, bahçede arkadaşlarla beraber yaktık.

27 yıl mühendislik yaptıktan sonra emekli oldum. Atatürk’ün İzmir’de evlendiği Göztepe’deki Uşakizade Köşkü’nün 15 yıl müdürlüğünü yaptım. Atatürk’ün evlendiği odanın yarısı şu an benim müdürlük bürom. İsmet Paşa’nın doğduğu evin de fahri sorumlusuyum. Rahmetli Erdal İnönü’ye sözüm var, ona verdiğim sözü 25 yıldır tutmaya çalışıyorum. İzmir’deki tüm Atatürk evlerinin de tek rehberiyim.

Başkaları ne yapar bilmem, ama ben her sabah önce Cumhuriyet Gazetesi’nin “Pencere”sine bakar ve gazeteyi okumaya devam ederim, abi. Gönlümden; “Pencere” yazıları bitmesin, hep var olsun diye geçiririm. Evet, abi, yazıların bize ışık tutmaya devam ediyor, edecek te...

Sizin Cumhuriyet’teki “Pencere”nize randevu için 21 Ağustos 2008 günü gazetemize dayandım. Sizinle, birçok etkinlikte karşılaşmış, ayaküstü sohbet etmiş ve fotoğraflarını çekmiştim. Bu kez gerçek anlamda tanışmak için sizden randevu istedim. Aynı gün beni aradınız, neden görüşmek istediğimi sordu. Siz, o tarihten beş ay önce, sabaha karşı evinizden alınmış ve yaşadığınız olayların etkisiyle ağır bir kalp ameliyatı geçirmiştiniz. Davet talebimi, hastalığınızın ağır seyrine rağmen kabul etmiştiniz.

İlhan Abi, tam saatinde gazeteye gelmiştiniz ve İzmirli olan Alev Coşkun Bey’i de sohbete çağırmıştınız. Hediye ettiğim Atatürk’ün köşkümüzdeki 91 günlük yaşantısını anlatan kitabımı uzun bir süre inceleyip:

“Bu fotoğrafların bir kısmı gazetemizde de yok” demiştiniz.

Bende yanımda getirdiğim 25.000 adede yakın Atatürk, İnönü ve Köy Enstitüleri fotoğraflarımı Cumhuriyet gazetesi arşivine hediye etmiştim. Sizden, gazetenin “Uğur Mumcu” fotoğraf arşivinden faydalanma iznini aldım. Ülke sorunları ve İzmir konusunda yarım saate yakın sohbet ettikten sonra, çok yıllar önce okuduğum, Yüzbaşı Selahattin’in Romanınızı imzalayarak bana hediye etmiştiniz. Kitabınızı bir solukta tekrar okudum, kitap aynen bir Çılgın Türk’ün romanıydı.

Ayrılırken fotoğraf çektirmeyi heyecandan unutmuştum, ama “Cumhuriyet Gazetesi”nin erişilmez ve unutulmaz Başyazarı sizle gerçek manada tanışmış oldum. İlhan Abi; ülkemize gazetemizden açtığın “Pencere” hiç kapanmayacak. Işıklar içinde kal.

Alev Abi, bana sen “Cumhuriyet” yazarısın derken, onurlanıyordum. Çünkü 4 yıldır, Cumhuriyet EGE’de haftalık yazı yazıyorum. İki de kitabım çıktı, “Cumhuriyet Kitapları”ndan. Üçüncüsü de aralık ayında çıkacak...

9 Kasım 2024

Ahmet Gürel